TR 2018 - Panda · 2019. 3. 5. · Engin Şenol Hukuk İşleri Danışmanı Erim Erdoğan Bilişim...

29
2018 TR FAALİYET RAPORU

Transcript of TR 2018 - Panda · 2019. 3. 5. · Engin Şenol Hukuk İşleri Danışmanı Erim Erdoğan Bilişim...

  • 2018TR

    FAALİYETRAPORU

  • 2 3

    WWF-Türkiye dünyanın en büyük, deneyimli ve bağımsız doğa koruma kuruluşlarından WWF’in uluslararası ağının

    bir parçasıdır.

    Bu yayının tamamı ya da herhangi bir bölümü, WWF-Türkiye’nin izni olmadan yeniden çoğaltılamaz ve

    basılamaz.

    © Metin: WWF-Türkiye 2019

    Kapak Fotoğrafı: Ahmet Emre Kütükçü

    Uygulama: Ender Ergün

    Tüm hakları saklıdır.

    ISBN: 978-605-9903-23-3

    WWF-Türkiye Büyük Postane Cad. No:19 Garanti Han Kat:5

    34420 Bahçekapı – İstanbul Tel: 0212 528 20 30 Faks: 0212 528 20 40

    İÇİNDEKİLERÖnsöz Uğur Bayar - Yönetim Kurulu Başkanı Aslı Pasinli - Genel MüdürMütevelli Heyeti, Yönetim ve Denetim KurullarıWWF-Türkiye EkibiWWF’in Küresel Uygulama ProgramlarıFaaliyetlerimiz Denizler Sürdürülebilir Gıda ve Tarım Tatlı Su Yaban Hayatı İklim Değişikliği Ormanlar Eğitim YönetişimSıcak KonularYeşil Diploma ProgramlarıPanda Takımı İstanbul Maratonu’nda Dünya SaatiYayınlarBirlikte Daha Güçlüyüz

    45678

    111216202430343842434446485052

  • 4 5

    İnsanın varlığını sürdürebilmesinin doğal kaynaklara

    bağlı olduğu gerçeği her geçen gün daha

    net bir şekilde ortaya çıkıyor. Buna rağmen

    doğayı endişe verici derecede tahrip etmeye devam ediyoruz. Bizler

    bu gidişatı tersine çevirebilecek son

    nesiliz.

    Doğa ve insan için, samimi olarak yeni bir başlangıç yaparak, radikal adımlar atmak zorundayız. Çünkü bugün sergileyeceğimiz kararlılıkla, gidişatı tersine çevirmemiz hala mümkün.

    Aslı PasinliWWF-Türkiye Genel Müdürü

    Size pembe bir tablo çizmek isterdim ancak doğa koruma açısından 2018, önümüzdeki sorunların gittikçe daha çetrefil ve içinden çıkılamaz hale geldiği bir yıl oldu. Belki de bunu daha çok fark ettiğimiz bir yıl oldu demek gerek çünkü bu sorunlar uzun yıllar süren ihmalkarlıkların ve vurdumduymazlıkların sonucu.

    Küresel Limit Aşım Günü, bu yıl dünyada 1 Ağustos, Türkiye’de ise 11 Temmuz olarak belirlendi. Her

    yıl biraz daha öne gelen bu tarih, doğanın bize 2018 boyunca kullanmamız için sunduğu kaynakları 7’nci ayın ortasında tüketmiş olduğumuz ve kalan 4,5 ayda 2019’un kaynak hakkından borç alacağımız anlamına geliyor.

    Öte yandan dünya biyolojik çeşitlilik kaybıyla alarm veriyor. Ekim sonunda yayımladığımız Yaşayan Gezegen Raporu 2018’e göre son 44 yılda canlı popülasyonları yüzde 60 azaldı. İnsanlığın dünyamızın sağlığı üzerindeki etkisini ortaya koyan rapora göre Türkiye de canlı türleri için cazip bir coğrafya olmaktan hızla uzaklaşıyor. Küresel düzeyde tehlike altında olan türlerin ülkemizdeki sayısı 2008 yılında 131’ken, bugün yaklaşık 400’e çıktı.

    İnsanın varlığını sürdürebilmesinin doğal kaynaklara bağlı olduğu gerçeği her geçen gün daha net bir şekilde ortaya çıkıyor. Buna rağmen doğayı endişe verici derecede tahrip etmeye devam ediyoruz. Bizler bu gidişatı tersine çevirebilecek son nesiliz.

    Bu sorumluluğun bilincinde olarak 2018’de de model olabilecek, Türkiye genelinde ölçeklendirilebilecek projelere hız verdik. Ayrıntılarını ilerleyen sayfalarda okuyacağınız projelerimiz arasında iki tanesi öne çıkıyor: Tek kullanımlık plastikle mücadelemiz ve Büyük Menderes’te Temiz Üretim. Ancak tabii ki geçen yıllarda olduğu gibi tatlı sulardan denizlere, sürdürülebilir tarımdan yaban hayata bir çok farklı alanda irili ufaklı projelerimiz tüm hızıyla devam ediyor.

    Yazımı geçen sene de yaptığım bir çağrıyla kapatmak istiyorum. Dünyayı kurtarmak tek başına altından kalkamayacağımız kadar büyük bir iş ve o yüzden hepinizin desteğine ihtiyacımız var.

    Çünkü her şey birlikte mümkün!

    2018 yılıyla ilgili öne çıkan iki duygumdan, biri ‘coşku’; diğeri ‘endişe’.

    WWF-Türkiye olarak, emek verdiğimiz konulardaki bazı gelişmeleri coşkuyla

    karşıladık. Bildiğiniz gibi, 2018’i ‘Plastik ile Mücadele’ yılı ilan etmiştik. Bu mücadelenin bir sonucu olarak resmi makamların somut adımlar atması ve yeni tedbirlerin alınacak

    olduğunun sinyallerinin verilmesi bizi umutlandırdı.

    Büyük Menderes Havzasında başlattığımız ‘Tekstil’de Temiz Üretim Hareketi’nin bir kar topu gibi büyümesi doğru yolda olduğumuzu gösterdi. Tarımda verimliliği

    arttırmayı hedefleyen yenilikçi uygulamalarımız son hızıyla devam etti. Çocuklarımızın içindeki değişim gücünü ortaya çıkarmayı hedefleyen Doğa Öncüleri

    programımız, Kars’a kadar uzandı, 100 okula yayıldı.

    Zorlu mücadelemizde kendimizi yalnız hissettiğimizde çok kıymetli işbirlikleri gelişti, ortak geleceğimiz için

    daha da büyük çaplı projelerin tohumlarını ektik. Desteklerle, sesimizi daha fazla duyurabildik. Aldığımız bağışlar büyüdü, takipçilerimiz arttı, ekibimiz genişledi,

    bunların hepsi gücümüze güç kattı.

    Öte yandan 2018, 50’den fazla uzmanın çalışmasıyla 2 yılda bir hazırlanan ‘Yaşayan Gezegen’ raporumuzun

    yayımlandığı yıl idi. Doğamızda yarattığımız tahribatın büyüklüğünün altını çizen raporun Türkiye’de artık

    yaklaşık 400 türün tehlike altında olduğunu bilimsel olarak kanıtladığı, küresel sıcaklık rekorunun 5. kez

    kırıldığı, çocuklarımızın geleceği ile ilgili kaygılarımızın arttığı, bizden sonraki kuşaklara borcumuzun yükünü

    daha ağır hissettiğimiz, üstelik geleceğe yönelik felaket senaryoları olduğunu var saydığımız afetleri sellerle,

    tayfunlarla, kasırgalarla, kuraklıkla doğrudan tecrübe ettiğimiz, bütün bu gelişmelerle sarsıldığımız yıl idi.

    Bunların sonunda aldığımız en önemli karar şu oldu: Çalışmalarımızı acilen hızlandırmamız, etkilerini artırmamız: bireyler, kurumlar olarak artık birlik

    olmamız gerekiyor. Doğa ve insan için elimizi taşın altına koymak, radikal adımlar atmak, cesur,

    yenilikçi ve yaratıcı olmak zorundayız. Çünkü bugün sergileyeceğimiz kararlılıkla, gidişatı tersine çevirmemiz

    ve nesillerimizin geleceğini kurtarmamız hala mümkün.

    Biz, WWF olarak, doğa ve insanlar için yeni bir başlangıca yelken açarken, sizleri de eskisinden çok

    daha güçlü, kararlı bir şekilde, bu yolculukta yer almaya davet ediyoruz.

    Uğur BayarWWF-Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı

    DÜNYAYI KURTARABİLECEK

    SON NESİLİZ

    DOğA vE İNSAN İÇİN YENİ BİR BAŞLANGIÇ

  • 6 7

    DENETİM KURULU

    WWF-TÜRKİYE EKİBİ

    İletişimTolga Yücel İletişim Müdürü Yaz Güvendi Dijital Kampanyalar UzmanıPelin Özkan İletişim Sorumlusu Gül Türün İletişim Kıdemli Uzmanı

    Kaynak Geliştirme ve Kurumsal İşbirlikleriNeyran Akyıldız Kaynak Geliştirme Ve Kurumsal İşbirlikleri Müdürü

    Bireysel Kaynak Geliştirme Gökhan Uç Bireysel Kaynak Geliştirme Kıdemli Uzmanı Seda Berna Baykal Bireysel Kaynak Geliştirme Uzmanı Meltem Gökçen Bireysel Kaynak Geliştirme Sorumlusu Betül Örüklü Destekçi İlişkileri Sorumlusu Melih Sözer Yüz Yüze Üyelik Programı Uzmanı Erhan Mındız Yüz Yüze Üyelik Programı Sorumlusu

    Kurumsal İşbirlikleri Nilay Dökümcü Kurumsal İşbirlikleri Uzmanı Burcu Yeşil Kurumsal İşbirlikleri Sorumlusu

    Eğitim ProgramlarıEsra Turam Eğitim Programları Müdürü

    Finans ve İdari İşler Pınar Yücel Finans Ve İdari İşler Müdürü Mehmet Arif Şavur Muhasebe MüdürüNuran Kahya Ankara Ofis Sekreteri Gönül Güngören İstanbul Ofis Görevlisi Zihni Gürgenç İstanbul Ofis Görevlisi

    DanışmanlarNafiz Güder Doğa Koruma Danışmanı Engin Şenol Hukuk İşleri Danışmanı Erim Erdoğan Bilişim Teknolojileri Danışmanı

    YÖNETİM KURULUBaşkan

    Uğur BAYAR

    Başkan YardımcısıNafiz KARADERE

    Üyeler Attila KÖKSAL

    Ayşegül YÜREKLİ ŞENGÖR

    Nergis YAZGAN

    Dr. Nilüfer ORAL

    Nişvan BAŞKAYA KABAKCI

    Akın EKİCİ

    Metin KONCA

    Ümit HERGÜNER

    MÜTEvELLİ HEYETİ

    Akın ÖNGÖR

    Nergis YAZGAN

    Ayla MOLU

    Hulusi TANMAN

    Selçuk SOYBAY

    Füsun GENÇSÜ

    Belkıs BALPINAR

    Ömer KOÇ

    Nişvan KABAKCI

    Ali ÜSTAY

    Bülent ECZACIBAŞI

    Faruk ECZACIBAŞI

    Paul MCMILLEN

    Selçuk ERDEN

    Gernant MAGNIN

    Mevce ILCI

    Metin KONCA

    R. Okan TAPAN

    Agah UĞUR

    Akın EKİCİ

    Ali KİBAR

    Arnold HORNFELD

    Attila KÖKSAL

    Ayşecan Özyeğin OKTAY

    Ayşegül Yürekli ŞENGÖR

    Aytül GÜLÇELİK ÖZKAN

    Begümhan Doğan FARALYALI

    Bülent BAŞER

    Cem DUNA

    Prof. Dr. Cevza SEVGEN

    Cüneyt SEZGİN

    Defne KORYÜREK KORTUN

    Deniz ÖZTOK

    Dilek BİL

    Ebru ÖZDEMİR

    Prof. Dr. Emin ÖZSOY

    Fatma Ayşe CEMAL

    Prof. Dr. Fikret ADAMAN

    Filiz DEMİRAYAK

    Prof. Dr. Hasan Bülent KAHRAMAN

    Murat ÖZYEĞİN

    Murat YARAR

    Nafiz KARADERE

    Nilüfer ORAL

    Doç. Dr. Oğuz KURDOĞLU

    Piraye ANTİKA

    Serdar ERENER

    Tolga BAŞTAK

    Uğur BAYAR

    Ümit HERGÜNER

    Seçilen Üyeler

    Kurucu Gerçek Kişiler

    T. GARANTİ BANKASI A.ŞKurucu Tüzel Kişiler

    Doğa KorumaDr. Sedat Kalem Doğa Koruma Direktörü

    Deniz ve Yaban Hayatı Programı Ayşe Oruç Program Müdürü Eray Çağlayan Deniz Koruma Alanları Kıdemli Uzmanı Yaprak Arda Deniz Koruma UzmanıTimuçin Dinçer Balıkçılık SorumlusuAhmet Kütükçü Yaban Hayatı Kıdemli Uzmanı Nilüfer Araç Yaban Hayatı ve Eğitim Uzmanı Ebru Çelik Yaban Hayatı ve Deniz Sorumlusu Efe Sevim Yaban Hayatı ve Deniz Asistanı Esin Odabaş Kıdemli Proje Finans Uzmanı

    Aslı Gemci Çevre Politikaları ve İklim Programı Kıdemli Uzmanı

    Selin Devranoğlu Orman Programı Kıdemli Uzmanı

    Eren Atak Tatlısu ve Sulakalan Programı Kıdemli Uzmanı Eylül Dizdaroğlu Sulak Alanlar Sorumlusu

    Aslı Pasinli Genel Müdür Zeynep Üzüm Yönetici Asistanı

    Gıda ve Tarım Programı Arzu Balkuv Program MüdürüGökçe Okulu Sürdürülebilir Tarım Kıdemli UzmanıErcan Sütlü Sürdürülebilir Tarım UzmanıAyşe Doğrubak Proje SorumlusuAhmet Vural Proje Alan SorumlusuCan Demirkaya Proje Alan Sorumlusu Durmuş Birlik Proje Alan Sorumlusu Gözde Sertyörü Proje Alan Sorumlusu Talip Özdemir Proje Alan Sorumlusu

    Kerem Ali Boyla Kuş Atlası Projesi Yöneticisi Lider Sınav Kuş Atlası Projesi DanışmanıDoç. Dr. Can Yılmaz Akyatan Projesi Bilim Danışmanı

  • 8 9

    WWF’İN KÜRESEL UYGULAMA PROGRAMLARI

    PİYASA

    FİNANS

    Dünya genelinde 5 milyonu aşkın destekçiye ve 100’den fazla ülkede etkin bir kurumsal ağa sahip WWF’in misyonu; biyolojik çeşitliliği koruyarak, yenilenebilir kaynakların sürdürülebilirliğini sağlayarak, kirlilik ve aşırı tüketimin azaltılmasını teşvik ederek gezegenimizin doğal çevresinin bozulmasını durdurmak ve insanın doğayla uyum içinde yaşadığı bir geleceğin kurulmasına katkıda bulunmaktır.

    Sürdürülebilir üretime ve tüketime geçiş

    Sürdürülebilir kalkınma için gerekli mali kaynakların artırılması

    DENİZLERDeniz ekosistemlerinin, insan refahının ve biyolojik çeşitliliğin sürdürülebilirliğini sağlayacak verimlilikte ve dirençte olması

    ORMANLARDünyanın, biyolojik çeşitliliğe ve insan yaşamına katkılarıyla iklim değişikliğine karşı geniş ve dayınıklı ormanlarla zenginleşmesi

    YABAN HAYATIDünyanın en çok tehlike altındaki ve ekolojik, ekonomik ve kültürel açıdan önemli türlerinin doğal yaşam ortamlarında varlığını sürdürebilmesinin sağlanması

    İKLİM ve ENERJİİklim değişikliğine karşı dirençli bir gelecek için küresel sıcaklık artışını 1,5°C eşiğinde tutarken biyoçeşitlillik ve insan yaşamını gözeten iklim ve enerji politikalarının hayata geçirilmesi

    GIDABugün ve geleceğin gıda talebini karşılarken doğal çevrenin korunmasını gözeten sürdülebilir gıda sistemlerinin oluşturulması

    YÖNETİŞİMSürdürülebilirlik hedeflerini destekleyen güçlü politikaların oluşturulması

    TATLI SUTatlı su ekosistemleri ve sağladıkları hizmetlerin, doğa ve insanı desteklemeye devam etmesi

    DENİZLERDeniz ekosistemlerinin, insan refahının ve biyolojik çeşitliliğin sürdürülebilirliğini sağlayacak verimlilikte ve dirençte olması

    YABAN HAYATIDünyanın en çok tehlike altındaki ve ekolojik, ekonomik ve kültürel açıdan önemli türlerinin doğal yaşam ortamlarında varlığını sürdürebilmesinin sağlanması

    DOğA vE İNSAN İÇİNYENİ BİR

    BAŞLANGIÇ YAPMAMIZ GEREKİYOR

  • 10 11

    Zaman aleyhimize işliyor. Önümüzdeki on yıl içinde gezegenimizi sürdürülebilir bir rotaya çevirmek için acil önlemler almak zorundayız.Artık her saniyenin önemi var. Doğa koruma konusundaki ahlaki, ekonomik ve toplumsal yükümlülüklerimizi dikkate alan yeni bir başlangıç yapmamız gerekiyor. Gezegenimiz, üzerindeki tüm canlılar ve insan için son şans olabilecek bu tarihi fırsatı kaçırmamalıyız.

  • 12 13

    DENİZLERHEDEFİMİZ, YAŞAMI DESTEKLEYEN vERİMLİ DENİZ EKOSİSTEMLERİ

    Balıkçılık, dünyada 59,6 milyon insan için gıda, gelir ve geçim kaynağı.

    Dünya üzerindeki denizel alanların sadece yaklaşık %4’ü koruma altında.

    Akdeniz turizmi, küresel turizmin 3’te 1’ini oluşturuyor. Akdeniz Gayri Safi Denizel Hasılası’nın %92’sini turizm oluşturuyor.

    Her iki deniz kaplumbağasından biri plastik yutuyor.

    Denizlerimizde plastik kirliliğine karşı küresel bir sözleşme için harekete geçtik.

    59,6%4

    %921/2

    milyon

    © A

    yşe

    Oru

    ç

  • 14 15

    TEK KULLANIMLIK PLASTİKLE MÜCADELE YILININ ARDINDAN

    AKDENİZ’DE SÜRDÜRÜLEBİLİR BALIKÇILIK İÇİN BALIKÇILARLA OMUZ OMUZA

    2018’i Tek Kullanımlık Plastikle Mücadele Yılı ilan etmemizin ardından 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde tüketicileri, tek kullanımlık plastikleri daha sorumlu tüketmeye davet eden 1 Güzel Hareket Kampanyamız start aldı. 8 Haziran Dünya Okyanus Günü’nde ise Akdeniz’de Plastik Raporumuzu yayımladık.

    Vahim bir tablo ortaya koyan raporu aynı gün Boğaziçi Üniversitesinde UNSDSN’le birlikte tüm sektörü buluşturduğumuz bir çalıştayda tanıttık. Özel sektör, kamu , STK’lar ve akademiden 175 kişinin katıldığı çalıştayda Türkiye’deki plastik atık sorunu enine boyuna tartışıldı. Bu konudaki çalışmalarımız, çalıştay sonrasında da devam etti. Konunun en önemli aktörlerini davet ettiğimiz Etkin Geri Dönüşüm Komitesi, yaz boyunca iki kere daha toplandı ve meseleyi mercek altına aldı.

    Eylül’de, Sıfır Atık Programıyla birlikte hazırladığımız kamu spotunun TV ve radyolarda yayınlanmaya başlamasıyla 1 Güzel Hareket Kampanyamıza katılım yeni bir ivme kazandı ve Kasım itibarıyla 100 bin taahhüdü geçtik. Böylece, poşetlerin 1 Ocak’ta paralı hale gelmesinden önce kamuoyu oluşturulmasına katkı sağladık. 2019 ve sonrasında da bu konudaki kampanyalarımız devam edecek, raporlarımız yayımlanacak.

    WWF-Türkiye olarak, 9 Akdeniz ülkesi ile birlikte, küçük ölçekli balıkçıların gelir kaynaklarının iyileştirilmesi, balıkçılıkla ilgili yönetim süreçlerine katılımlarının sağlanması ve sürdürülebilir

    balıkçılık uygulamalarının artırılması amaçlarıyla ‘Küçük Ölçekli Balıkçılık Ortak Yönetimi Projesi’ni yürütüyoruz. Pilot alanlarımız Foça (İzmir), Kaş (Antalya) ve Erdemli (Mersin)’de, balıkçılar başta

    olmak üzere ilgili paydaşlarla toplantılar düzenledik, kooperatifleri bilgilendirdik, iyi uygulama örneklerini gözlemlemek amacıyla teknik geziler gerçekleştirdik.

    Küçük ölçekli balıkçılığın geleceğini değerlendirmek üzere 12 Eylül’de, Foça’da, “Küçük Ölçekli Balıkçılığın Bugünü ve Yarını” çalıştayını düzenledik. Eylül ayında Malta’da yapılan Akdeniz’de Küçük

    Ölçekli Balıkçılık Bakanlar Konferansı’na pilot alanlarımızdan balıkçılarla birlikte katıldık.

    Sürdürülebilir balıkçılık için ayrıca, WWF-Avusturya Ofisi’nin koordinasyonunda 17 ülkede yürütülen “İnsanlar, Okyanuslar ve İklim Yararına Sorumlu Su Ürünleri Tüketimi Projesi (FF2)” çerçevesinde

    çalışmalar yapıyoruz. Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine katkıda bulunmayı amaçlayan proje, Avrupa’da ve gelişmekte olan ülkelerde, deniz ürünleri tüketim anlayışı ve üretim

    şekillerini geliştirerek, sosyal, ekonomik ve çevresel bakımdan olumlu sonuçlar elde etmeyi hedefliyor.

    Tek kullanımlık plastiğin doğada yarattığı tahribatı gözler önüne seren kampanya filmimizin kamu spotu olarak tüm kanallarda yayına alınması, 10 milyondan fazla kişiye ulaşarak gündemde önemli bir yer alması ve konuyla ilgili somut adımlar atılması bizi umutlandırdı.

    © T

    roy

    May

    ne /

    WW

    F

    © S

    alih

    a D

    uman

    Kır

    gız

  • 16 17

    SÜRDÜRÜLEBİLİR GIDA vE TARIMBEREKETLİ vE SAğLIKLI TOPRAKLAR İÇİN

    Doğal kaynakların üçte birini beslenmek için tüketiyoruz.

    Dünyadaki erişilebilir tatlı su kaynaklarının %70’i tarım için kullanılıyor.

    Tarım faaliyetleri sera gazı emisyonlarının dörtte birinden sorumlu.

    Türkiye’de 2000 yılında yaklaşık 24 milyon hektar olan toplam işlenen tarım alanı, %14 azalarak 2016 yılında 20 milyon hektara indi.

    Aynı dönemde Türkiye nüfusu yaklaşık %23 arttı.

    2050 yılında yaklaşık 10 milyar olacak dünya nüfusunu beslemek için küresel gıda üretiminin %50 artması gerekiyor.

    ⅓%70

    ¼%14 %23%50

    © A

    li İh

    san

    Gök

    çen

  • 18 19

    Akıllı Arpa ve ŞerbetçiotuAnadolu Efes ile birlikte, Konya, Kayseri, Ankara, Adıyaman ve Bilecik’te, toplam 1542 dekar arazide, alıcı (sensör) istasyonları, uydudan tarla sağlığını takip eden ve dijital toprak analizi yapan altyapı sistemleri kurarak bu sistemlerin faydalarını değerlendiriyoruz. Böylelikle, çiftçileri örnek uygulamalar ve sonuçları hakkında bilgilendiriyor, bu uygulamalara olan güvenlerini kazanmayı amaçlıyoruz. Aynı zamanda, çiftçileri bilinçlendirerek yeni uygulamaları yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Çiftçiler arası ‘çiftlikten çiftliğe’ (farm-to-farm), Tarlabaşı/ İşletme Deneyim Paylaşımı etkinlikleriyle de bu akıllı ve sürdürülebilir uygulamalar hakkında çiftçiler arasında iş birliği ağı oluşturuyoruz.

    Yeni nesil teknolojilerin yardımıyla tarım sektörünün tekrar gençlerin ilgisini çekebileceğine inanıyoruz. Projenin ilerleyen aşamalarında genç çiftçilere fon ve danışmanlık desteği vermeyi de planlıyoruz.

    Sürdürülebilir DomatesUnilever Knorr işbirliği ile sanayi domatesi üretiminin toprak kalitesi üzerindeki etkilerini azaltmak ve domates üretimini daha sürdürülebilir hale getirmek için en doğru uygulamaları göstermeye çalışıyoruz. Bu çerçevede Bursa’nın Karacabey ilçesinde, sabit bir tarlada 36 ay sürecek çakılı denemeler gerçekleştiriyoruz. Arazi altı eşit parçaya bölünerek, kimyasal gübre, hayvansal gübre, orgamineral gübre ve kompost gibi altı ayrı uygulamanın toprak üzerindeki etkileri çalışılıyor. 36. ayın sonunda en etkili olduğu tespit edilen uygulama, Bakırköy mahallesindeki tüm domates üreticilerinde uygulanacak. Proje sonunda, en etkili yöntemin yaygınlaşması için çalışmalar yürüteceğiz.

    Yağmur Suyu HasadıHSBC Su Programı kapsamında HSBC çalışanı gönüllülere, tatlı su kaynaklarının önemi, etkin su kullanımı, yağmur suyu hasadı, tarımsal su kullanımı gibi konularda eğitimler veriyoruz. Eğitim verdiğimiz gönüllüler, önce Aydın’ın Haydarlı Köyü’nde tarımsal yağmur suyu hasadı uygulamaları yapacak, daha sonra Millî Eğitim Bakanlığı ile belirleyeceğimiz okullarda öğrencilerle çalışarak, yağmur suyu hasadı uygulamaları hakkında bilgi verecek. Bu sayede hem HSBC gönüllüleri hem de öğrenciler, su kaynaklarının önemi, etkin su kullanımı ve su kaynaklarının kalkınma üzerindeki önemi gibi konularda bilgi edinerek yağmur suyu hasadı uygulamalarının yaygınlaşmasına önderlik edecek.

    vERİM vE TOPRAğIN BEREKETİİyi Pamuk Projesi

    İyi Pamuk Uygulamaları Derneği (İPUD) tarafından 2013 yılından bu yana Aydın’da uygulanmakta olan İyi Pamuk (Better Cotton) Projesi 2018-19 pamuk sezonunda WWF-Türkiye’nin Uygulama

    Ortağı olarak katılmasıyla kapsamını genişleterek büyüyor. İyi Pamuk kavramı hem onu üretenler, hem üzerinde yetiştiği toprak, hem de pamuk sektörünün geleceği için daha iyi üretim standartları

    anlamına geliyor.

    Bu standart ile pamuk üretiminde zirai ilaç, gübre, su gibi girdilerin etkin kullanımı, toprak sağlığının ve doğal yaşam alanlarının korunması ve iyileştirilmesi ve ayrıca tarım çalışanlarının refahının

    arttırılması hedefleniyor. İyi Pamuk Girişimi (Better Cotton Initiative -BCI) tarafından dünya genelinde 5 kıtada ve 23 ülkede uygulanıyor. Better Cotton Initiative (BCI)’in 2020 hedefi ise dünya

    pamuk üretiminin %30’una ulaşmak.

    2018-2019 yılı pamuk sezonunda Aydın’da toplam 10,282 hektar alanda 474 çiftçi ile çalışıldı. Toplam 1381 çiftçi standarda dair bilgi paylaşımı buluşmalarına katıldı. Çiftçiye pilot alan uygulamaları,

    ücretsiz toprak analizleri, uzman ziraat mühendisi desteği gibi çeşitli olanaklar sunan proje, Tariş kooperatifleri, Ziraat Odaları, İlçe Tarım Müdürlükleri ve Aydın Tarım Orman İl Müdürlüğü’nün

    desteği ile yeni sezonda da devam edecek.

    Projenin uygulanması sürecinde WWF-Pakistan’dan bir sürdürülebilir pamuk uzmanının da desteğiyle gelinen nokta ümit verici bir başlangıç olarak değerlendirilebilir. Pakistan, 9 yıllık sürecin sonunda

    halen 350 bin çiftçi ile sürdürülebilir pamuk üretiyor.

    © J

    ürge

    n Fr

    eund

    / W

    WF

    © M

    eg G

    awle

    r /

    WW

    F

  • 20 21

    780 milyon

    TATLI SUDOğA vE İNSAN İÇİN YETERLİ MİKTARDA TEMİZ SU

    20.yüzyılda dünyadaki sulak alanların yarısı yok oldu.

    1970 yılından beri tatlı sularda yaşayan canlı popülasyonlarındaki azalma %80’i buldu.

    Dünya’da 780 milyon kişinin temiz suya erişimi yok.

    %50 %80

    Evsel, endüstriyel ve tarımsal kirleticiler Türkiye’nin yer üstü ve yer altı sularının kalitesini olumsuz etkiliyor.

    © D

    inos

    Mic

    hail

    / G

    etty

    Imag

    es T

    urke

    y

  • 22 23

    TEKSTİL FİRMALARI BÜYÜK MENDERES HAvZASI’NDA TEMİZ ÜRETİMİN ÖNCÜSÜ OLDUÜlkemizdeki 25 akarsu havzasından biri olan Büyük Menderes Nehri, bölgeye hayat veren bir su kaynağı, WWF’in Su Koruyuculuğu stratejisi için seçtiği 15 havzadan biri.

    25Türler risk altında: Akdeniz’de 4.500 çift kalmış tepeli pelikan, yeşil deniz kaplumbağası, flamingo gibi türler havzadaki ekosistemlerde yaşam savaşı veriyor.4500Sağlık risk altında: Türkiye’nin incir üretiminin %65’i, zeytin üretiminin %20’si, pamuk üretiminin %13’ü bölgede gerçekleşiyor ve düşük kalite suyla sulanıyor.%65Sanayi risk altında: Tekstil ihracatında %50 paya sahip Denizli sanayisi de risklerle karşı karşıya.%50

    Büyük Dönüşüm

    Temiz Üretime Geçiş

    Ortak Harekete Çağrı

    GÖKÇEADA LAGÜNÜ ARTIK ULUSAL ÖNEMİ HAİZ SULAK ALAN

    Tekstil sektöründe, temiz üretim sürecine geçiş için başlattığımız hareket kapsamında Büyük Menderes Havzası’na dünyadaki başarı örneklerini taşıyoruz. H&M ile yürüttüğümüz çalışmada Güney Ege

    Kalkınma Ajansı (GEKA), Denizli Sanayi Odası ve Sanayi Bakanlığı ile birlikte teknik ve finansal iş birliği mekanizmaları geliştirmeye devam ediyoruz. Tekstil markalarını temiz üretim için kolektif

    harekete davet ediyoruz.

    “Büyük Menderes Havzası’nda Su Koruyuculuğu” stratejimiz kapsamında “temiz üretim” için hedeflediğimiz sektörlerin başında Denizli ve Aydın’da faaliyet gösteren tekstil firmaları geliyor.

    Katı atık ve atık su miktarının azaltılması, daha az su ve kimyasal kullanılması, daha verimli enerji kullanılması gibi unsurları içeren model, üretim maliyetlerini düşürürken, üretim süreçlerinin

    havzadaki su kaynakları üzerindeki etkilerini de azaltıyor.

    Bu çerçevede 3 Mayıs’ta, Denizli’de GEKA ile, ‘Tekstil Sektöründe Temiz Üretim’in Yaygınlaşması’ hareketini duyurduk. Denizli Valisi Hasan Karahan’ın katılımıyla, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile küresel ve ulusal tekstil markaları, finans

    kurumları ve yerel paydaşları bir araya getirdik. Hareketin yaygınlaşmasına destek verenler arasında Boyner Grup, H&M, Tommy Hilfiger ve Inditex markaları bulunuyor. Bu çerçevede Garanti Bankası

    da, WWF-Türkiye’nin girişimi ile Büyük Menderes Temiz Üretim Kredi Fonunu oluşturdu ve harekete destek veren finans kurumu oldu.

    26 Temmuz’da İstanbul’da aralarında H&M ve Inditex’in de yer aldığı 40 uluslararası ve yerli marka ile buluştuk; temiz üretim dönüşümünü desteklemek üzere ortak harekete davet ettik. Temiz Üretim konusunda Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı gibi kamu kurumları ile çalışmalarımız devam ediyor.

    Akdeniz ve Ege adalarındaki sulak alanların envanterini çıkarmak, bu alanlar üzerindeki tehditleri belirlemek ve ekolojik durumlarının iyileştirilmesine yönelik çözümler geliştirmek amacıyla “Ada Sulak Alanları” projesini uyguluyoruz. MAVA Vakfı’nın desteklediği proje, WWF-Yunanistan koordinasyonunda, çeşitli ülkelerden dokuz kuruluş ortaklığıyla yürütülüyor. Proje kapsamındaki pilot alanlarımız arasında yer alan Gökçeada Lagünü Aralık ayında Ulusal Sulak Alan Komisyonu (USAK) tarafından Ulusal Önemi Haiz Sulak Alan olarak ilan edildi. Türkiye’nin en büyük ada sulak alanı olan ve flamingolar başta olmak üzere pelikan, yaban ördeği ve kaz gibi göçmen kuşlara ev sahipliği yapan Gökçeada Lagünü denetimsiz rüzgar sörfü, çamur banyosu, deniz turizmi gibi faaliyetler ve evsel/tarımsal atıkları nedeniyle yoğun insan baskısı altında bulunuyor.

    Tekstil sektöründe temiz üretim uygulamalarını desteklemek ve paydaşları, sektörel su risklerine karşı harekete geçirmek amacıyla H&M iş birliği ile hazırladığımız “Tekstil Sektöründe Temiz Üretim Rehberi”nin tanıtımını 24 Eylül’de Denizli’de yaptık. Tekstil şirketlerinin planlamadan uygulamaya, her aşamada yararlanabileceği pratik bilgiler sunan rehber, temiz üretim çalışmaları ve yatırımları, sanayi bölgeleri, ARGE ve girişimcilik uygulamalarıyla ilgili teşvik, destek ve krediler gibi bilgiler de içeriyor. 25 Eylül’de, 37 tekstil üreticisi firmadan yaklaşık 60 teknik personelin katılımıyla Temiz ÜretimUygulaması teorik eğitimi düzenledik. Çalışmalarımızı TBMM’de Denizli, Aydın ve Uşak illerinden farklı siyasi partilere mensup milletvekillerine de sunduk.

  • 24 25

    YABAN HAYATIDOğAYI vE BİYOÇEŞİTLİLİğİ KORUMAK İÇİN

    101000+

    316

    4

    Haziran ayında, 10 dişi ergin yeşil deniz kaplumbağasına uydu cihazı takıldı.

    1000’in üzerinde sivil ve kamu personeline yaban hayatı eğitimi verdik.

    “Türkiye Üreyen Kuş Atlası” yayımlandı. Ülkemizde yuvalayan 316 kuş türünün yayılış ve bolluk haritalarını da içeren çalışma, Türkiye’de bugüne kadar hazırlanmış ilk kuş atlası.6 Ekim Dünya Kuş Gözlem Günü’nde, Turnaların göç ve kış döneminde kullandıkları önemli yaşam alanları olan dört noktada (Mersin, Göksu Deltası; Adana, Çukurova Deltası; Kayseri, Sultan Sazlığı; Samsun, Kızılırmak Deltası) aynı anda turna gözlem etkinliği gerçekleştirdik.

    Deniz kaplumbağaları ve yaşam alanı kaybı, hedef dışı avcılık ve kirlilik nedeniyle tehlike altında.

    © D

    eniz

    Mem

    elile

    ri A

    raşt

    ırm

    a D

    erne

    ği

  • 26 27

    DENİZ CANLILARININ HEDEF DIŞI AvLANMA ORANLARINI DÜŞÜRMEK İÇİN

    TÜRKİYE’İN İLK KUŞ ATLASI YAYIMLANDI

    TURNALAR HEP UÇSUN

    10 YEŞİL DENİZ KAPLUMBAğASINA UYDU CİHAZI TAKILDI

    Tarım ve Orman 7.Bölge Müdürlüğü iş birliğiyle, 1 Haziran-15 Eylül tarihleri arasında, Adana, Akyatan Kumsalı’nda yürüttüğümüz deniz kaplumbağası izleme ve koruma çalışmalarında 357 yuva belirlendi.

    Çalışmaya yaklaşık 50 gönüllümüz destek verdi. Haziran ayında, 10 dişi ergin yeşil deniz kaplumbağasına uydu cihazı takıldı. Uydu cihazlarından elde edilen veri, Doğu Akdeniz’de yeşil deniz kaplumbağalarının

    göç rotaları ve kışlama alanları ile ilgili çalışmalara katkı sağladı. Çalışmanın sonuçları Hırvatistan’da düzenlenen 6. Akdeniz Deniz Kaplumbağaları Konferansı’nda bölgesel ölçekte paylaşıldı.

    YABAN HAYATI KURTARMA vE İLK YARDIM EğİTİMLERİ

    2018 yılında, ilk, orta, lise ve üniversite öğrencileri, öğretmenler ve veteriner hekimler başta olmak üzere ilgili kişi ve kurumlara yaban hayatı kurtarma ve ilk yardım, şehir yaban hayatı, tarım ve biyoçeşitlilik

    içerikli kapasite artırma faaliyetleri gerçekleştirdik. Teorik ve uygulamalı eğitimlerimiz çerçevesinde 1000’in üzerinde sivil ve kamu personeline ulaştık. İnsanların yaşadıkları ortamlarda karşılaştıkları yaralı,

    hasta ve öksüz yabani hayvanlara nasıl müdahale edebileceklerine yönelik kurtarma ve ilk yardım eğitimleri verdik. Şehir yaban hayatı sunumları kapsamında, insanların yerleşim yerlerini paylaştıkları yaban

    hayvanları, bu hayvanlara yönelik tehditler ve çözüm önerilerine yönelik bilgiler verildi.

    Türkiye’de hangi türlerin güncel olarak ürediğini ortaya koyan ve bu türlerin yayılış

    haritalarını içeren “Türkiye Üreyen Kuş Atlası” yayımlandı.

    Ülkemizin dört bir yanındaki farklı yaşam ortamlarında üreyen 316 kuş türünün

    gerçek gözlemlerle hazırlanmış haritalarının da yer aldığı çalışma; Uzman Ekolog, Kuş Gözlemcisi Kerem Ali Boyla’nın

    koordinasyonunda, WWF-Türkiye, Avrupa Kuş Sayım Komitesi ile Tarım ve Orman

    Bakanlığı’nın yetkili ve uzmanlarının desteği, yüzlerce kuş gözlemcisi ve çeşitli

    sivil toplum kuruluşlarının katılım ve katkılarıyla tamamlandı.

    Brisa’nın desteği ile beş yıldır Çukurova Deltası’da yürüttüğümüz “Turnalar Hep Uçsun” projesi kapsamında Şubat, Mart, Ekim, Kasım aylarında turna sayım ve saha çalışmaları yaptık. Turnalar ile aynı yaşam alanını paylaşan kaynak kullanıcılara yönelik bilinçlendirme çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Mart ayında yaklaşık 300 çocuğa turna sunumu yaptık.

    6 Ekim Dünya Kuş Gözlem Günü’nde, turnaların göç ve kış döneminde kullandıkları önemli yaşam alanları olan dört noktada (Mersin, Göksu Deltası; Adana, Çukurova Deltası; Kayseri, Sultan Sazlığı; Samsun, Kızılırmak Deltası) aynı anda turna gözlem etkinliği gerçekleştirdik. Turnalar ve kuş gözlemi hakkında bilgilerin paylaşıldığı etkinliğe 130 gönüllü katıldı. Sayım sonrası en kalabalık turna grubunun Çukurova Deltası’nda gözlemlendiğini ve bu bölgenin ne kadar önemli olduğunu vurguladığımız sosyal medya paylaşımlarımızla yaklaşık 13 bin kişide farkındalık yarattık.

    ‘Doğa İçin Çal’ platformuyla Brisa çalışanları ve iş ortaklarıi le WWF-Türkiye çalışanlarından oluşan 98 kişilik bir ekibin katılımıyla “Allı Turnam” türküsünün seslendirildiği bir video hazırlandı ve sosyal medyada paylaşıldı. Video, Doğa İçin Çal’ın Youtube hesabında 1 ay içinde 1 milyon defa izlendi.

    Kuşlar doğal hayatın en iyi barometresidir. 2014-2018 arasında Türkiye’nin her yanında 140’tan fazla kuş gözlemcisi 800 saat sahada çalıştılar. Bu gözlem verileri, yakın geçmişte yapılmış diğer araştırmalarla birleştirildi. Sonuçta üreyen 316 türle ilgili 36.000 satırdan oluşan dev bir envanter oluşturuldu.

    Türkiye’de kışı geçiren yaklaşık 10 bin turna Çukurova Deltası’nda barınıyor. WWF-Türkiye, turnaların Çukurova’da kışları güven içinde geçirmeleri için çalışıyor.

    © B

    irol

    Hat

    inoğ

    lu

    © Ö

    mra

    l Özk

    Akdeniz Havzası’nda ayrıca hedef dışı türlerin yaygın kullanılan av araçlarına yakalanma oranlarını belirlemek ve azaltmak amacıyla bir proje yürütüyoruz. Deniz memelileri, deniz kuşları, deniz kaplumbağaları ve kıkırdaklı balıkların hedef dışı avlanma oranlarını düşürecek iyi uygulama örneklerinin geliştirilmesine yönelik gözlemci eğitimleri gerçekleştirdik.

  • 28 29

    Türkiye’nin Canı Hibe Programıtarafından İstanbul, Kars ve Antalya’da

    yürütülen projelere toplam 122 bin TL destek verildi.

    “TÜRKİYE’NİN CANI”HİBE PROGRAMI

    TEHLİKE ALTINDAKİ TÜRLERE KUCAK

    AÇTI

    KuzeyDoğa Derneği

    Doğu Anadolu Kadife Ördeğini Arıyor projesi kapsamında kadife ördeğin üreyen popülasyonlarının tespit edilmesi amacıyla Mayıs ve Haziran aylarında Ağrı, Ardahan, Bitlis, Erzurum, Iğdır ve Kars illerindeki dağ gölleri ve sazlıklardan oluşan toplam 22 sulak alan ziyaret edilerek arazi çalışmaları tamamlandı. Bu arazi çalışmalarında üreyen kadife ördek popülasyonlarına rastlanmadığı gibi türün bölgeyi kullandığına dair veri de elde edilemedi. Bu durum, ne yazık ki, türün Doğu Anadolu popülasyonunun yok olduğuna işaret ediyor. İklim değişikliği, bölgedeki insan baskısı ve hayvancılık faaliyetlerinin bir sonucu olan bu bulgu daha etraflı bir şekilde araştırılacak.

    Doğu Anadolu’nun Kadife Ördeği Bulunamadı

    Türkiye’de İlk Mercan Transferi GerçekleştirildiAdalar Denizle Yaşam ve Spor Kulübü Derneği

    Marmara’nın Canı Mercanlar Projesi kapsamında Türkiye’de ilk defa mercan transplantasyonu (transferi) gerçekleştirildi. Sivriada’dan alınan 90 kök mercan Neandros Adası açığındaki kayalığa taşındı ve bu mercanların %90’ının hayatını sürdürdüğü tespit edildi. Bölgenin koruma alanı statüsü kazanması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’na yapılan başvuruyla İstanbul’da bir deniz koruma alanınının ilanı için ilk adımlar atılmış oldu.

    © M

    elik

    Özb

    ek

    Akdeniz Memelilerini Koruyor Deniz Memelileri Araştırma Derneği

    Derin Denizlerin Dev Koruyucuları Projesi kapsamında Antalya – Rodos arasında yapılan deniz gözlemlerinde Türkiye’de ilk kez kaşalot (Physeter macrocephalus) ve gagalı balinalar (Ziphius cavirostris ve Mesoplodon sp.) gibi gözlemlenmesi zor fakat deniz ekosistemi için çok önemli cetacea türlerine odaklı mevsimsel görsel ve akustik veri toplandı. Böylece Türkiye’de ilk kez Levant Denizi’nden uzun soluklu ve sistematik deniz memelileri gözlemleri başlatıldı. Türkiye’deki ilk akustik, foto-kimlikleme ve cetacealara yönelik haritalama çalıştayları düzenlendi.

  • 30 31

    İKLİM DEğİŞİKLİğİDAHA AZ KARBON DAHA SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM

    Yılı, küresel sıcaklık ölçümlerinin yapılmaya başladığı 1880’den bu yana kayıtlara geçen en sıcak dördüncü yıl oldu.

    Bilim insanları, iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerinden korunmak için sıcaklık artışının 1,5°C sınırında tutulması gerektiğini belirtiyor. Bunun için 2030 yılına kadar karbon emisyonlarını yarı yarıya düşürmemiz gerekiyor.

    Türkiye, 2016 yılında yürürlüğe giren Paris Anlaşması’nı imzaladığı halde halen yürürlüğe sokmamış 13 ülkeden birisi. Paris Anlaşması’nı onaylamadığı takdirde müzakerelerde rol oynayamayacak ve sadece gözlemci ülke statüsünde kalacak.

    Türkiye, yüzde 100 yenilenebilir enerjiyi ve enerji verimliliğini önceliklendiren bir politikayı takip ettiği takdirde, fosil yakıtlara bağlı enerji ithalatından 23 milyar dolar tasarruf edebilir ve enerji sektöründe 64 bin yeni iş imkanı yaratabilir.

    20181,5°C

    13

    23 milyar $

    © G

    loba

    l War

    min

    g Im

    ages

    / W

    WF

  • 32 33

    Küresel İklim Eylem Zirvesi (Global Climate Action Summit – GCAS) ’ne Türkiye’den tek katılım WWF-Türkiye tarafından oldu. 12-14 Eylül 2018 tarihlerinde San Francisco’da gerçekleşen ve 4000’i aşkın üst düzey katılımcının, 25 oturum ve 400 yan etkinliği takip ettiği zirvede, C40 ile WWF’in ortak düzenlediği “Alliances

    for Climate Action” toplantısı, Al Gore’un sunduğu “Kentler için İklim” etkinliği ve Birleşmiş Milletler Çevre Programı Başkanı Eric Solheim’ın panel konuşmacılarından birinin olduğu hükümet dışı paydaşlar ve iklim

    toplantısında WWF-Türkiye’yi temsil ettik. Zirvede 70’ten fazla kent 2050 yılına kadar “karbon nötr” olacağını açıkladı.

    Küresel İklim Eylem Zirvesi kapsamında aynı zamanda WWF’in küresel düzeyde yürüttüğü Tek Dünya Kentleri Yarışmasının ödül töreni, yarışmada ulusal birincilik kazanan belediye başkanlarının katılımı ile gerçekleşti.

    Zirvenin hemen sonrasında 15-16 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilen WWF’in “Kentler için Ortak Aksiyon ve İnovasyon Alanları” strateji geliştirme çalıştayına da WWF-Türkiye olarak katılım sağladık. Kentler özelinde

    iklim değişikliği ile mücadelede küresel olarak İklim ve Enerji programının altında yapılacakları belirledik, WWF ofisleri olarak kentlere yönelik iletişim stratejilerini görüştük ve ülke ofisleri olarak iyi örnekleri paylaştık.

    Küresel İklim Eylem Zirvesi’nde Türkiye’yi temsil ettik

    WWF tarafından düzenlenen “Tek Dünya Kentleri Yarışması”nın Türkiye ulusal şampiyonu İzmir oldu. İzmir, Büyükşehir Belediyesi’nin gerçekleştirdiği çevre yatırımlarıyla aynı zamanda uluslararası yarışmanın finalistleri arasına girmeye de hak kazandı.

    Yarışmaya 2017-18 döneminde 23 ülkeden 132 şehir katılım gösterirken, Türkiye’den Gaziantep, İstanbul ve İzmir yer aldı. Yarışmacı kentlerin başvurularını değerlendiren bağımsız jüri İzmir’i, “iklim değişikliğiyle mücadele ve sürdürülebilir hareketlilik ve ulaşım konusundaki iddialı hedef ve uygulamaları” nedeniyle Türkiye’nin ulusal şampiyonu seçti ve uluslararası yarışmanın finalistleri arasına aldı.

    WWF-Türkiye olarak 2-14 Aralık 2018 tarihlerinde Polonya’nın Katoviçe kentinde gerçekleştirilen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Sözleşmesi Taraflar Konferansı’na (COP24) katıldık. Paris Anlaşması’nı hayata geçirmek için bir kurallar kitabının kabul edilmesi ve toplantının ortaya koyduğu güçlü kararlılığı memnuniyetle karşılamanın yanı sıra iklim konusunda atılması gereken acil adımlar konusunda ülkelerin henüz yeterli kararlılığı göstermemelerinden duyduğumuz endişeyi de dile getirdik.

    Türkiye’nin önümüzdeki yıl içerisinde Paris Anlaşması’nı onaylamaması halinde müzakerelerde etkin rol oynama fırsatını kaçıracağını ve süreçte sadece bir gözlemci düzeyinde kalabileceğini belirttik. COP24’te ülke politikasını BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi EK-1 listesinden çıkmak yönünde şekillendiren ve gelişmekte olan ülkeler listesine girerek mali yardımdan faydalanmayı amaçlayan Türkiye’nin bu girişimleri sonuçsuz kaldı. Ancak WWF-Türkiye olarak Paris Anlaşması’nı onaylayıp hedeflerimizi yükselttiğimiz takdirde Türkiye’nin önünde yeni fırsatlar açılacağını biliyor ve yenilenebilir enerji teknolojileri, yeni istihdam alanları ve sağlık maliyetlerinin azalması ile birlikte Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadelede somut adımlar atmasını umut ediyoruz.

    Tek Dünya Kentleri Yarışması’nın Türkiye Ulusal Şampiyonu İzmir

    Paris Anlaşması’nı onaylamak müzakere sürecinde etkin olmamızaolanak sağlayacak

    © G

    loba

    l War

    min

    g Im

    ages

    / W

    WF

  • 34 35

    ORMANLARYEŞİL DÜNYA

    Dünyada 1,6 milyar, Türkiye’de ise 10 milyonu aşkın insan ya ormanlarda yaşıyor ya da ormanlardan geçimini sağlıyor.

    Dünyada her yıl 7,6 milyon hektar orman alanı yok oluyor.

    Dünya genelinde bilinen 1,3 milyon, bitki ve hayvan türünün üçte ikisi tehlike altında.

    1,6 7,6

    milyar

    milyon

    © A

    li İh

    san

    Gök

    çen

  • 36 37

    Ormanlar, yüzyıllardan beri doğal olarak değişen iklim şartlarına karşı belli bir oranda ayak uydurabilme becerisine sahip. Ancak bu defa durum farklı. İnsan kaynaklı iklim değişikliği çok daha hızlı ilerliyor.

    Koruma önceliğine sahip ormanlık alanların bulunduğu Akdeniz Havzası sıcaklık artışı, kuraklık gibi etkilere karşı en hassas bölgeler arasında.

    Akdeniz ormanlarında, sıcak hava dalgaları ve uzayan kurak dönemlerle birlikte orman yangını ve hastalık riski de artacak. Buna bağlı olarak bitkisel üretim azalacak ve verim düşecek.

    MAVA Vakfı desteği ve Orman Genel Müdürlüğü (OGM) iş birliğiyle 2013 yılından bu yana yürütülmekte olan proje kapsamında Konya Orman Bölge Müdürlüğü’ne bağlı alanlarda iklim değişikliğinin ormanlar üzerindeki olası etkileri araştırıldı ve ormanların bu etkilere uyum kapasitelerini artıracak önlem ve uygulamalar geliştirildi. Söz konusu önlemler Konya bölgesinde orman yönetim planlarına entegre edildi ve uygulanmaya başladı.

    2019 yılının sonuna kadar sürecek proje kapsamında bugüne kadar kaydedilen gelişmelerin uzun vadede sürdürülebilirliğini sağlayacak çalışmalar yapılıyor. 2018 yılında bu çalışmalar kapsamında orman fakülteleri ile işbirlikleri başlatıldı ve ormanların iklim değişikliğine uyumu konusunun müfredatta yer bulması için gerekli adımlar atıldı.

    Bu çalışmalar kapsamında Nisan ayında İstanbul Orman Fakültesinde Ormanların İklim Değişikliğine Uyumu konulu bir seminer düzenlendi. İklim değişikliğine uyum ve biyolojik çeşitliliğin korunması için yüksek öneme sahip yaşlı meşelerin korunması için çalışmalar yapıldı ve bu konuda farkındalık artırmaya yönelik bir yayının içeriği hazırlandı.

    Ayrıca, Orman Genel Müdürlüğü iş birliği ile proje sonuçlarının diğer bölgelerde yaygınlaştırılması için çalışılıyor.

    İKLİM DEğİŞİKLİğİNEDAYANIKLI ORMANLAR

  • 38 39

    EğİTİMDOğA ÖNCÜLERİ YETİŞTİRİYORUZ

    Türkiye’de yaklaşık 5,5 milyon öğrenci ortaokulda öğrenim görürken, 5,85 milyon öğrenci lisede okuyor.

    Çocuklar, çevre sorunlarının oluşmasındaki temel Faktörü, insanların tutum ve davranışları olarak (%92,5) görüyor.

    Öğrencilerin, doğa, çevre ve sürdürülebilir kalkınma konularında bilinçlendirilebilmeleri için ezberci yaklaşımdan çok uygulamalı projelere ihtiyaç var.

    Amacımız, doğa ve çevre duyarlılığı gelişmiş hem kendi hem de çevresindekilerin hayatlarında doğa için olumlu etki yaratan yeni bir nesil yetiştirmek.

    © E

    mre

    Soy

    sal -

    WW

    F Tü

    rkiy

    e

  • 40 41

    WWF-Türkiye Doğa Öncüleri Gençlik Programımız kapsamında ulaştığımız ortaokul ve lise öğrencileri, kendi çevrelerindeki doğa sorunlarını tespit ediyor, buna yönelik çözüm önerileriyle

    doğa projeleri yazıp yönetiyorlar. Türkiye’de doğa koruma için değişime öncülük ediyorlar.

    Doğa Kahramanlarımız Doğa Öncüleri Gençlik Programımız kapsamında ‘Yaban Hayatı Koruyucuları’, ‘Su Melekleri’, ‘Plastik Avcıları’ ve ‘Gıda Savaşçıları’ topluluklarında, sistem

    kurdukları, yenilikçi ve dönüştürücü projeler üretiyorlar. Biz onların dünyayı değiştirebileceklerine inanıyoruz. Bu programla amacımız; doğa koruma bilinci gelişmiş, sorunları çözebileceğine dair

    içindeki gücü bulan yeni nesiller yetiştirmek.

    2018-19 eğitim öğretim yılında 75 okulda 1001 doğa kahramanı ile beraber, WWF Doğa Öncüleri Kulübü’nde, gönüllülerimiz ve kulüp öğretmenlerinin rehberliğinde, belirlenen 4 tema altında,

    doğa sorunlarını tespit edip çözüm üretmeye çalışıyoruz. En çok değişim yaratan 10 proje Mayıs ayında, İstanbul’da gerçekleşecek Gençlik Konferansı’nda öğrenciler tarafından sunulacak.

    23 Nisan’da WWF-Türkiye Doğa Öncüleri, basınla kamuoyuna vermek istedikleri plastik mesajlarını verdiler. WWF sözcüsü olarak, tek kullanımlık plastiğin zararları ve bireysel olarak

    yapabileceklerimizden bahsettiler.

    Yaz tatilinde WWF-Türkiye’nin faaliyetlerine destek olup Türkiye’deki doğa koruma ve sivil toplum kuruluşu çalışmaları hakkında tecrübe kazanma hedefiyle yol çıkan Genç Pandalar 2018 yazında programlarını başarıyla tamamlayarak mezun oldu.

    Program kapsamında ofisteki ekiplerin ihtiyaçları ve Genç Pandaların ilgi alanları göz önünde bulundurularak her Genç Panda için bir ekip belirlendi. Çoğunluğu üniversite eğitimine devam etmekte olan Genç Pandalar bir buçuk ay boyunca teknik araştırmalar, veri derlemeleri, medya takip, sosyal medya içeriği ve eğitim materyalleri geliştirilmesi, üyelik ve evlat edinme paketlerinin hazırlanması gibi konularda WWF-Türkiye’nin çalışmalarına önemli katkı sağladı.

    Genç Pandalara çalışmalarımıza verdikleri katkı için teşekkür ediyoruz.

    DOğA ÖNCÜLERİ İSTANBUL’DAN KARS’A 75 OKULDA

    GENÇ PANDA PROGRAMI

  • 42 43

    YÖNETİŞİM SICAK KONULARSİvİL TOPLUM ÇEvRESEL KARAR ALMA SÜREÇLERİNDE DAHA AKTİFWWF-Türkiye olarak liderliğini üstlendiğimiz “Çevreye Uyumlu Sosyo-Ekonomik Kalkınma için

    Sivil Toplum Hareketi” projesini Arnavutluk, Bosna Hersek, Karadağ, Sırbistan ve Hırvatistan’daki proje ortaklarımız ile birlikte yürüttük. Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) ve Stratejik Çevresel

    Değerlendirme (SÇD) konularında sivil toplumun kapasitesinin geliştirilmesi, ilgili yasal çerçevenin geliştirilmesi, sivil toplumun karar alma süreçlerine katılımı ve basında farkındalık artırılmasına

    yönelik etkinlikler içeren projede Türkiye’den 5 sivil toplum örgütüne verilen alt-hibeler aracılığıyla da sivil toplumun katılımı desteklendi ve proje sonuçları yaygınlaştırıldı.

    ÇED ve SÇD raporlarının daha kolay okunabilmesi hazırladığımız kontrol listelerini Şubat 2018’de kamuoyuna sunduk. İyi hazırlanmış her ÇED/SÇD raporunda cevaplarının bulunması beklenen

    bir dizi soruyu içeren listeler; ilgili vatandaşlar, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve resmi kurum yetkilileri de dâhil olmak üzere, ÇED raporlarını inceleyen kişilere yardımcı olmak amacıyla hazırlandı. 12 Şubat’ta, 15 farklı STK’nın katılımıyla ÇED ve SÇD raporu inceleme ve bilgi paylaşımı

    toplantısı düzenleyerek ÇED kontrol listelerini sunduk.

    14-15 Mayıs tarihlerinde Podgorica, Karadağ’da altı ülkeden tüm proje ortaklarının ve alt hibe yararlanıcı sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla ikinci bölgesel ağ toplantısı yapıldı; kamu kurumları

    ile proje sonrasında da ÇED ve SÇD süreçlerini iyileştirebilmek için bir yol haritasının geliştirilmesi amacıyla yapılacak lobi çalışmalarına karar verildi.

    28 - 29 Haziran tarihlerinde, İstanbul’da, sivil toplumun karar alma süreçlerine katılımı konulu, uluslararası bir konferans düzenlendi. Türkiye ile birlikte Balkanlar ve Kafkaslar’daki yaklaşık 15

    ülkeden sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin katıldığı konferansta, erken dahiliyet, şeffaflık ve bölgesel işbirliklerinin gerçekleştirilmesine yönelik yol gösterici stratejiler masaya yatırıldı.

    12 Ekim’de etkin bir paydaş olarak medya ile iş birliğini artırmak, çevre konularında Türkiye’deki gözlemci gazeteciliğin güçlendirilmesi için kapasiteyi ve anlayışı geliştirmek amacıyla medya

    mensuplarına yönelik atölye çalışması yapıldı.

    Ekim ve Kasım aylarında kamu kurumları ve sivil toplum kuruluşları ile ÇED ve SÇD süreçlerinin iyileştirmesine yönelik bir yol haritasında uzlaşmak amacıyla milletvekilleri ve Çevre ve Şehircilik

    Bakanlığı yetkilileri ile yuvarlak masa toplantıları yapıldı. WWF-Türkiye’nin yanı sıra Çevre Mühendisleri Odası, TEMA Vakfı ve DOÇEV’den temsilcilerin de katkılarıyla ÇED ve SÇD

    Yönetmelikleri üzerinden katılımın artırılmasına dair öneriler tartışıldı.

    YABANİ HAYvANLARLA İLGİLİ ÖN YARGILARLA MÜCADELE Aralık 2018’de yazılı ve görsel medyada yer almaya başlayan “insan yiyen ayı soyu geliyor” iddiaları ile ilgili bilimsel verilere dayalı açıklamalar yaparak kamuoyunu bilgilendirdik. Kamuoyuna sunuluş şekli bakımından endişe verici bulduğumuz söz konusu haberlerin, avı yasak olan türün öldürülmesini meşrulaştırmak için maksatlı olarak yapıldığı izlenimi uyandırdığına dikkat çektik. Açıklamamızda şu görüşlere yer verdik: “Kuşkusuz ki insan hayatı her şeyden önce gelir. Dünyanın birçok bölgesinde olduğu gibi yabani hayvanlar ile insanın karşı karşıya geldiği ve çatışma yaşadığı durumlar olabilir. Bu durumlarda, yabani hayvanlara yönelik ön yargıları beslemek ve en kestirme yol olan öldürmek yerine, yapılması gereken şey, bu ilişkinin doğru yönetilmesi ve her iki tarafın da zarar görmekten korunmasıdır. Yaban hayatının korunmasıyla ilgili kamu kuruluşlarının görevi, hem insan, hem doğa için kazan-kazan mekanizmalarını geliştirmek ve etkin bir şekilde uygulanmasını sağlamaktır.”

    ÇED SINIFLANDIRMASINDA YANLIŞ ALGILANABİLECEK DEğİŞİKLİK ÖNERİSİ METİNDEN ÇIKARILDI Kasım 2018’de Çevre Kanunu 10. Maddesinin değiştirilmesi teklif edildi: İlgili değişiklik talebi, içerik ve yöntemlerde hiçbir değişiklik yapılmaksızın, “ÇED Gerekli değildir” kararının ismini “A sınıfı Çevresel Değerlendirmesi Olumlu” kararı olarak değiştirmekteydi. Çevresel değerlendirme yapılmadan, ÇED Raporu hazırlanmadan verilecek kararın “A sınıfı Çevresel Değerlendirmesi Olumlu” kararı olarak adlandırılması, etki değerlendirmesinin tamamlanıp, akabinde olumlu kararı verildiği yönünde bir yanlış bir algı yaratacaktı. Milletvekilleri ile görüşmelerimiz ve sunduğumuz bilgi notu akabinde ÇED raporlarının bu şekilde sınıflandırılmasına ilişkin madde metinden çıkarıldı.

    ARILAR YAŞASIN DİYE HEPİMİZ AYNI KOvANDAYIZ Aralarında WWF-Türkiye’nin de bulunduğu 11 kurum yaşanan toplu arı ölümlerinin önüne geçilmesi için ortak bir duyuru hazırlayarak arıların ölümüne neden olan eonikotinoidlerin yasaklanmasını talep etti. Dünya genelinde olduğu gibi, Türkiye’de de önemli oranda arı ölümleri yaşandığına dikkat çekilen duyuruda vakit kaybetmeden gerekli adımlar atılmazsa sadece arılar değil; yaşamın benzersiz çeşitliliği içinde birlikte yaşayan tüm canlılar ve gıdamızın da tehlike altnıa gireceği vurgulandı.

    GÖKÇEADA LAGÜNÜ ULUSAL ÖNEMİ HAİZ SULAK ALAN İLAN EDİLDİ “Ada Sulak Alanları” projemizin pilot alanları arasında yer alan Gökçeada Lagünü Aralık ayında Ulusal Sulak Alan Komisyonu (USAK) tarafından Ulusal Önemi Haiz Sulak Alan olarak ilan edildi.

  • 44 45

    YEŞİL DİPLOMA PROGRAMLARI

    Üretim yöntemleri ve tüketim alışkanlıklarımız gezegenin geleceğini tehdit etmeye devam ediyor. Bugünkü iklim ve çevre politikaları devam ederse 2030’da insanlığın ihtiyaçlarını karşılamak için iki

    gezegene ihtiyaç duyulacak. Bu yüzden dünya genelinde ve tüm sektörlerde acilen cesur adımların atılması gerekiyor.

    Yeşil Diploma Programları (Yeşil Ofis ve Yeşil Nesil Okul) kurumları doğa dostu tercihler yapmaya teşvik ederek ofislerin ve okulların ekolojik ayak izlerini azaltmayı hedefliyor ve enerji tüketiminden

    su tüketimine, atık yönetiminden satın alma süreçlerine kadar çok önemli başlıklarda yol haritası çizilmesine katkı sağlıyor. Yeşil Ofis programı, ofis uygulamalarıyla ekolojik ayak izi azaltmanın yanında, kurum personeline de bu yaklaşımı benimsetmeyi ve çarpan etkisini artırarak bu aksiyonları evlerine de

    taşımalarını amaçlıyor. Bu amaçla, programa dahil olan her kurumda doğa bilincinin artmasını hedefleyen ve tüm personelin katıldığı bilgilendirme sunumları gerçekleştiriliyor.

    2011 yılından bu yana yürütülen program, Türkiye genelinde 80 ofisi ve 12 binin üzerinde çalışanı kapsıyor. 2018 yılında Yeşil Ofis programına 12 yeni kurum katıldı ve ekolojik ayak izi azaltma süreçlerine başladı: Abiteks, Kolektif House Maslak Ofisi, Farbe Tekstil Merkez Ofis, Mapfre Sigorta Genel Müdürlük

    Ofisi, Kale Yazılım, Kavlak Avukatlık Bürosu, Ford Otosan İnönü, Eskişehir ve Gölcük Fabrika Yönetim Ofisleri, Gitti Gidiyor Genel Müdürlük Ofisi, Koçtaş Genel Müdürlük Ofisi ve Allianz Tower (İstanbul) ile

    Allianz Kampüs (İzmir).

    2018’de diploma almaya hak kazanan 8 yeşil ofisimizle birlikte 1,5 olimpik havuzu dolduracak su, 35 ağaçtan elde edilebilecek kağıt, yaklaşık 10 ton kömürün yakılmasına karşılık gelen karbondioksit miktarı

    ve 6 milyon adet tek kullanımlık plastik ürün azaldı. İletişim anlamında da güçlü bir yıl geçiren Yeşil Ofis programı yazılı basında 83, internette 297 defa gündem olarak toplam 10 milyon erişim aldı.

    Yeşil Ofis’lerimiz sene boyunca doğa için önemli günlerde etkinlik düzenledi, aynı zamanda Kazak Giyme Günü, Dünya Saati ve Plastik Kampanyası gibi WWF için uluslararası önem taşıyan kampanyalara katılım

    gösterdi. Üyeler Buluşmamız, 2018’de Vodafone Plaza ev sahipliğinde gerçekleşti. 30 Yeşil Ofis’imizden 56 temsilci, Yeşil Ofis ağımızdan güncel haberleri ve iyi uygulamaları dinledi. Bir önceki dönemde

    diplomalarını alan Ray Sigorta, Garanti Emeklilik, Açı Okulları ve Ford Otosan bu buluşmada kendi süreçlerini ve iyileştirmelerini anlatan birer sunum gerçekleştirdi.

    Yeşil Ofis’lerimizden Artemis Arıtım, Ford Otosan ve Ray Sigorta, Vodafone 40. İstanbul Maratonu’nda #PandaTakımı için koşu ekipleri oluşturarak Doğa Öncüleri Gençlik Programı’na fon toplamamızda

    yardımcı oldu.

  • 46 47

    Bu sene 11 Kasım’da gerçekleşen 40.Vodafone İstanbul Maratonu’nda 300 koşucu, 1001 Doğa Kahramanı’na destek olmak için koştu. Koşucularımız toplamda

    1500’den fazla destekçiye ulaşarak Doğa Öncüleri programımız için gerekli fon kaynağının yaratılmasını sağladı.

    WWF-Türkiye Doğa Öncüleri Gençlik Programımız kapsamında ulaştığımız ortaokul ve lise öğrencileri, kendi çevrelerindeki doğa sorunlarını tespit ediyor,

    buna yönelik çözüm önerileriyle doğa projeleri yazıp yönetiyorlar. Türkiye’de doğa koruma için değişime öncülük ediyorlar.

    Doğa Kahramanlarımız, Doğa Öncüleri Gençlik Programımız kapsamında ‘Yaban Hayatı Koruyucuları’, ‘Su Melekleri’, ‘Plastik Avcıları’ ve ‘Gıda Savaşçıları’

    topluluklarında, yenilikçi ve dönüştürücü projeler üretiyorlar. Biz onların dünyayı değştirebileceklerine inanıyoruz.Çünkü bir çocuğun içindeki gerçek potansiyelin ne

    kadar büyük olduğunu biliyoruz!

    PANDA TAKIMI İSTANBUL MARATONU’NDA 1001 DOğA

    KAHRAMANI İÇİNKOŞTU!

    © E

    lsa

    Gin

    oux

    © E

    lsa

    Gin

    oux

  • 48 49

    DÜNYA SAATİ 2018

    Dünya Saati etkinliği, 24 Mart’ta 20.30-21.30 saatleri arasında gerçekleşti.24.03 188 ülke ve bölge Dünya Saati’ne katıldı.18860 Belediye kampanyaya dahil oldu.60+

    Ülkemizden 281 kurum 1416 binasıyla Dünya Saati’ni destekledi.281Ülkemizde 50 anıtsal yapı ışıklarını bir saatliğine kapattı. 50 Dünya çapında 17.900’den fazla yapı ışıklarını kapattı.17.900Twitter’da 2,5 saat Türkiye, 6 saat İstanbul gündeminde kaldı. 2,5 Ocak – Mart 2018 tarihleri arasında 3,5 milyardan fazla insan Dünya Saati hakkında izlenim edindi. 3,5

    Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe, Bursaspor ve Başakşehir stadyumlarının dış ışıklarını kapattı.

    © A

    dem

    Mel

    ekse

    l / IF

    SAK

    WWF’in 10 yıldır dünya çapında yürütmekte olduğu Dünya Saati iklim değişikliğinin etkilerinin azaltılması için çağrıda bulunmaya yönelik küresel bir farkındalık kampanyası. Dünyanın en büyük çevre hareketi olarak kabul edilen Dünya Saati, her yıl tüm dünyada aynı anda gerçekleştiriliyor. Etkinlik çerçevesinde görkemli yapıların, köprülerin, şirket binalarının, evlerin ışıkları bir saatliğine kapatılarak, tüketim alışkanlıklarımızdan kaynaklanan aşırı kullanıma ve bunun doğal kaynaklar ve biyoçeşitlilik üzerindeki etkisine dikkat çekiliyor.

  • 50 51

    YAYINLAR

  • 52 53

    TEŞEKKÜRLERBİRLİKTE DAHA GÜÇLÜYÜZ

    2018 yılında İstanbul’da ve İzmir’de yüz yüze üyelik ekiplerimiz vakfımızın çalışmalarını yağmur çamur demeden anlatarak düzenli destekçi sayımızın 17.000’e ulaşmasını sağladı. 2018’de, tehlike

    altındaki türlerle ilgili çalışmalarımıza dikkat çekmek için yürüttüğümüz evlat edinme kampanyamızı, binlerce doğa dostu duyarlılık göstererek destekledi. Doğa koruma mücadelemizde umut ışığı

    oluşturan, çalışmalarımızın gücüne güç katan düzenli destekçilerimize, sesimizi duyuran sosyal medya takipçilerimize, Evlat Edinme Kampanyası destekçilerimize, yıl boyunca katkılarını bizden esirgemeyen

    bağışçılarımıza ve gönüllülerimize teşekkür ederiz!

    İnsanın doğayla uyum içinde yaşadığı sürdürülebilir bir gelecek için işbirliklerini ve desteklerini esirgemeyen, gücümüze güç katan ana destekçimiz Garanti Bankası başta olmak üzere tüm destekçilerimize teşekkür ederiz!

  • 54 55

    © E

    mir

    han

    Kam

    uk

  • 43 yıldır ülkemizin doğasını korumak için çalışıyoruz

    Üye sayımız 15.800’e ulaştı

    Facebook, Twitter ve Instagram takipçi sayılarımızın toplamı 680.000’i geçti

    43

    FAALİYET RAPORU 2018

    15.800

    TRWWF.ORG.TR

    680.000

    WWF-Türkiye’de alanında uzman 39 kişi çalışıyor

    39

    Sayılarla WWF-Türkiye GDÖ

    ko ruma Vakfı© WWF tesc illi markadırBizi Twitter’da takip edin: @wwf_turkiyeBizi instagra m’da takip edin: @wwf_tu rkiyeBizi Facebook’ta takip edin: @wwft urkiye

    Neden buradayız:

    wwf.org.tr