BESYÜN[des savants et grandes fi.gures du monde mu su/man peripherique du XIX' siı~cle a nosjours...

2
rine gelen Ticaniyye el-Hac ömer'i hac tekrar Sakoto'ya birkaç orada kalan vermesi onun Ticaniy- ye yorumlan- Ancak bir risale yazarak bu 1824 ve 1826-1827 hükümeti iki defa Sudan'a giden seyyah Hugh Clapperton, Muhammed Bello'yu ziyaret Bello, ondan Avru- pa ülkeleri ve mezhepleri hak- bilgi 1824 'te bir mektup yazarak ticart münasebetleri teklif Clapperton ikinci uzun süre Sakoto'da kal- ve sultanla samimi yap- Es e rleri. Muhammed Belio'nun 162 eser kaleme tesbit Yir- mi kadar eseri tasawufla. devlet idaresi, siyaset, ahlak. tarih . ve nebevt ile ilgilidir. Eserlerinin nesir olmakla birlikte Arapça ve Fulanl dilinde de Ka'b b. Zü- heyr'in '1-bürde'sine, Bustrl'- nin ve hemziyye'sine tahmisleri ti tariJJi'l-biladi't-Tek- Sokoto tarihi önemli bir Bir ku- mandan olarak cihad hareketle- rini bu eserinde yer yer Hevsa sosyal, kültürel ve siyasal ya- bilgi Bornu Kanimi ile bahset- C. Whitting, London I 95 I; Kahire I 384/1964: Behlce Rabat 1996). E. J. Arnett, The Rise ot the Sakoto Fulaniy Kana (I 922) ça- bu kitaba dayanarak Sldl Sayudi Muham- med ve Jean Boyd Hevsa diline (Sokoto I 974) . Muhammed Belio'nun eserleri de el-Büdurü '1-müstire tüd- rekü bihe'l-magtire (Sokoto, t s. ); Fe- va'id mücmele tima ca'e fi'l - bir (Sokoto, ts . ); ii si- reti'l-imami'l- 'adi (Ömer Beli o, bu kita- ve eserlerini esas alarak Londra Üniversitesi'nde bir doktora tezi [Hunwick, Arabic Uterature, ll, I 18, 605[): 'amma yaJJtelicü fiha min (Sokoto, ts.): Ki - tabü 't- ii li's-si- yasat (Zaria 196 3 ): ti (Zaria, ts .: Sokoto, ts.); bi'l-ke- fere ve'?-?aleme ve'l-cehele (Sokoto, ts. ); eserine tir, Kah i re , t s. ); kasib(Sokoto. ts. ): siri' r-Resul; el-Mevarid ü 'n -ne beviyye 'n -ne bi; Serdü'l-kelam tirnil cera beyni ve bey- ne 'Abdisselam; 's-siyase ve '1- ke ytiyyetü min umuri'r-ri- yase ve tre. Shehu Ya musa, Sakoto 998). Muhammed Belio'nun eserlerinin bir Afrika ve dillerine tercüme ve tez konu (e se rleri için bk. a.g.e. , ll , I 14-1 49) . : M. Hiskett, The S word of Truth : The Life and Times of the Shehu Usuman dan Fodio, London 1973, s. 9, 93-95, 109-110, 113-115; P. B. Clarke, West Africa and Islam, London 1982 , s. 117-118 ; Madina Ly-Tall. Un islam en Afrique de l'Ouest au XI X siecle, Paris 1991, s. 95-100, 118-119; J. O. Hunwick, Arabic Uterature of Africa: The Writings of Central Sudanic A{rica, Leiden 1995 , ll , 114- 149, 605; a.mlf., Afrika' da Ortaya Tasavvufi Hareketleri" (tre. Ka dir Özkö- se - Fikret Mutlu). Cumhuriyet Üniversitesi ila- hiyat Fakültesi Dergisi, Vll/2, Sivas 2003, s. 379-391 ; a.mlf .. Bello", EJ2 (Fr.). VII, 436-437; D. Robinson , "Revolutions in the Western Sudan", The History of Islam in Afri- ca (ed . N. Levtzion- R. L. Pouwel s), Ohio 2000 , s. 137-138; Kadir Özköse, Süfi Davet'ten Dev- lete, 2004, s. 87-90, 104-107, ll O, 214, 243-246 , 250-262; Hussaini Usman Mala- mi. "Importance of Muhammad Bello 's 'Tanbih al-Sahib ala-ahkam al-Makasib' to Our Con- temporary Economic System", H/,XVII /4 (1 994). s. 35-40; Omar Bella, "Muhammad Bello's Can- ception of Leadership and its Relevance to the Contemporary Nigerian Situation", IQ, XXXVIII/ 2 (1994). s. 124-132; Maurice Delafosse, "Soko- to", X, 737-738; Göksoy, niler", XIII, 215-216 . I;,:I A HMET KAVAS L MUHAMMED BESYÜNI (1885- 953) alim, _j Borneo (Kalimantan) ki Sambas M alay merkezi Sambas'ta bir ulema ailesine mensuptur. Muhammed m ran en yüksek dini olan saray Felemenkçe tim veren tipi bir halk okulunun mü- dürü idi. Muhammed Besyunt ilk mini sonra tahsil için 1901 Mekke'ye gönderildi. Mek- ke'de Ahmed Hatib Minangkabau, ömer MUHAMMED BESYÜN[ SünbiM ve Osman Saravakl (Pontianl) gibi Malay kökenli alimlerden Arapça ve okudu. Ali ei-Malikl'den man- usulü. hadis, tefsir ve akaid ders- leri 1906' da Sambas'a dönünce Orta- ile kültürel devam ettirdi. el-Menar dergisinin editörü M. Re- d ile Onun sisteminden ve fikirlerinden etkilendi: 191 O' da Kahire'ye gitti. Önce Ezher'e, da- ha sonra yeni Da- rü'd-da've Medresesi'ne kaydol- du. Böylece yenilikçi celerinden istifade etmeye 1913 üzeri- ne Sambas'a ve onun ölümünün yerine saray oldu. ve müftülük gibi görevlerinin de Camilerde cuma günleri halka tefsir ve akaid dersleri ver- di. 1916' da Sambas'ta Medrese Sultaniy- ye modern bir okul Bu kurum, sadece dini derslerin ve timin Arapça klasik medreseler- den oldukça araç ve gereçleriyle yeni bir müfredat bu okullar daha çok yenilikçi müslüman ha- reketlerin liderleri kurulmak- Muhammed Besyunt. tekrar gitme da ile sürdürdü: birçok konu- da kendisine sorular yöneiterek rinden geri sebeplerine dair bir sorusu üzerine Emir kaleme limun ve teJ5addeme gayruhüm" eJ-Menar' da tefrika edildi ve daha sonra kitap halinde Siyasi faaliyetlere de Muham- med Besyunt. 1943' te Endonezya'daki bütün dini f ederasyonu ola- r ak ku rulan ve 1945 itibaren par- tiye Endonezya Meclisi'nin (Majlis Syura Muslimin Jn- donesia JMASYUMIJ) içinde aktif rol bu partinin mahalli Hollanda sömürge yönetimi mi otonamiye sahip Sambas M alay Sul- ülkede cumhuriyet rejiminin tarihe önce son Mu- hammed Besyunl'nin üzerine Med- rese Sultaniyye de ve Sambas dini entelektüel hava giderek kayboldu. Muhammed Besyunt. Hz. Peygamber'in dair 513

Transcript of BESYÜN[des savants et grandes fi.gures du monde mu su/man peripherique du XIX' siı~cle a nosjours...

Page 1: BESYÜN[des savants et grandes fi.gures du monde mu su/man peripherique du XIX' siı~cle a nosjours (ed. M. Gaborieau v.dğr.). Paris 1992, 1, 26. L li! İSMAİL HAKKI GöKSOY …

rine gelen Ticaniyye tarikatı şeyhlerinden el-Hac ömer'i ağırlaması . hac dönüşünde tekrar Sakoto'ya uğrayıp birkaç yıl orada kalan şeyhe kızını vermesi onun Ticaniy­ye tarikatına girdiği şeklinde yorumlan­mıştır. Ancak başveziri bir risale yazarak bu iddiayı reddetmiştir.

1824 ve 1826-1827 yıllarında İngiltere hükümeti adına iki defa Sudan'a giden seyyah Hugh Clapperton, Muhammed Bello'yu ziyaret etmiş, Bello, ondan Avru­pa ülkeleri ve hıristiyan mezhepleri hak­kında bilgi almış. 1824 'te İngiltere kralına bir mektup yazarak ticart münasebetleri geliştirmeyi teklif etmiştir. Clapperton ikinci gelişinde uzun süre Sakoto'da kal­mış ve sultanla samimi görüşmeler yap­mıştır.

Eserleri. Muhammed Belio'nun 162 eser kaleme aldığı tesbit edilmiştir. Yir­mi kadar eseri tasawufla. diğerleri devlet idaresi, siyaset, ahlak. tarih . coğrafya ve tıbb-ı nebevt ile ilgilidir. Eserlerinin çoğu nesir olmakla birlikte Arapça ve Fulanl dilinde şiirler de yazmıştır. Ka'b b. Zü­heyr'in Kaşidetü '1-bürde 'sine, Bustrl'­nin Kaşidetü'l-bürde ve el-Kaşidetü'l­

hemziyye'sine tahmisleri meşhurdur. İnta~u'l-meysılr ti tariJJi'l-biladi't-Tek­rılr adlı kitabı Sokoto halifeliğinin tarihi hakkında önemli bir kaynaktır. Bir ku­mandan olarak katıldığı cihad hareketle­rini anlattığı bu eserinde yer yer Hevsa halklarının sosyal, kültürel ve siyasal ya­pısı hakkında bilgi vermiş. Bornu Sultanı Kanimi ile yaptığı yazışmalardan bahset­miştir (nşr. C. ı. Whitting, London I 95 I ; Kahire I 384/1964: nşr. Behlce e ş -Şazell ,

Rabat 1996). E. J. Arnett, The Rise ot the Sakoto Fulaniy Kana (I 922) adlı ça­lışmasını bu kitaba dayanarak hazırlamış­tır. İnta~u'l-meysur, Sldl Sayudi Muham­med ve Jean Boyd tarafından Hevsa diline çevrilmiştir (Sokoto I 974) . Muhammed Belio'nun diğer bazı eserleri de şunlardı r:

el-Büdurü '1-müstire fi'l-JJişali'lleti tüd­rekü bihe'l-magtire (Sokoto, ts. ); Fe­va'id mücmele tima ca'e fi'l-bir ve'ş­şıla (Sokoto, ts .); el-Gayşü'l-vebl ii si­reti'l-imami'l-'adi (Ömer Beli o, bu kita­bı ve diğer eserlerini esas alarak Londra Üniversitesi 'nde bir doktora tezi yapmış­tır [Hunwick, Arabic Uterature, ll, I 18, 605[): Cila'ü 'ş-şudılr 'amma yaJJtelicü fiha min şada'l-gurılr (Sokoto, ts .): Ki­tabü 't- TaJ:ırir ii ~ava'idi't-tebşir li's-si­yasat (Zaria 1963 ): MittaJ:ıu's-sedad ti a~sami ha~ihi'l-bilad (Zaria, ts .: Sokoto, ts.); Ret'u'ş-şübhe fi't-teşebbüh bi'l-ke­fere ve'?-?aleme ve'l-cehele (Sokoto,

ts .); ŞerJ:ıu l:fizbi'l-baJ:ır(Ebü ' l-Hasan eş­

Şazell'nin eserine yazdığ ı şerh tir, Kah i re , t s. ); Tenbihü'ş-şaJ:ıib 'ali'ı aJ:ıkami'l-me­

kasib(Sokoto. ts .): Giiyatü'l-uşılltitef­siri' r-Resul; el-Mevarid ü 'n -ne beviyye ti'l-mesa'ili't-tıbbiyye; Tıbbü 'n-ne bi; Serdü'l-kelam tirnil cera beyni ve bey­n e 'Abdisselam; Uşulü 's-siyase ve '1-k eytiyyetü '1-maJJlaş min umuri'r-ri­yase (n ş r. ve tre. Shehu Ya musa, Sakoto ı 998). Muhammed Belio'nun eserlerinin bir kısmı basılmış. bazıları çeşitli Afrika ve Batı dillerine tercüme edilmiş ve tez çalışmalarına konu olmuştur (eserleri için bk. a.g.e. , ll , I 14-1 49) .

BİBLİYOGRAFYA :

M. Hiskett, The S word of Truth : The Life and Times of the Shehu Usuman dan Fodio, London 1973, s. 9, 93-95, 109-110, 113-115; P. B. Clarke, West Africa and Islam, London 1982, s. 117-118; Madina Ly-Tall . Un islam militanı en Afrique de l 'Ouest au XIX siecle, Paris 1991, s. 95-100 , 118-119; J. O. Hunwick, Arabic Uterature of Africa: The Writings of Central Sudanic A{rica, Leiden 1995, ll , 114-149, 605; a.mlf., "Batı Afrika 'da Ortaya Çıkan Tasavvufi Direniş Hareketleri" (tre. Ka dir Özkö­se - Fikret Mutlu). Cumhuriyet Üniversitesi ila­hiyat Fakültesi Dergisi, Vll/2, Sivas 2003, s. 379-391 ; a.mlf .. "MuJ:ıammad Bello", EJ2 (Fr.). VII, 436-437; D. Robinson , "Revolutions in the Western Sudan", The History of Islam in Afri­ca (ed. N. Levtzion- R. L. Pouwel s), Ohio 2000, s . 137-138; Kadir Özköse, Süfi Davet'ten Dev­lete, İstanbul 2004, s. 87-90, 104-107, ll O, 214, 243-246, 250-262; Hussaini Usman Mala­mi. "Importance of Muhammad Bello 's 'Tanbih al-Sahib ala-ahkam al-Makas ib' to Our Con­temporary Economic System" , H/,XVII/4 (1 994). s. 35-40; Omar Bella, "Muhammad Bello's Can­ception of Leadership and its Relevance to the Contemporary Nigerian Situation", IQ, XXXVIII/ 2 (1994). s. 124-132; Maurice Delafosse, "Soko­to", İA, X, 737- 738; İsmail Hakkı Göksoy, "Fı1la­niler", DİA, XIII, 215-216. I;,:I

ıımJ A HMET KAVAS

L

MUHAMMED BESYÜNI (~~~)

(1885- ı 953)

Endonezyalı alim, eğitimci . _j

Borneo (Kalimantan) adasının batısında­

ki Sambas M alay Sultanlığı' nın merkezi Sambas'ta doğdu. Tanınmış bir ulema ailesine mensuptur. Babası Muhammed İ m ran sultanlığın en yüksek dini makamı olan saray imamı. ayrıca Felemenkçe eği­tim veren Batı tipi bir halk okulunun mü­dürü idi. Muhammed Besyunt ilk eğiti­mini babasından aldıktan sonra tahsil için 1901 yılında Mekke'ye gönderildi. Mek­ke'de Ahmed Hatib Minangkabau, ömer

MUHAMMED BESYÜN[

SünbiM ve Osman Saravakl (Pontianl) gibi Malay kökenli alimlerden Arapça ve fıkıh okudu . Ardından Ali ei-Malikl'den man­tık, fıkıh usulü. hadis, tefsir ve akaid ders­leri aldı. 1906'da Sambas'a dönünce Orta­doğu ile kültürel bağını devam ettirdi. Mı­sır'da el-Menar dergisinin editörü M. Re­şi d Rıza ile mektuplaştı. Onun düşünce sisteminden ve fikirlerinden etkilendi : 191 O'da Kahire'ye gitti. Önce Ezher'e, da­ha sonra Reşld Rıza 'nın yeni kurduğu Da­rü'd-da've ve'l-irşact Medresesi'ne kaydol­du. Böylece Reşld Rıza'nın yenilikçi düşün­celerinden istifade etmeye çalıştı .

1913 yılında babasının hastalığı üzeri­ne Sambas'a çağrıldı ve onun ölümünün ardından yerine saray imamı oldu. Kadı­lık ve müftülük gibi görevlerinin yanı sıra öğretmenlik de yaptı. Camilerde cuma günleri halka tefsir ve akaid dersleri ver­di. 1916'da Sambas'ta Medrese Sultaniy­ye adıyla modern bir okul açtı . Bu kurum, sadece dini derslerin okutulduğu ve eği­timin Arapça yapıldığı klasik medreseler­den oldukça farklıydı. Çağdaş eğitimin araç ve gereçleriyle donatılan ; yeni bir müfredat programının uygulandığ ı bu okullar daha çok yenilikçi müslüman ha­reketlerin liderleri tarafından kurulmak­taydı.

Muhammed Besyunt. tekrar Mısır'a

gitme imkanı bulamadıysa da Reşid Rıza ile yazışmalarını sürdürdü: birçok konu­da kendisine sorular yöneiterek görüşle­rinden faydalandı . Reşld Rıza'ya sorduğu ,

müslümanların geri kalış sebeplerine dair bir sorusu üzerine Emir Şeklb Arslan'ın kaleme aldığı "Li-Ma~a te'atıtıare 'l-müs­

limun ve li-ma~a teJ5addeme gayruhüm" başlıklı yazısı eJ-Menar'da tefrika edildi ve daha sonra kitap halinde yayımlandı .

Siyasi faaliyetlere de katılan Muham­med Besyunt. 1943'te Endonezya'daki bütün dini teşkilatların federasyonu ola­rak kurulan ve 1945 yılından itibaren par­tiye dönüşen Endonezya Müslümanları Şura Meclisi'nin (Majlis Syura Muslimin Jn­donesia JMASYUMIJ) içinde aktif rol aldı,

bu partinin mahalli temsilciliğini yaptı .

Hollanda sömürge yönetimi sırasında kıs­mi otonamiye sahip Sambas M alay Sul­tanlığı bağımsızlık sonrasında ülkede cumhuriyet rejiminin kurulmasıyla tarihe karıştı : önce son sultanın. ardından Mu­hammed Besyunl'nin vefatı üzerine Med­rese Sultaniyye de kapandı ve Sambas şehrindeki dini entelektüel hava giderek kayboldu.

Muhammed Besyunt. Reşld Rıza 'nın

Hz. Peygamber'in hayatına dair kitabını

513

Page 2: BESYÜN[des savants et grandes fi.gures du monde mu su/man peripherique du XIX' siı~cle a nosjours (ed. M. Gaborieau v.dğr.). Paris 1992, 1, 26. L li! İSMAİL HAKKI GöKSOY …

MU,HAMMED BESY0Nf

ve akaidle ilgili seçilmiş yazılarını Malay­ca'ya tercüme etmiş, ayrıca yedi Malayca ve iki Arapça eser yazmıştır. Sambas'ta­ki birçok camide cuma namazı için Şafii mezhebince gerekli görülen kırk kişilik cemaat toplanamadığından cuma nama­zı kılınamıyordu. Besyuni, en-NuşCı.ş ve'l­berfıhin 'alfıi~iimeti'l-cum'a bi-ma dCı.­ne'l-erba'in adıyla bir eser kaleme ala­rak (Kah i re ı 925) bu namazın küçük bir grupla edasının mümkün olduğunu sa­vunmuştur. Onun Pinang ve Singapur'da basılan eserleri (listesi için bk. Pijper. s: 138-140) daha çok yenilikçi görüşlerini ve eski dini uygulamalara karşı tutumunu yansıtmaktadır. Nitekim NCı..rü's-sirfıc ii ~ışşati'l-isrfı' ve 'l-mi'rfıc adlı eserini bu konudaki yanlış düşünce ve uygulamaları düzeltmek için yazmıştır.

BİBLİYOGRAFYA :

Abubakar Atjeh. "Kebangkitan Dunia Baru Islam di Indonesia" (L. Stoddard, Dunia Baru Islam: The New World of Islam içinde). Jakarta 1966, s. 295-332; G. F. Pijper. Studien over de Geschiedenis van de Islam in lndonesia 1900-1950, Le iden 1977, s. 134-141; Emir Şekib Ars­lan, U-Mti?ti te'atıtıare'l-müslimün ve li-mti?a tekaddeme gayruhüm (nşr. Hasan Temlm). Bey­rut, ts. (Daru mektebeti'l-hayat). Reşid Rıza'nın mukaddimesi, s. 34-35; BesyOni'nin mektubu için ayrıca bk. s. 37-38; M. van Bruinessen, "Basyuni '1mran", Dictionnaire biographique des savants et grandes fi.gures du monde mu­su/man peripherique du XIX' siı~cle a nosjours (ed. M. Gaborieau v.dğr.). Paris 1992, 1, 26.

L

li! İSMAİL HAKKI GöKSOY

MUHAMMED BUGRA HAN (ö. 449/1057)

Doğu Karahanlı hükümdan (1056-1057).

Karahanlılar'ın büyük hükümdarların­dan Yusuf KadırHan'ın oğludur. Babası­nın ölümü üzerine bir süre ülkeyi kardeşi Şerefüddevle Arslan Han Süleyman ve Mahmud ile birlikte yönetti. önceleri Yı­gan Tegin (Yegan TegTn) unvanını taşırken kardeşinin büyük han olarak tahta çıkma­sının ardından Buğra Han unvanını aldı.

Maveraünnehir'i zaptetmeyi düşünen Muhammed Buğra Han, bölgeye hakim olan Ali Tegin'e karşı Gazneli Sultanı Me­sud'un yardımını sağladı. Fakat bu sıra­da gelişen bazı hadiseler bu düşüncesinin gerçekleşmesini önledi. Muhammed Buğ­ra Han, daha babasının sağlığında Sultan Mesud'un kız kardeşi Zeyneb ile evlen­mek için 1 02S'te Belh'e gitmiş, nişan ya­pılmış. ancak izdivaç gerçekleşmemişti. Sultan Mesud, idarede söz sahibi olduk-

514

tan sonra 1 034 yılı sonbaharında nişanlı­sını almak için bir elçilik heyeti gönderen Muhammed Buğra Han'ın Sultan Mah­mud-ı Gaznevi'nin bıraktığı toprakların bir kısmını Zeyneb adına isternek niyetin­de olduğunu haber alınca bu evliliğe izin vermedi ve Arslan Han'a mektup gönde­rerek niyetinden dolayı Muhammed Buğ­ra Han'ı kınadığını bildirdi. Arslan Han da davranışı yüzünden kardeşini sert bir şe­kilde uyardı. Bu duruma öfkelenen Mu­hammed Buğra Han hem kardeşine hem Gazneliler'e düşmanca duygular besle­rneye başladı. Bu olayın ardından Gazne­liler'e karşı Selçuklular'la iş birliği yapmak ve onlarla akrabalık kurmak için sefer­ber oldu. Selçuklular'ın 1 03S'te Gazneli­ler karşısında kazandıkları zafer onu çok sevindirdi. Bu gelişmeden kaygı duyan Sultan Mesud, Buğra Han'ı yatıştırmak için 1 037'de İmam Ebu Sadık Tabani'yi Türkistan'a gönderdi. Türkistan'da on se­kiz ay kalan Tabani, Arslan Han aracılığıy­la Muhammed Buğra Han ile görüşüp Sultan Mesud ile arasını düzeltti. Mu­hammed Buğra Han'ın müzakerelerdeki maharetinden dolayı Ebu Sadık Tabani'yi çok beğendiği ve kendisine Ebu Hanife'yi bile gölgede bıraktığını söylediği kayde­dilmektedir. Aynı yıl Buğra Han adına Ma­veraünnehir'de para basıldı ve onun böl­gedeki hakimiyeti tanınmış oldu. Çıkan ayaklanmalar şiddetle bastırıldı.

Arslan Han, Muhammed Buğra Han ve diğer kardeşleri Mahmud, 435 (1043-44) yılında aralarındaki ihtilafları hallettikten sonra iş birliği yapmak ve faaliyet sahala­rını belirlemek üzere toplandılar. Alınan kararlara göre Arslan Han, Doğu Kara­hantı hükümdan olarak Balasagun ve Kaşgar bölgesini doğrudan idare edecek, Muhammed Buğra Han Tarazve İsbicab'­da (İsfldib) ona tabi olarak hüküm süre­cek. Mahmud da devletin doğudaki top­raklarını yönetecekti. Batı Karahanlılar'a karşı birlikte hareket eden üç kardeş bir süre sonra Fergana'nın bir kısmıyla öz­kent'i ele geçirdiler. 448 (1056) yılında Arslan Han, Muhammed Buğra Han'ın üzerine yürüdü. Mücadelede Arslan Han mağlup olup esir düştü ve hapse atıldı. Muhammed Buğra Han, bu olayın ardın­dan kendini Doğu Karahanil Devleti'nin büyük kağanı ilan edip Kıvamüddevle la­kabını aldı. Bir yıl sonra idareyi büyük oğ­lu ve veliahdı Hüseyin Çağrı Tegin'e bıra­kan Buğra Han, aynı yıl kendi oğlu İbra­him'i tahta çıkarmak isteyen ikinci hanı­mı tarafından oğlu Hüseyin ile beraber zehirtenerek öldürüldü.

BİBLİYOGRAFYA :

Muhammed b. Hüseyin ei-Beyhaki, Tarltı (nşr. W. H. Morley), Kalküta 1862, s. 23; İbnü'I-Eslr. el-Kamil, IX , 211, 358; C. E. Bosworth, The Ghaznavids: Their Empire in Afghanistan and Eastern Iran: 994-1040, Edinburgh 1963, s. 17 8; Reşat Genç. Karahan/ı Dev let Teşkilatı, İs­tanbul1981, s. 49-51,61,270,273, 293; a.mlf .• "Karahanlılar", Doğuştan GünümüzeBüyük İslam Tarihi, istanbul 1987, VI, 159-160; V. V. Barthold. Moğol İstilasına Kadar Türkistan (haz. Hakkı Dursun Yıldız). Ankara 1990, s. 304-305, 314, 316, 319-320, 325; a.mlf .. "Buğra­Han", İA, ll, 761; Omelyan Pritsak, "Karahanlı­lar", İA, VI, 260; Abdülkerim Özaydın, "Kara­hanlılar", DİA, XXIV, 407.

~ ABDÜLKEKİM ÖZAYDIN

MUHAMMED el-CEV An (.~1~1~)

Ebu Ca'fer Muhammed b. Ali er-Rıza b. Musa el-Kazım b. Ca'fer es-Sadık

(ö. 220/835)

İsnaaşeriyye'nin dokuzuncu imamı. L ~

Genellikle kabul edildiğine göre 19 Ra­mazan 195 (1 5 Haziran 811) tarihinde Me­dine'de doğdu. Annesi, Hz. Peygamber'in zevcesi Mariye'nin kavminden olduğu ri­vayet edilen Sudan asıllı bir hanımdır. Ebu Ca'fer Muhammed "cömert" anlamındaki Cevad'dan başka Taki. Münteceb, Necib, Murtaza, Kani' lakaplarıyla da anılır ve Muhammed el-Bakır'dan ayırt edilmesi için Ebu Ca'fer es-Sani künyesiyle kay­dedilir. Babası Ali er-Rıza vefat ettiğin­de (203/818) tekoğlu Muhammed ei-Ce­vad'ın henüz yedi yaşında olması o günü­nün Şia toplumunda büyük tartışmalara yol açmıştır. Bazıları, dinen mükellef bile olmayan bir çocuğa imam olarak itaat edilerneyeceği ni söyleyip Sünni veya Zey­di çevrelere katılmış. bazıları Ali er-Rıza'­nın kardeşi Ahmed b. Musa'yı imam ka­bul etmiş. bazıları da Musa el-Kazım'ı son imam telakki eden ve onun bir gün dün­yaya yeniden döneceğine inanan vakıfeye iştirak etmiştir. Bu gruplar, imamete ge­çecek kimsenin önceki imamdan zahiri ve batıni ilimleri alması gerektiğini, Muham­med el-Cevad'ın ise dört yaşında iken ba­bası Horasan'a gittiği için ondan gerekli ilimleri almasının mümkün olmadığını be­lirtmişlerdir. Buna karşılık onu imam ola­rak tanıyanlar kendisinin sadık rüya, il­ham yahut melek vasıtasıyla bilgilendiri­lebileceğini ileri sürmüşlerdir (geniş bil­gi için bk. Nevbahtl, s. 73-77). Bu görüşü benimseyen İsnaaşeriyye müellifleri, Mu­hammed ei-Cevad'ın imametini temel­lendirmeye yönelik yaklaşırnlara yer ver­mişlerdir. Buna göre kendisiyle ilgili mü-