Download - Zaman France N°244 - TR

Transcript

21 - 27 ARALIK 2012 N° 244 Prix : 2 € WWW.ZAMANFRANCE.FR

France-Algérie : «regarder le passé en prenant à bras-le-corps le présent» INTERNATIONAL11

Dîner de l’amitié franco-turque : «tourner la page Sarkozy» FRANCE05

La Zakat, pilier invisible de l’islam de France SOCIETE06

Zaman France Abone Kampanyası başladıZamanı doğru okumak için ‘Zaman’ınız var mı?M.FATİH KILIÇ r16

YORUM

Zaman France Abone Kampanyası başladı

FIrInDan Yenİ ÇIKTITaZe TaZe, sICaK sICaKParis’in baklavaları, Türkiye tadını aratmıyor. Türklerin olduğu kadar Fransızlar tara-fından da büyük talep gören baklavaların yanı sıra börek, poğaça, yaş pasta gibi Türk mutfağının eşsiz lezzetleri, farklı sofralara konuk oluyor.1FOTO HABER

BU DERNEK Bİr BaŞKa DerneK!Valence Türk-Fransız Derneği, ilginç projeleriyle dikkat çeki-yor. Sürücü kursundan futbol akademisine kadar farklı alanlarda aktivite düzenleyen yetkililer, ‘dernekçiliğe yeni bir boyut kazandırmakta’ kararlı. 1TOPLUM

TeKVanDo, TürK ŞaM-PİYonlarI BeKlİYorTekvando Antrenörü Erkan Yalçınkaya, her milletten sporcu yetiştirirken; Türk çocuklarının tekvandoya ilgi göstermemesinden dert yanıyor. 1TOPLUM

10

12

11

accor, Türkiye’de 50 yeni otel yapacak92 ülkede 5 bine yakın oteli bulu-nan Accor, Türkiye yatırımlarını artıracak. Türkiye’ de Novotel ile Ibis markalı toplam 10 otel sahibi olduklarını belirten Accor Grubu Projeler Müdürü Marie-Claire Bizot-Greggory, muhtelif illerde 50 yeni otel daha açacaklarını, bunun için yer arayışına başladık-larını ifade etti. ReKonoMİ 07

Büyük Paris Projesi Türk girişimcileri bekliyor

Türkiye İşadamları ve sanayiciler Konfederasyonu (TusKon), Paris Yatırım ajansı ve Fransa Yöneticiler ve Girişimciler Federasyonu (FeDIF) ile birlikte Fransız ve Türk iş dünyası topluluk buluşması gerçekleştirdi.

Paris Valisi Daniel Canepa, Türk yatırımcıların ‘Bü-yük Paris Projesi’nde yer almalarını istedi.

“Türkiye’de özel sektör-de girişimcilik ruhunu

görüyoruz.” diyen Canepa, 70 bin konut-

luk ve toplam 36 milyar euroluk projeyi Türk girişimcilere emanet

etmek istiyor.

-Türkiye ile arasındaki ilişkileri hem siyasi

hem de ticari anlamda geliş-tirmek isteyen Fransa’dan iş birliği çağrısı geldi.

Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) ve Fransa Türk İşadamları Derneği’nin (FE-DİF) ortaklaşa düzenlediği Fransa-Türkiye 2. İş Dünyası Buluşmaları Yeni Ortaklık Fırsatları Forumu’nda konu-şan Canepa, Türk şirketleri ve girişimcilerinin ‘Büyük Paris Projesi’nde yer alması

tavsiyesinde bulundu.Canepa, Paris’te farklı

kamu binalarının ve komp-lekslerin de yer aldığı 70 bin konut inşa edilmesinin hedefl endiğini, ulaşım alanı da dahil 36 milyar euroluk bütçe ayrıldığını söyledi.

TUSKON Başkanı Rıza-nur Meral, Türkiye ile Fransa arasındaki ticaret hacminin 12 milyar euroyu aştığını söyledi. Türk girişimcilere seslenen Meral, ortaya çıkan rakamın potansiyelin altında kaldığını ifade etti. ReKonoMİ 09

Türkiye İşadamları ve sanayiciler Konfederasyonu (TusKon), Paris Yatırım ajansı ve Fransa Yöneticiler ve Girişimciler Federasyonu (FeDIF) ile birlikte Fransız ve Türk iş dünyası topluluk buluşması gerçekleştirdi.

accor, Türkiye’de 50 yeni otel yapacak

girişimcileri bekliyor

DanIel CanePa

Fransa’nın Türkiye’deki pazar payı geriledi r07

-Marseille Milletvekili Valerie Boyer, Ermeni iddiala-rının inkarına ceza öngören yasa için Fransız mecli-

sinde yeni bir teklif sundu. Teklifte, Anayasa Mahkemesi hakkında 30 milletvekilinden oluşan meclis soruşturma komisyonu kurulması da istendi. RGünDeM 03

Boyer’den “inkar yasası” için yeni girişim

Valerie Boyer geçtiğimiz aralık ayında meclisin gündemi-ne gelen tasarının mimarıydı.

GÜNDEM03 21 - 27 ARALIK 2012 ZAMAN FRANCE

NEVZAT CEYLAN

Değerli dostlar, geçen hafta FEDİF’in (Fransa Giri-şimciler ve Yöneticiler Federasyonu) organize ettiği çok önemli iki etkinliğe katıldım. Fransa-Türkiye ilişkilerinin günümüzdeki durumunu gösteren bu toplantılar hakkındaki görüşlerimi sizlerle paylaş-mak istiyorum. Bu etkinliklerden birincisi FEDİF’in, Plateforme de Paris ile organize ettiği ve artık gele-neksel hale gelen 4. Millî Meclis (Assemblée Nati-onale) yemeği. İkincisi ise yine FEDİF’in, yeniden yapılandırılan Paris bölgesinin yetkili kuruluşu ‘Paris-Ile de France Capitale Economique’ ile dü-zenlediği üç günlük Türkiye gezisi idi. Bu haftaki yazımızda birincisinden çıkardığım dersleri sizinle değerlendirmek istiyorum.

KenDİMİZİ anlaTMaK İÇİn İlK aDIMI BİZ aTMalIYIZSevgili dostlar. çok iyi hatırlıyorum. Bundan dört beş sene önce Millî Meclis’teki Fransa-Türkiye Dostluk Grubu’nun o zamanki başkanını FATİAD (Fransa Aktif Sanayici ve İşadamları Derneği) adı-na bir grup arkadaşımızla ziyaret etmiştik. Eski bir vali olan çok değerli başkan ile bu buluşmamızda biz konuşmuş, kendileri ise bizi dinlemiş ve çok az konuşmuşlardı. Ama daha sonraki buluşmalarla ve bu arada gerçekleşen Türkiye gezisi sonrasında dostluğumuz hızla yol almış ve beraberce geleneksel yemeğimizi organize etmiştik. Bu kıymetli zat ‘inkâr yasasının’ geçmemesi için büyük gayret göstermiş, geçince de Anayasa Mahkemesi’ne iptali için imza toplayanların başında yer almıştı. Değerli dostumuz maalesef son seçimlerde yeniden seçilemedi. Ama biz kendisini her zaman saygı ile anacağız. Nitekim yemekte de unutulmadı ve herkesin önünde şük-ranla yad edildi.

Seçimlerden sonra yeniden kurulan Dostluk Grubu’nun başkan ve yardımcısı değişti. Yeni başkan Christophe Bouillon genç ve dinamik bir milletvekili. Türkiye-Fransa ilişkilerinin öneminin ve zorluğunun farkında. Şu ana kadar dostluk grubuna 74 milletve-kili kaydını yaptırmış bulunuyor. Bir önceki döneme göre oldukça yüksek bir rakam. Yemeğe katılan ve-kil sayısı da kırka yakın. Halbuki ilk yıllarda katılan vekil sayısı ancak bir elin parmak sayısı kadardı. Ben ilk dersimi bu sonuçtan çıkardım: Dostlukları geliş-tirmek için ilk adımı biz atmalı, sabırlı, kararlı ve de-vamlı olmalıyız. Başta istediğimiz karşılığı bulamasak bile bıkmadan usanmadan çalışmalıyız.

DosTlarIn saYIsI arTarKen TanIŞMa Ve DİYaloğun öneMİBu geceden benim çıkardığım ikinci ders diyalog ve tanışmanın önemi oldu. Türkiye’yi ve Türkleri ta-nıyanlar kesinlikle bize dost oluyorlar. Mesela eski milletvekili, bakan, Avrupa milletvekili ve halen Maison de l’Europe’un başkanı olan değerli Hanı-mefendi Catherine Lalumiere İstanbul’a ve Türkle-rin dinamizmine hayran. “Sizden İstanbul’un dina-mizmini Fransa’ya taşımanızı istiyorum.” dedi. Yine Fransa ekonomisinin duayenlerinden önemli şah-siyet CCİP’nin eski başkanı Pierre Simon, Türkiye ekonomisinin gelişmesinin kendilerini ümitlendirip cesaretlendirdiğini belirtti.

Geceye katılan vekillerin içinde, ödül verilen genç eğitimcileri tanıyanlar da vardı. Hatta bu genç-lerin bazılarına ödüllerini onlar takdim etti. Konu-şurken ve ödül verirken dikkat ettim. Gençleri över-ken gözleri umutla parlıyordu. Hele bayan vekillerin bir anne şefkati ile bu gençlere sarılması beni çok duygulandırdı. Demek ki insan her yerde insan. Mükerrem yaratılan insan güzeli arar ve güzeli se-ver. Bulunca da sahip çıkar. Yani bazen yanlışlıklar, terslikler, kişinin başına bir şapka gibi geçse de insan insandır. En içten sevgilerimle… [email protected]

FeDİF’in Millî Meclis’teki yemeğinden notlar

Ferhan Köseoğlu Paris

-Geçtiğimiz hafta Fransa'da-ki yüksek servet vergisinden

kaçmak için Belçika'dan ev aldığı ve bu ülkeye yerleşeceği medyaya yan-sıyan ünlü aktör Gerard Depardieu, kendisini eleştiren Başbakan Jean Marc Ayrault'ya sert çıktı.

Ünlü sanatçı, hakkında “sefi l” ifadesi kullanan Ayrault'ya Le Jo-urnal du Dimanche gazetesinde yayınlanan mektupla cevap ver-di. “Siz kim oluyorsunuz da beni böyle yargılıyorsunuz?” diye soran Gerard Depardieu, sanatçılar ara-sında vergi rekortmeni olduğunu da hatırlattı. Depardieu, 45 senede 145 milyon euro vergi ödediğini ve 80 kişiye iş verdiğini kaydetiti.

“Beni onaylamalarını beklemiyo-rum sadece saygı duysunlar.” diyen 63 yaşındaki ünlü sanatçı, “Ben kim-seyi öldürmüş değilim. Fransayı terk eden hiç kimse benim gibi hakarete maruz kalmadı.'' diye konuştu.

14 yaşından beri çalıştığını ve geçtiğimiz yıl kazancının yüzde 85'inin vergiye gittiğini belirten De-pardieu, “Fransız pasaportunu ve hiç kullanmadığım sigorta kartımı size iade ediyorum. Ben sizinle aynı ülkenin vatandaşı değilim. Babamın da bana öğrettiği gibi gerçek bir Av-rupalı ve dünya vatandaşıyım “ ifa-

delerini kullandı.

hüKüMeTTen serT TePKİDepardieu’nun açıklamalarını de-ğerlendiren Başbakan Jean Marc Ay-rault ise “Ben Gerard Depardieu’ya sefi l demedim. Benim kullandığım terim aktörün kişiliğine yönelik de-ğildi. Tamamen ortaya konan ey-lemle ilgiliydi’’ diye konuştu.

Ünlü aktörün açıklamalarının şoke edici olduğunu belirten Parla-mento ile İlişkiler Bakanı Alain Vida-lies de, “Eğer Fransa'yı seviyorsak, Sarkozy döneminde de Hol-lande döneminde de ülkemizi aynı düşünceyle sevmemiz gerekir.” dedi. Vidalies, “Ünlü sanatçının açıklamalarındaki ürkütücü sonuç Fransa'yı ver-gi muafi yeti için seviyor olma-sıdır.” şeklinde konuştu.

Kültür Bakanı Aureie Filip-petti ise Gerard Depardieu'nun Fransız pasaportunu iade ede-ceği yönündeki açıklamasının ‘skandal' olduğunu vurguladı. Filipetti, “Fransız vatandaşı olmak bir onurdur. Vatandaş olmanın hakları ve görev-leri de bunun içerisinde-dir.'' açıklamasını yaptı. Vergi ödemenin de bir vatandaşlık görevi ol-

duğunu söylen kültür bakanı, eko-nomik krize karşı verilen milli mü-cadeleye desteğin bir vatanseverlik eylemi olduğunu dile getirdi.

Bu arada Le Figaro Gazete-sinin yaptığı ankete katılan 22 bin kişinin yüzde 81'i Gerard Depardieu'nun kızgınlığını an-ladığını belirtti. Ünlü sanatçının açıklamalarına hak vermeyenlerin oranı ise yüzde 18'de kaldı.

Oburiks Fransa’yı karıştırdıünlü aktör Gerard Depardieu’nun Fransa’daki yüksek servet vergisinden kaçmak için Belçika’dan 200 bin euroya ev aldığı ve bu ülkeye yerleşeceği iddiaları gündemdeki sıcaklığını koruyor. Ünlü oyuncuyu sert şekilde eleştiren Başba-kan Jean Marc ayrault’a Depardieu aynı sertlikle cevap verdi.

şoke edici olduğunu belirten Parla-mento ile İlişkiler Bakanı Alain Vida-lies de, “Eğer Fransa'yı seviyorsak, Sarkozy döneminde de Hol-lande döneminde de ülkemizi aynı düşünceyle sevmemiz gerekir.” dedi. Vidalies, “Ünlü sanatçının açıklamalarındaki ürkütücü sonuç Fransa'yı ver-gi muafi yeti için seviyor olma-

Kültür Bakanı Aureie Filip-petti ise Gerard Depardieu'nun Fransız pasaportunu iade ede-ceği yönündeki açıklamasının ‘skandal' olduğunu vurguladı. Filipetti, “Fransız vatandaşı olmak bir onurdur. Vatandaş olmanın hakları ve görev-leri de bunun içerisinde-

-Marseille Milletvekili Valerie Boyer, 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddi-

alarının inkarına ceza öngören yasa için Fransız meclisinde yeni bir teklif sundu.

Halk Hareketi Birliği (UMP) üyesi Boyer’in sunduğu yeni teklifte, “Fransa’nın yasayla veya uluslararası bir sözleşme aracılığıyla tanıdığı soykırımla-rı inkarın”, hapis ve para cezasına çarp-tırılması talep edildi.

Söz konusu teklifte Anayasa Mah-kemesi hakkında 30 milletvekilinden oluşan meclis soruşturma komisyonu kurulması da istendi. Siyasi gözlem-ciler, Sarkozy’nin ardından bölünme noktasına gelen UMP’de grup kararı alınmasının oldukça zor olduğuna dikkat çekiyor. Gözlemcilere göre, yasa teklifi nin akıbetini iktidardaki Sosyalist-ler belirleyecek.

Anayasa Mahkemesi, 28 Şubat’ta Fransa Meclisi gündemine gelen inkar yasasının iptaline karar vermişti.

Kararın gerekçesinde yasa teklifi nin ‘İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ ve Fransız Anayasa’sına aykırı olduğu ve düşünce özgürlüğünü kısıtladığı belirtilmişti.

Boyer’den “inkar yasası” için yeni girişim

Valerie Boyer geçtiğimiz aralık ayında meclisin gündemine gelen tasarının mimarıydı.

Gerard Depradi-eu, Belçika’dan ev aldığı için ken-disini eleştiren Başbakan Jean Marc ayrault hakkında sert açıklamalarda bulundu.

GÜNDEM04 21 - 27 ARALIK 2012 ZAMAN FRANCE

Ferhan Köseoğlu Paris

-Ana Muhalefet Partisi Halk Hare-ket Birliği’nde (UMP), 30 gündür

süren başkanlık krizi sona erdi. Parti se-çim kurulunun genel başkan ilan ettiği Jean François Cope ile seçimi kendisinin kazandığını iddia eden eski Başbakan François Fillon yeniden seçim yapılması üzerinde anlaştı. 6. kez bir araya gelen iki liderin buluşmasında 7 maddelik bir uzlaşı metni imzalandı.

UMP'de 20 Ekim 2013 tarihinden önce yapılacak yeni genel başkanlık se-çimi, kurulacak Yüksek Komisyon’un denetiminde gerçekleştirilecek. Ayrıca bu komisyon, parti ile adaylar arasındaki ilişkileri de denetleme görevini üstlene-cek. Halen partinin genel başkanlığını yürüten Cope’nin partinin rutin işlerinin dışında seçimle ilgili prosedüre müda-

hale etme yetkisi olmayacak. Ayrıca, parti tüzüğünün yeniden ha-

zırlanması için yeni bir komite oluşturul-masına da karar verildi. Bu komitenin, partinin kurucuları ve eski başbakanlar-dan Edouard Balladur, Alain Juppe ve Jean Pierre Raffarin; eski meclis başkanları Gerard Larcher, Bernard Accoyer, partinin eski genel sekreterleri Patrick Deveciyan ve Xavier Bertrand’dan oluşacak.

İmzalanan uzlaşı metninde parti yönetim birimlerinde François Fillon ve Jean François Cope taraftarlarının eşit olarak yer alacak. Fillon mecliste kendisini destekleyen milletvekilleriyle kurduğu UMP Topluluğu'nu (R-UMP) feshederek yeniden Halk Hareket Birliği'ne (UMP) katılacak.

Fillon’la varılan uzlaşma sonrası açık-lama yapan Cope, son 4 haftayı kabus ola-

rak nitelerken sorunun güçlü bir fikir bir-liğiyle aşıldığına vurgu yaptı. Cope, ayrıca hiçbir kızgınlığı olmadığının da altını çizdi.

İki lider arasında arabulucu rolü üst-lenen eski başbakan ve UMP’nin kurucu-larından Jean Pierre Raffarin de UMP’de barışın kazandığına vurgu yaptı. Raffarin her iki liderin de başka bir seçeneğinin kalmadığını ve sorumluluk duygusunu geç de olsa gösterdiklerini belirtti.

UMP’de 18 Kasım'da yapılan genel başkanlık seçimleri partiyi bölünmenin eşiğine getirmişti. Parti seçim komisyo-nunun Jean François Cope lehine açıkla-dığı seçim sonuçlarını kabul etmeyen eski başbakan Fillon, Fransa’nın deniz aşırı bölgelerinden gelen oyların yanlış he-saplandığını iddia etmişti. Françosi Fillon mecliste UMP Topluluğu (R-UMP) adıy-la yeni bir grup oluşturmuştu.

UMP’deki kriz yeniden seçim şartıyla aşıldı halk hareket Birliği’nde (uMP), 1 aydır belirsizliğini koruyan genel başkanlık krizi Jean François Cope ve François Fillon’un bir araya geldiği toplantıyla aşıldı. 20 Ekim’den önce genel baş-kanlık seçiminin tekrar edilmesine karar verilirken, 7 maddelik uzlaşma metni imzalandı.

uMP’de 30 gün süren başkanlık krizi her iki liderin bir araya geldi-ği toplantıy-la aşıldı.

-çoğunluğu Türklerden oluşan 10 kişiye, El Kaide ile yakın bağlantı-

lı Özbekistan İslami Hareket (ÖİH) Terör Örgütü’ne finansman sağlamak suçundan 10 yıl hapis cezası istendi.

3 Aralık’tan beri devam eden davada savcı Thomas Fiquet, şüphelilerin 2003-2008 yılları arasında Afganistan’ın Kuzeyi ve Pakistan’da faaliyet gösteren örgüte finansal destek sağladıklarını iddia etti. Savcı, şüpheliler hakkında farklı cezalar öngörürken Avrupa’dan finansal destek sağladığı iddia edilen grubun başı İrfan Demirtaş’a da 10 yıl hapis cezası istedi. Ay-rıca 2008 yılından beri tutuklu olan 53 ya-şındaki Demirtaş’ın ÖİH’nin lideri olduğu belirtilen ve 2009 yılında Amerikan saldı-rısında hayatını kaybeden Tahir Yoldaşev ile de birçok kez görüştüğü vurgulandı.

Şüphelilerin Mulhouse ve Lyon şehirle-rinden 170 bin eurosu örgütün askeri kana-dına olmak üzere toplam 300 bin euro gön-derdiği iddia edildi.

2007 yılında polisin takibe aldığı organi-zasyon üyeleri, 2008’de Fransa, Almanya ve Hollanda’da gerçekleştirilen operasyonlarla tutuklanmıştı.

öİh’ye destek sağlayan gruba 10 yıl hapis talebi

-Belçika Dışişleri Bakanı Didier Reyn-ders, yüksek vergi oranı sebebiyle ül-

kelerine gelecek tüm Fransızlara kapılarının açık olduğunu söyledi.

Le Figaro gazetesine konuşan Reyn-ders, “Vatandaşları ülkeyi terk ediyorsa bu Fransa'nın suçudur. Suçu bizim üzerimize atmamalılar.” dedi. Belçikalı Bakan, Fransız hükümetinin aldığı kararların sonuçlarını kabullenmesi gerektiğini dile getirdi.

Belçika: Vergiden kaçan Fransızlara kapımız açık

MESUDİYEBEDİR

Her anne babanın bir hayali vardır. Ebeveynler çocu-ğunun en mükemmel olmasını arzu eder. Bazı aileler-de çocuk doğmadan önce zihinlerde onun eğitimiyle ilgili bir takım tasarımlar oluşur ve idealler zihinlerde yerini alır. Aile, çocuğa başarmasını beklediği bazı gö-revleri yükler. çocuk doğduktan sonra ise ebeveyn, çocuğunu planlamış olduğu formatta tutmak için bi-linç dışı belirli çaba ve gayret içine girer. “çocuğumu en güzel okullarda okuturum, ona en kaliteli eğitimi sunarım ve o meslek hayatıyla da en iyi yerlere gele-cek” gibi duygu ve düşüncelerle dolup taşabilir.

Peki, bu ve buna benzer düşünceler çocuğun nar-sistik (üstünlük hastalığı) kişilik gelişiminde etken ola-rak karşımıza çıkabilir mi?

Narsistik kişiliğin gelişmesinde 0-6 yaş dönemin-de ailenin özellikle de annenin çocukla kurduğu ilişki oldukça önemlidir. Ebeveynin çocuğuna kaliteli vakit ayırması da ehemmiyetlidir şüphesiz. Annenin yeterli bir duygusal bağ oluşturamaması ve babanın aşırı oto-riter ya da fazlaca silik olması narsistik kişilik gelişimin-de önemli bir etken olarak karşımıza çıkmaktadır. Zira bu durum çocuğa değersizlik duygusunu yüklemekte-dir. Aile çocuğunu en mükemmel ve en zeki görme-sinden dolayı sürekli övmektedir ve çocukta ebevey-nin istediği şekilde davrandığında sevgi gördüğünü fark edecektir. Yani çocuğun zihninde ‘anne babamın beni sevmesi için onları sürekli memnun etmem ge-rekir’ mesajı oluşabilmektedir. Böyle bir tabloyla karşı karşıya kalan çocuk, anne baba ve çevreyi memnun edebilmek için birçok kimlikler geliştirebilir. İleriki yaş-larda ise ‘sahte kendilik’ dediğimiz bu kimlikle sürekli etrafından takdir alabilmek için efor sarf edecek ve kı-lıktan kılığa girecektir. çocukta narsistik kişilik gelişi-mini tetikleyen unsurlardan bir tanesi de çocuğun her dediğini yapmak, her istediğine “Evet” demek olarak nitelendirilmektedir. Aile aşırı hoşgörülü davranır. Dünya adeta çocuğun etrafında döner. Ebeveyn çocu-ğun bakımıyla, ihtiyaçlarıyla yüksek düzeyde ilgilenir, kural ve sınır koymaz. “Sen bir tanesin, çok özelsin ne istersen yapabilirsin!” gibi ifadeler kullanarak çocuğun benliğini keşfetme yolculuğunda yanlış bir benlik algı-sına ve ego kabarmasına sebep olur.

Bu durumda, çocukları narsisizm hastalığından korumak için nasıl bir yol izlemeliyiz? Aslında “Her şeyin abartılısı zararlıdır!” prensibiyle yola çıkmamız gerekir. çocuk doğar doğmaz koşullu sevmeden uzak durmalıyız. çocuğun ihtiyacı olan duygusal bağı oluşturup ne fazlaca otoriter ne de oldukça özgürlük-çü davranmalıyız. Ebeveynin çocuğa hayatı bir yarış şeklinde sunması ve ötekileştirmeyi aşılaması neti-cesinde toplumdan kopuş meydana gelmesiyle ‘ben kültürü’ yükselişe geçmektedir. Bu durum ise çocuk-larda narsisizmin gelişmesinde önemli rol oynamak-tadır. Bilhassa ‘anne-baba’ kavramının yerini popüler kültürün almasıyla ortaya çıkan tablo oldukça zihin bulandırıcı olabilir. çocuklar, ahlaki kültürünü tele-vizyondan alıyor ve sokakta edilen bilgiler çoğalıyor. Öte yandan aileler çocuklarını kendi uzantıları olarak görüp, kendi güçlerini ve düşüncelerini çocuklara yansıtıyorlar. Kendi yapmak istedikleri şeyi çocukla-ra ‘projekte’ ediyorlar. Mesela “çocukluğumda hiç oyuncağım olmadı ve çocuğuma çok fazla oyuncak aldım fakat kısa bir süre sonra oyuncaklara ilgisi ta-mamen kayboldu ve hiçbir şekilde bu oyuncaklardan zevk almıyor.” gibi söylemlere şahit oluyoruz. Ebe-veyn kendi doymamış ihtiyaçlarını çocuğuna yansıta-rak, onu aşırı beslemeyle adeta yıldırıyor.

Hasılı, çocuğu narsisizm hastalığından koruma adına ‘insanı insan yapan değerlerden uzak bir eği-tim şeklinden’ uzak durmalıyız. Mesela çocukların merhamet duygularını geliştirme adına hastane vs. gibi yerlere veya ihtiyaç sahibi ülkelere ziyaret ger-çekleştirebiliriz.

Velhasıl, evlatlarımızı bencillik ve narsist illetin-den korumanın bir başka yolu da kendi hanemizin dışında başkalarına da el uzatma kültürünü aşıla-maktan da geçebilir… [email protected]

Psikolog

Çocuğumu narsisizmden (üstünlük hastalığı) nasıl koruya bilirim ?

İsa YaZar ANKARABirçok ülkede ekonomi daralırken Türkiye’nin büyümesini sürdürmesi, emek göçünü tersine çevirdi. Yurtdı-şına giden işçi sayısı geçen yıllara göre yüzde 50 azaldı. 2006’da yurtdışına giden işçi sayısı 81 bin kişiyken bu ra-kam 2012’de 43 bine düştü. Buna kar-şın Türkiye’de çalışan yabancı sayısı ise arttı. çalışma Bakanlığı geçen yıl 16 bin 890 yabancıya çalışma izni verirken bu sene rakam 25 bine yükseldi. Bu tablo-ya göre yurtdışına giden işçi sayısı aza-lırken Türkiye’ye çalışmak için giden yabancı sayısı artıyor.

Türk vatandaşları uzun yıllar ekme-ğini sınır ötesinde aradı. 1970’li yıllarda Almanya başta olmak üzere Avrupa ül-keleri gurbetçilerin ilk tercihi oldu. Yıllar içerisinde Türk emeğinin yurtdışına çıkı-şı sürdü. Özellikle Türkiye’nin ekonomik olarak daraldığı yıllarda insanlar, ekme-ğini başka ülkelerde aradı. Ancak son yıllarda bu durumun değişmeye başla-dığı gözleniyor. çalışma Bakanlığı’nın verilerine göre hem yurtdışına giden işçi sayısı azalıyor hem de Türkiye’ye ça-

lışmak için giden yabancı sayısı artıyor. Yurtdışına giden işçi sayısı 2006 yılında 81 bin 379 kişiyken bu rakam yıllar içeri-sinde düzenli olarak azaldı. 2007 yılında 70 bine, 2008’de 58 bine düştü. Yurtdışı-na giden işçi sayısı 2009 yılında ise 59 bin oldu. 2010’da 54 bine, 2011’de 52 bine, 2012’de ise ekim itibarıyla 43 bine düştü. Bu düşüşe karşın Türkiye’de çalışan ya-bancı işçi sayısı arttı. çalışma Bakanlığı geçen yıl 16 bin 890 yabancıya çalışma izni verirken bu sene ekim ayı itibarıyla bu rakam 25 bine çıktı. Öte yandan iş için yurtdışına giden gurbetçilerin tercih-leri de önemli ölçüde değişti.

en FaZla İŞÇİ IraK’a GİTTİUzun yıllar Türklerin gözdesi olan Av-rupa ülkeleri, yerini komşu ülkelere, Rusya’ya ve Türk cumhuriyetlerine bı-raktı. 2000 yılından itibaren Türklerin iş için gittiği ülkeler arasında Rusya birin-ci sırada yer aldı. Rusya’yı, Irak, Suudi Arabistan, Katar ve Türkmenistan takip ediyor. Geçen yıl en fazla işçi 10 bin 584 kişi ile Irak’a gitti. Bu ülkeyi Rusya, Suudi Arabistan ve Türkmenistan ta-

kip etti. Türk işçilerin ülke tercihi, Arap Baharı’ndan önemli ölçüde etkilendi. En büyük değişik Libya’da gözlendi. 2010’da 15 bin 643 kişi ile birinci sırada olan Libya, Kaddafi ’nin devrilmesinin ardından yalnızca bin 950 kişi tarafın-dan tercih edildi.

TerCİhlerDe İlK 20 ülKesİnDe aVruPalI YoKTürk işçilerin iş için tercih ettiği ilk 23 ülke arasında Avrupa’dan sadece Almanya’nın bulunması dikkat çekti. Almanya’ya giden işçi sayısı da hızla azalıyor. 2007 yılında bu ülkeye 5 bin kişi giderken geçen sene bu rakam 882 kişiye geriledi.

Türklerin iş bulmak için gittiği ülke-lerin değişim göstermesinin en önemli nedeni, Avrupa’nın gurbetçilere kapı-ları kapatmış olması. İkinci sebep ise Türk girişimcilerin Rusya, Türk cumhu-riyetleri ve komşu ülkelerde iş yapma-ya başlamaları. Irak ve Afganistan’da yaşanan savaşların ardından başlatılan yeniden inşa çalışmaları bu ülkeleri hem girişimciler hem de işçiler açısın-dan cazip hale getirdi.

arİF YIlMaZ osNaBrÜCK

-2012 yılının bitmesine sayılı günler kalırken, yurtdışından borçlanarak

Türkiye’den emekli olmak isteyenlerin başvurularını 31 Aralık 2012 tarihine kadar yapmaları gerektiği bildirildi.

Konu ile ilgili açıklama yapan Avukat Şerif Yılmaz, “Yurtdışı borçlanmasında borçlanma tutarı, başvuru tarihinde 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 82. maddesin-de belirtilen prime esas asgari ve azami günlük kazanç arasında seçilecek gün-lük kazancın yüzde 32’si borçlanılacak her bir gün için tahakkuk ettirilen mik-tara göre belirlenmektedir. Bu miktar da Türkiye’de asgari ücrete bağlı.” dedi.

Türkiye’de Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun çalışmalarına başladı-ğını ifade eden Avukat Yılmaz, komis-

yonun çalışmalarını yıl sonundan önce sonuçlandıracağını, daha önceki yıllarda olduğu gibi asgari ücreti zamlı olarak belirleyeceğini ve resmi gazetede yayın-lanmasıyla 1 Ocak itibariyle yürürlüğe gireceğini belirtti.

YIlBaŞInDan sonra PrİMlere ZaM2012 yılı için bir günlük borçlanma mikta-rının 10,03 TL olarak tespit edildiğini ha-tırlatan Yılmaz, bu borçlanma bedelinin 31 Aralık 2012 tarihine kadar geçerli olduğu-nu belirterek, yılbaşından sonra bu rakam zamlanacağından vatandaşların başvuru için acele etmeleri gerektiğini söyledi.

Avukat Yılmaz, vatandaşların borçlan-mada doğru bir yol izleyebilmek ve en az borçlanma ile daha çok maaş alabilmek için başvurularını yapmadan önce özellikle uzman birine başvurmalarını tavsiye etti.

Yurtdışı borçlanmada son tarih 31 aralık

Yurtdışı borçlanma başvurusu

sosyal Güven-lik Kurumu’na bizzat yapıla-bileceği gibi,

yurtdışın-dan da yapı-

labilecek.

Avrupa’da işsiz kalan yabancı, iş için Türkiye’ye gidiyoravrupa’da devam eden ekonomik kriz ve Türkiye ekonomisinde yaşanan olumlu gelişmeler, yıllarca süren göç dalgasını tersine döndürdü. Yurtdışına giden işçi sayısı yüzde 50 azalırken, gelen işçi sayısında yüzde 40 artış oldu.

Yıllarca avrupa ülkelerine

yapılan iş gö-çünde yeni rota, rusya ve Türk

cumhuriyetleri oldu.

EKONOMi06 21 - 27 ARALIK 2012 ZAMAN FRANCE

-Le Figaro gazetesinin haberine göre 2011 yılında yüzde 7,1'e varan ihra-

cat artışı, 2012'de yüzde 3 ile sınırlı kaldı. İki ülke arasındaki ticaret hacmi, bu yılın ilk 9 ayında 9,5 milyar euroya ulaştı. Fran-sız Kalkınma Ajansı Genel Müdürü Eric Fajole, “Bu rakamın ardında Fransızlara karşı bir tepki aranmamalı.” dedi.

Sarkozy döneminde özellikle sözde soykırım tasarıları sebebiyle iki ülkenin diplomatik ilişkilerindeki soğuma, Fran-sız şirketleri için olumsuz bir tablo çizdi. Boğaziçi Enstitüsü Düşünce Kuruluşu Eş Başkanı Henri de Castries, ‘iki ülkenin muhakkak konuşması ve birbirini anla-ması gerektiğini’ ifade etti. Fransız Kal-kınma Ajansı, Haziran ayında İstanbul’da düzenlenecek Futuralia Forumu’na ka-labalık bir iş adamı heyetini getirmeyi planlıyor. Fransızlar, Türkiye’nin 2023 için

öngördüğü büyük projelerde aslan payını alabilmek için mücadeleye hazırlanıyor. Fransız Dış Ticaret Bakanı Nicole Bricq'in Ocak ayında Türkiye'ye yapacağı ziyaret ve Cumhurbaşkanı François Hollande'ın 2013'te beklenen ziyaretinin diplomatik ilişkileri pekiştireceği umuluyor.

FransIZ İŞaDaMlarI “Tarİhİ TarİhÇİlere BIra-KalIM” DİYorFransa Odalar Birliği Başkanı Andre Mar-con yakın zamanda gittiği Türkiye'nin “büyük bir potansiyele sahip ancak bu-rada çok tanınmayan bir ülke” olduğunu belirterek, “Tarihi tarihçilere bırakalım.” ifadelerini kullandı. İki ülkenin ilk ticari anlaşmalarını 1526’da imzalamış olması-na rağmen bugün Türkiye’de Fransız fir-malarına kıyasla 5 kat daha fazla Alman firması bulunuyor.

Fransa’nın Türkiye’deki pazar payı gerilediFransız Kalkınma

ajansı (ubifran-ce), Fransız

şirketlerinin Türkiye'deki

pazar payının 2012'nin ilk 10 ayında yüzde

3,6 gerilediğini kaydetti.

Buğra KarDan isTaNBUL

-Fransız otel devi Accor, Türkiye yatırımlarını artırmayı planlıyor.

50 yeni otel açmak için kolları sıvayan şirketin projeler müdürü Marie-Cla-ire Bizot-Greggory, yatırım için yeni şehirler aradıklarını duyurdu.

Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON), Paris Yatırım Ajansı (GPIA) ve Fransa Yö-neticiler ve Girişimciler Federasyonu (FEDIF) ile 2. Fransa-Türkiye Ortaklık Fırsatları programını organize etti.

Programda; 92 ülkede 5 bine yakın oteli bulunan Accor, Türkiye yatırımlarını artıracağını açıkladı. Adana, Bursa, Eskişehir, Gaziantep, İstanbul, Kayseri ve Trabzon'da Novotel ile Ibis markalı toplam 10 otelleri bulunduğunu belirten Accor Grubu Projeler Müdürü Marie-Claire Bizot-Greggory, Türkiye'de muhtelif illerde 50 yeni otel daha açacaklarını, bunun için yer arayışına başladıklarını ifade etti.

Paris Valisi Daniel Canepa ise

Fransa ile Türkiye diyalogunun siyasi sorunlardan dolayı sekteye uğradığından yakınırken; GPIA Başkanı Pierre Simon da Avrupa'da görülen ekonomik büyümelerin aşikar olduğundan söz etti. Simon, şöyle devam etti:

Paris dünyanın önemli durak-larından biri. Bir defa buradan 500 milyon bireye hitap edilebiliyor. Pek çok şirketin operasyonu bu şehirde bulunuyor. Paris, tren ağı ile Avrupa'nın diğer önemli şehir-lerine gitmeyi vaat ediyor. Konut ve arsada Tokyo'nun ardından gelen Paris, mimarinin yanında tekstil, Ar-Ge ile fuar gibi alanlarda yatırım imkanları sunuyor.

2. Fransa-Türkiye Ortaklık Fırsatları'nda son olarak plaket takdim töreni yapıldı. Ardından TUSKON Başkanı Rızanur Meral, Paris Valisi Daniel Canepa, GPIA Başkanı Pierre Simon, FEDIF Başkanı Nevzat Ceylan ve İTO Başkanı Murat Yalçıntaş ile toplu fotoğraf çektirdi.

accor, Türkiye’de 50 yeni otel yapacak

accor Grubu Projeler Müdürü

Marie-Claire Bizot-Greggory,

Türkiye'de muh-telif illerde 50

yeni otel daha açacaklarını

söyledi.

EKONOMi07 21 - 27 ARALIK 2012 ZAMAN FRANCE

Carrefour Ceo’su George Plassat Türkiye pazarından çekilebileceklerini resmen açıkladı.

DOÇ. DR. HÜSEYİN ÖZCAN

Bu yıl Muharrem ayı, geçen yıllara göre daha farklı etkinliklere sahne oldu.

Mecliste milletvekili Sabahat Akkiraz’ın ön-cülüğünde ilk defa oruç açma programı organi-ze edildi. Benzer bir program bazı Alevî-Bektaşî vakıfl arının temsilcilerinin katılımlarıyla Cum-hurbaşkanı Köşkü’nde gerçekleştirildi. İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere bir çok şehri-mizde aynı şekilde Alevî-Sünnî vatandaşlarımız bir sofrada buluştu. Avrupa’nın bazı şehirlerinde de Alevî-Sünnî vatandaşların katkılarıyla benzer programlar gerçekleştirildi.

Son yıllarda Alevî ve Sünnî inanca mensup insanımız Muharrem ve Ramazan ayında oruç açma vesilesiyle bir araya geliyorlar. Esasen bu bir araya gelmeler, bazı Sünnî sivil toplum kuru-luşlarının Muharrem ayında “Ortak Hüzün Ker-bela” sloganı ile yola çıkarak, Kerbela şehidlerini anma vesilesi ile cemevlerine gidip burada Alevî toplumu ile bir arada gerçekleştirdikleri mevlid ve anma programları ile başladı. TV kanallarında yayınlanan ve büyük ilgi gören bu programların benzerleri farklı şehirlerde de görüldü.

Anadolu Alevi Bektaşi Federasyonu’nun öncülüğünde gerçekleşen ve Alevî kökenli Ad-nan Polat ve ehlibeyt ailesinden Zeynel Abidin Erdem’in ev sahipliğinde geçtiğimiz Ramazan ayındaki iftar daveti Alevî ve Sünnîleri aynı ma-sada buluşturan önemli bir etkinlik olarak hafıza-larda yer aldı. Gecede başta cumhurbaşkanımız olmak üzere katılımcıların konuşmalarında ‘or-taklıkların pekiştirilmesi kardeşliğin derinleştiril-mesi’ mesajı öne çıktı.

Aynı yılın Muharrem ayında da Kerbela ortak hüznünde birleşen Anadolu insanı, birlik ve be-raberlik içinde ehlibeyt aşkıyla muhabbet halka-ları oluşturdu. Tarih, geçmişten ibret alındığında tekerrür etmez. Yıllarca birbirinden değişik se-naryolarla uzaklaştırılan ayrıştırılan Alevî-Sünnî topluluklar ortak değerler etrafında bir araya gele-

rek yarının nesilleri için örnek anlamlı bir fotoğraf karesi bıraktılar.

Tarihi ve sosyal hadiseler sonrasında yaşadığı bütün sıkıntılara rağmen Alevî toplumu başta eh-libeyt muhabbeti olmak üzere değerlerini günü-müze kadar sürdürebilmiş, özellikle Kerbela hadi-sesi karşısındaki duyarlılıkları hep canlı kalmıştır. Muharrem ayındaki Alevî-Sünnî buluşmaları her iki kesimin birbirlerini tanımalarına geçmişte olu-şan önyargıların kırılmasına vesile olmuştur.

Muharrem ayında kaynatılan aşurenin yapı-sındaki çeşit çeşit malzemenin bir kazanda kay-nayıp sonuçta hoş bir tada dönüştüğü gibi herkes hangi etnik köken ve inançta olursa olsun kendi konumunda kalarak ilmek ilmek işlenen Anadolu kiliminin farklı bir desenini oluşturabilir.

Gurbette kader birlikteliği yaşayan Anadolu insanımız, birçok ortak problemlere sahip olarak daha sıkı kenetlenmelidir. Ramazan ve Muhar-rem ayları insan duygularının ulvileştiği zaman dilimleridir. Bu anlamda daha birçok milli ve kutsal ortak değerlerimiz vardır. Bu değerleri bir araya gelerek yaşamak ve geleceğimizin temina-tı olan gençlerimize göstermek ve aktarmak gibi bir sorumluluğumuz vardır. Bu anlamda bu yıl düzenlenen gerek Ramazan iftarları gerekse Mu-harrem ayındaki oruç açma programları tarihe not düşülecek anlamlı etkinliklerdir. Ehlibeyt muhab-betiyle bir araya gelen Alevî-Sünnî Anadolu insa-nı gönüllerindeki ortak ehlibeyt muhabbetiyle can olmuş, cem olmuş, birlikte gözyaşı dökmüşlerdir. Bu özlenen tablo karşısında bütün Kerbela şehid-lerinin ruhları şad olmuştur. Her iki kesim, birlik ve beraberliğin vesilelerini çoğaltarak Hacı Bektaş Veli’nin asırlar önce söylediği gibi “Bir olma, iri olma, diri olma” yolunu tutmalıdır.

Kardeşliğin derinleştiği nice Muharremlere nice Ramazanlara farklı vesilelerin oluşturduğu nice birlikteliklere muhabbetle…[email protected]

Muharrem de bizim ramazan da bizim

İlhan Çulha GaZiaNTEP

-Paris Valisi Daniel Canepa, beraberinde resmi ve özel sektör temsilcileriyle birlikte

Gaziantep'e gitti. Gaziantep Girişimci İş Adamları Derneği (GAPGİAD) organizasyonunda, Fransa Türk İş Adamları Derneği (FEDİF) işbirliğiyle, 'Paris Yatırım Ajansı Programı ' adı altında Gaziantep'te bir araya gelen iş adamları, Türkiye- Fransa arasın-daki ticareti geliştirme adına görüşmeler yaptı.

Türkiye ile Fransa arasında ortak noktaların ol-duğunu belirten Vali Daniel Canepa, iki ülke ara-sındaki ilişkilerin geçmişe dayandığını ifade etti. Canepa, “Paris olarak dünyanın marka şehirlerin-den birisiyiz. Gaziantep'te Türkiye'nin gelişen şe-hirlerinden bir tanesi. Ticari sektör anlamında bak-tığımızda birbirimizi tamamlayıcısı niteliğindeyiz. Türk iş adamlarının Fransa'da ticaret yapma nok-tasında bazı istekleri var. Bu noktadaki sıkıntılara çözüm bulacağız.” dedi.

Fransa ile Türkiye arasındaki ilişkilerin çok eski-lere dayandığını dile getiren Fincan, “Fransa- Tür-kiye arasındaki ilişkiler dönem dönem sekteye uğ-ramakla birlikte köklü düşmanlıklara dönüşmüyor. Biz istiyoruz ki iki ülke arasındaki dostluk gelişerek devam etsin.” diye konuştu.

Konuşmaların ardından iki ülke yetkileri birbir-lerine plaket takdim etti.

‘Türk iş adamlarının Fransa’da rahat ticaret yapmalarını sağlayacağız’Paris Valisi Daniel Canepa, Gaziantep'in gelişen ve Paris'in ise dünyanın marka şehirlerinden birisi olduğunu vurgulaya-rak, “ Türk iş adam-larının Fransa'da ticaret yapma nok-tasında bazı istekleri var. Bu noktadaki sıkıntılara çözüm bulacağız.” dedi.

Paris Valisi Daniel Canepa, beraberinde resmi ve özel sektör temsilcile-riyle birlikte Gaziantep'e gitti.

EKONOMi08 21 - 27 ARALIK 2012 ZAMAN FRANCE

Fatih Üniversitesi Türkçe Bölüm Başkanı

arİFe KaBİl isTaNBUL

-Türkiye ile arasındaki ilişkileri hem siyasi hem de ticari anlamda geliştirmek isteyen Fransa’dan iş-

birliği çağrısı geldi. Paris Valisi Daniel Canepa, Türk yatırımcıları “Bü-

yük Paris’’ projesinde yer almaya davet ederek, “Türkiye birkaç yıl içerisinde dünya üzerinde en önemli ekono-mik güçlerden biri olacak.” dedi. Türkiye İşadamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) ve Fransa Türk İşadamları Derneği’nin (FEDIF) birlikte düzen-lediği Fransa Türkiye II. İş Dünyası Buluşmaları Yeni Ortaklık Fırsatları Forumu’nda konuşan Canepa, Türkiye’nin ekonomik performansından övgüyle bah-setti. Canepa’nın yanı sıra önde gelen Fransız şirketleri-nin de katıldığı organizasyonda Türk girişimcilere ortak yatırım çağrısında bulunuldu.

Türkiye’nin birkaç yıl içerisinde dünya üzerinde en önemli ekonomik güçlerinden biri olarak Türkiye’de derin reformlar yapıldığını söyleyerek, “Türkiye’de özel sektörde girişimcilik ruhunu görüyoruz. Yaptıklarınız bunun büyük bir göstergesi.” sözlerine yer verdi. Türk şirketlerinin ve yatırımcılarının, “Büyük Paris” projesin-de yer alması tavsiyesinde bulunan Canepa, Paris bün-yesinde önemli hedefl er olduğunu, 70 bin konutun inşa edilmesinin hedefl endiğini, bunların çevresinde farklı kamu binaları ve komplekslerin de olabileceğini belirt-ti. Söz konusu projelerin milyar dolarlık yatırımları ge-rektirdiğinin altını çizen Canepa, “Olağanüstü çabalar gösteriyoruz. Ulaşım konusunda 30 milyarlık eurouk bir bütçeden bahsediyoruz. Şu anda var olan ulaşım yapısı-nı geliştirmek için 6 milyar euroluk başka bir proje daha var.” şeklinde konuştu.

TİCareT haCMİ 12 MİlYar euro’Yu aŞTITUSKON Başkanı Rızanur Meral ise Türk ve Fransız işadamları için önemli ortaklık imkânlarının olduğunu söyleyerek, “Bizim Fransa ile aramızdaki karşılıklı ticaret hacmi 12 milyar euroyu aştı. Ancak bu rakam iki ülke

arasındaki potansiyelin altında. Umuyoruz ki bu fırsat-ları çok daha iyi değerlendireceğiz.” dedi. Türk işadam-larının dünyanın birçok yerinde ticaret ve yatırım yap-tıklarını vurgulayan Meral, “Biz Fransızlarla daha yakın görüşerek, daha yakın tanışarak, hem Türkiye’deki hem Fransa’daki hem de dünyadaki fırsatları beraber değer-lendirebiliriz diye düşünüyoruz.” yorumunu yaptı.

Türk iş dünyasını Fransa’daki fırsatları daha ya-kından izlemeye davet eden Meral, “Fransa’daki iş imkânlarını yerinde görmeniz lazım. Aynı zaman-da Fransa’nın çok geniş oteller zincirleri var. Bunların Türkiye’nin diğer şehirlerinde de genişleme düşünce-leri, niyetleri var.” bilgisini verdi. TUSKON Başkanı, Fransa’nın teknolojisi ve birikimini ile Türk girişimci-lerin zor şartlarda iş yapma becerisi ve risk alma yete-neğinin birleşmesi halinde ortaya başarılı ortaklıkların çıkacağını söyledi.

Toplantıda Türk ve Fransız işadamlarına sesle-nen FEDIF Başkanı Nevzat Ceylan da Türk ve Fransız işadamlarının birlikte hareket edebilecekleri son derece cazip projeler olduğunu belirterek, “Türkiye’deki müteşebbislerin Fransa’ya gelerek yatırım ve ti-caret yapmalarına şiddetle ihtiyaç var.’’ ifadelerini kullandı.

Paris Valisi’nden Türk yatırımcıya davetTusKon’un davetlisi olarak Türkiye’ye giden Paris Valisi Daniel Canepa, Türk yatırımcıların Büyük Paris Projesi’nde yer almasını istedi.

Türkiye İşadam-ları ve sanayiciler Konfederasyonu (TusKon), Paris Yatırım ajansı ve Fransa Yöneticiler ve Girişimciler Federasyonu (FeDIF) ile birlikte Fransa-Türkiye yatırım ve partnerlik fırsatları Fransız ve Türk iş dünyası topluluk buluşma-sı gerçekleştirdi.

TusKon Başkanı rızanur Meral ve FeDIF Başkanı nevzat Ceylan, Pirre simon’a çini mo-tifl i plaket takdim etti.

arasındaki potansiyelin altında. Umuyoruz ki bu fırsat-ları çok daha iyi değerlendireceğiz.” dedi. Türk işadam-larının dünyanın birçok yerinde ticaret ve yatırım yap-tıklarını vurgulayan Meral, “Biz Fransızlarla daha yakın görüşerek, daha yakın tanışarak, hem Türkiye’deki hem Fransa’daki hem de dünyadaki fırsatları beraber değer-lendirebiliriz diye düşünüyoruz.” yorumunu yaptı.

Türk iş dünyasını Fransa’daki fırsatları daha ya-kından izlemeye davet eden Meral, “Fransa’daki iş imkânlarını yerinde görmeniz lazım. Aynı zaman-da Fransa’nın çok geniş oteller zincirleri var. Bunların Türkiye’nin diğer şehirlerinde de genişleme düşünce-leri, niyetleri var.” bilgisini verdi. TUSKON Başkanı, Fransa’nın teknolojisi ve birikimini ile Türk girişimci-lerin zor şartlarda iş yapma becerisi ve risk alma yete-neğinin birleşmesi halinde ortaya başarılı ortaklıkların

Toplantıda Türk ve Fransız işadamlarına sesle-nen FEDIF Başkanı Nevzat Ceylan da Türk ve Fransız işadamlarının birlikte hareket

Danİel CanePa

EKONOMi09 21 - 27 ARALIK 2012 ZAMAN FRANCE

Fırından yeni çıktı

FOTO-HABER10 21 - 27 ARALIK 2012 ZAMAN FRANCE

--23 yaşında Konya’dan Paris’e ge-len Mehmet Bey, yıllardır özlemi duyulan Türk usulü bir pastane

açmaya karar vermiş bundan 7 yıl önce. Tüm Türk tatlılarını bulabileceğiniz bu pastanede, sabah, öğlen, akşam yiyebile-ceğiniz her lezzet mevcut.

Özellikle bayramların olmazsa olma-zı baklavalar, peyniri damaklarda ayrı tat bırakan künefeler, tatlıların şahı diye tabir edilen fıstıklı sarmalar (fıstıklı dolama), kaymakla bütünleşen tel tel kadayıfl ar. Kahvaltıların misafi ri açmalar, poğaça-lar. çayın her daim dostu olan simitler… Sofraların baş tacı, mis kokulu somun ek-mekler… Düğünlerin, doğum günlerinin heyecanına güzellik katan kremalı, süslü pastalar…

İşte boyle lezzetlerin üretimine bizzat şahit olmak için pastanenin üretim bölümü-ne gidiyoruz. 13 yıldır bu işi yapan Aksaraylı Kamber Usta ve ekibi, mesleğin inceliklerin-den bahsediyor. Kamber Usta, Türk mutfa-ğının klasiklerinden baklavayı yaparken bir yandan da nasıl hazırladıklarını anlatıyor. Sabah saat 5’te güne başlıyor lezzet ustala-rı. Öncelikle baklava hamuru yoğruluyor ve hamur bir saat dinlendiriliyor. Parçalara ay-rılan hamur biraz da böyle dinlendirildikten sonra açılmaya başlanıyor. “Hamurun ince-liğinin esası, altına yazı koyulduğunda yazı-nın okunabilmesi.” diyor Kamber Usta. Eğer yazı okunmuyorsa o baklava hamuru iyi açı-lamamış demektir. Sonrasında açılan yufka-nın içine ceviz, fıstık,vs. koyuluyor. Şerbetin de tatlı sıcakken dökülmesi önemli. Yaklaşık 40 dakika pişen baklava, fırından çıkarıldık-tan sonra yarım saat içinde şerbetini çekiyor. Ve bir saat içinde de servise hazır oluyor.

Mutlu sohbetlerin vazgeçilmezi, da-maklarda her zaman ayrı bir yeri olan, zen-gin Türk tatlılarını, Türkiye’ye giden eşten, dosttan isteme günleri artık geride kalacak gibi görünüyor.

Yıllar önce Paris’e gelen Türkler, artık ülkemizin gelenek-selleşmiş tatlarına

uzak kalmıyor. Türk lezzetlerinin Paris’teki temsil-

cisi olan sinem Pastanesi’ne konuk

oluyoruz. HABER

GÖKÇE ÇAPUTLU BOZTEPEFOTOĞRAF

FATİH TURSUN

TAZE TAZE, SICAK SICAK

11 21 - 27 ARALIK 2012 ZAMAN FRANCE

VeDaT BuluT VILLENEUVE saINT GEorGE

-Villeneuve Saint George da eğitim veren tekvando antrenörü Erkan

Yalçınkaya, Türk çocuklarını da tekvan-do derslerine bekliyor. çocuk yaşta tek-vando sporuna başlayan Yalçınkaya’nın derslerine yoğun ilgi var. Her milletten 7-14 yaş arası çocukları şampiyonalara hazırladığını ifade eden Yalçınkaya’nın öğrencileri arasında Vietnamlı, Tunuslu, Faslı ve Fransız kökenli sporcular varken sadece Türkler bulunmuyor. Türkiye kökenli bir antrenör olarak Türk çocuk-larını tekvando sporuna kazandırmak istediğini belirten Yalçınkaya, Türk aile-lerinin dikkatini çekmek istiyor.

Derslere katılan çocukların, salona ai-leleri ile birlikte geldiğini belirten Yalçın-kaya, “O aileler arasında Türk ailelerini de görmeyi çok isterdim.” diyor. Tekvando

sporunun Fransa’nın başarılı olduğu ve önem verdiği bir spor dalı olduğuna vur-gu yapan Yalçınkaya, Türk çocukların ilgi göstermesi halinde çok sayıda Türk spor-cunun dünya çapında başarı elde edebile-ceğini hatırlatıyor.

“Fransa’Da YüZlerCe TürK ŞaMPİYon olaBİlİr”Ailelerin genellikle çocuklarının futbolcu olmasını istediklerini belirten genç antre-nör, bu tutumun yanlış olduğunu belirti-yor. Türk çocuklarının sadece futbol saha-larında kendilerini ispatlamaya çalışmasını eleştiren Yalçınkaya, “Eğer çocuklarımız doğru yönlendirilirse Fransa genelinde başarılı yüzlerce Türk çocuğu görebiliriz. Futboldan başka spor dalları da var. Türk gençlerinin bu dallarda kendilerini ispat-laması ve başarıya ulaşmaları daha kolay. Ailelerin bu konuda daha duyarlı olması

gerekiyor.” şeklinde konu-şuyor.

“TürK ÇoCuKlarInI BeKlİ-YoruM”Kendisinin de tekvando sporuna çocuk yaşlarda başladığını hatırlatan Yal-çınkaya, 11 yıldır tekvando yaptığını ve çok sayıda ba-şarısının olduğunu açıkladı. çeşitli bölge şampiyonlukları bulunan Yalçınkaya, son üç yıldır antrenörlük yapıyor.

Yalçınkaya’nın tek arzusu, bir Türk gencini çalıştırmak ve şampiyon yapmak. Ailelere sesini duyurmaya çalıştığını ifade eden Yalçınkaya, Fransa’da yaşayan Türk ailelere seslenerek, “Türk çocuklarını bek-liyorum.” diyor.

“Futboldan başka spor dalları da var,Türk çocuklarını tekvandoya kazandıralım”30’dan fazla sporcuyu turnuvalara hazırlayan genç tekvando antrenörü Erkan Yalçınkaya, Fransa’da yaşayan Türk çocuklarının da tekvando sporu yapması için ailelere çağrıda bulunuyor. Türk ailelere seslenen Yalçınkaya, “Türk çocuklarını bekliyorum” diyor.

11 yıldır tekvando yapan genç antrenör, Türk çocukla-rından yeni şampiyonlar yetiştirmek istiyor.

gerekiyor.” şeklinde konu-

“TürK ÇoCuKlarInI BeKlİ-

Kendisinin de tekvando sporuna çocuk yaşlarda başladığını hatırlatan Yal-çınkaya, 11 yıldır tekvando yaptığını ve çok sayıda ba-şarısının olduğunu açıkladı. çeşitli bölge şampiyonlukları bulunan Yalçınkaya, son üç yıldır antrenörlük yapıyor.

Yalçınkaya’nın tek arzusu, bir Türk gencini çalıştırmak ve şampiyon yapmak. Ailelere sesini duyurmaya çalıştığını ifade eden Yalçınkaya, Fransa’da yaşayan Türk ailelere seslenerek, “Türk çocuklarını bek-

Türk çocuklarını tekvandoya kazandıralım” hazırlayan genç tekvando antrenörü Erkan Yalçınkaya, Fransa’da yaşayan Türk çocuklarının da

tekvando sporu yapması için ailelere çağrıda bulunuyor. Türk ailelere seslenen Yalçınkaya, “Türk çocuklarını bekliyorum” diyor.

11 yıldır tekvando yapan genç antrenör, Türk çocukla-rından yeni şampiyonlar yetiştirmek istiyor.

VeYsel YaVuZ CLErMoNT-FErraND

-Araştırmacı ve fotoğrafçı Pi-erre Ravel Türkiye gezisinde

çektiği fotoğrafl arla ‘Türkiye ve Türk insanı’ konulu bir sunum gerçekleştirdi.

Türkiye’ye iki defa giden Ravel, Kapadokya, Ihlara vadisi, Ankara ve İstanbul’u dolaşmış. Ankara’ da hayatın akıcılığı ve in-sanların enerjisine hayran kalmış.

Turizm Bakanlığı’nın daveti üzerine ikinci kez gittiği

Türkiye’de Efes, Muğla, Antalya civarını dolaşmış. Gördüğü güzellikleri ve misafi rperverliği Fransa’ ya dönünce dostlarına anlatmaya başlamış. İlk defa geçtiğimiz yıl bir Türk derneğin-de sunum yapan Ravel, Cler-mont Ferrand’da bulunan Au-vergne Türk Kültür ve Dostluk Derneği’nde Türkiye’yi anlattı.

Ravel, Türkiye algısının seyehatten sonra tamamen değiştiğini söyledi.

Bir Fransızın objektifi nden Türkiye

MehMeT KarGI MULhoUsE

-Guebwiller şehrinde yaşayan Mu-rat Doğral, Nancy’de yapılan Rally

de Nancy Şampiyonası’nda birinciliği göğüsledi. Isparta’dan Fransa’ya göç eden bir ailenin ferdi olan Murat Doğral, Fransalı Türkleri motor sporlarında ba-şarı ile temsil ediyor.

Guebwiller şehrinde kendisine ait oto tamirhanesi olan Murat Doğral’ın hikayesi, 9 yaşında babasının arabasını izinsiz olarak kullanmasıyla başlamış. 16 yaşında ehliye-tini alınca motor sporlarına ilgi duyan Doğ-ral, 1999 yılında ilk yarışına katılmış.

2003-2004 yıllarında çeşitli organi-zasyonlara katıldığını ifade eden Doğral, 2012 Rally de Nancy yarışını 70 sporcu arasında birinci sırada tamamladı. Porc-he 911 GT3 marka 400 beygirlik araba-sıyla 6 etaplık yarışın 5 etabını birinci sırada tamamlayan Doğral, en yakın rakibine 4.9 saniye fark attı.

Fransa’da yaşayan bir Türk olarak elde ettiği sonuçla gurur duyduğunu belirten Doğral, 2013 Fransa Finali’nde de aynı ba-şarıyı tekrarlamak istiyor.

nancy rallisi’nin şampiyonu Murat Doğral

34 yaşındaki genç rallici Murat Doğral, şampiyonluğu eşi ve çocukları ile birlikte kutladı.

TOPLUM-

TOPLUM12 21 - 27 ARALIK 2012 ZAMAN FRANCE

İsMaİl ÇITaK VaLENCE

-Valence Türk-Fransız Kültür ve Spor Derne-ği, çocukların futbol oynayabileceği saha da

temin ediyor, ev hanımlarının ehliyet sınavları için kurslar da düzenleniyor. Türk toplumunun cami ile özdeşleşen dernek algısını değiştirmek istedikleri-ni kaydeden dernek yetkilileri “Türk toplumunun dernek algısı genellikle cami kavramından ibaret. Derneklerimizde manevi ihtiyaçların karşılanma-sının yanı sıra farklı alanda birçok faaliyet yapılabi-lir. Toplumsal dönüşümün önemli bir parçası olan derneğimiz vesilesi ile derneklere ilişkin bu oturmuş algıyı değiştirmek istiyoruz.” diyor.

Derneğin geçen yıldan beri uygulamaya koy-duğu kadınlara yönelik “sürücü belgesi yazılı sınav kursu” bu algıyı değiştirebilecek projelerden sadece biri. Özellikle Fransızca dil bilgisi yeterli olmayan ev hanımlarının büyük ilgi gösterdiği kursta başarı oranı oldukça yüksek. Valence’da bulunan bir sürücü kur-sundan destek aldıklarını belirten dernek yetkilileri, kursa katılan 33 kişiden 24’ünün yazılı sınavı başarı ile geçtiğini dile getirdi.

DerneK Daha İŞleVsel hale GeTİrİleCeK155 üyesi bulunan dernekte büyük bir mescidin yanı sıra vatandaşların sohbet edebilecekleri geniş bir sa-lon bulunuyor. Türk kahvesi ve çay içmenin keyifli

hale geldiği dernekte 60 öğrenciye temel dini bilgi-ler veriliyor. Dernek gönüllüleri Valence’da yaşayan Türk toplumunun özverili gayretleri ile ibadete açılan mescit bölümüne yeni derslikler ve otopark eklemeye hazırlanıyor. Türk toplumuna birçok alanda hizmet vermek istediklerini dile getiren Dernek Başkanı Bilal Kaya, ‘toplumun değişik ihtiyaçlarına yanıt vermek istediklerini’ kaydetti.

TürKİYe’Ye GİTMeK İsTeYen FransIZlara TürKÇe Dersİ Ve-rİleCeKDerneğin Dış İlişkilerden Sorumlu Üyesi Selami Arslantaş ise derneğin temel gayelerinden birinin Türk toplumunu Fransız halkına doğru tanıtmak ol-duğunu söyledi. Türk toplumun taleplerini Fransız makamlarına doğru bir şekilde aktarmak için çalış-tıklarını söyleyen Arslantaş, “İlgili makamlarla iliş-kilerimizi sıkı tutarak toplumumuzu hak ettiği gibi temsil etmek istiyoruz.” diye konuştu. Dil bilmeyen vatandaşlara Fransızca dil eğitimin verildiği dernekte ayrıca Türkiye’ye gidecek Fransızlara da temel ihti-yaçlarını karşılayabilecekleri dil eğitiminin verilmesi planlanıyor.

çocuk ve gençlerin uygun şartlarda spor yapabil-meleri için gayret ettiklerini kaydeden dernek yetki-lileri, haftada iki gün futbol oynayabilecek bir sahayı belediyeden temin ettiklerini söyledi.

“Dernekçilik algısını değiştireceğiz”Türk toplumunun yoğun olarak bulunduğu illerin başında gelen Valence’da bulunan Türk-Fransız Kültür ve spor Derneği, birbirinden ilginç ve uygulanabilir projeleri ile dikkat çekiyor.

Valence Türk-Fransız Kültür ve spor Derneği, faaliyetleri ve uygulamaya koyduğu projeleri ile dernekçi-liğe yeni bir boyut kazandırıyor.

TOPLUM14 21 - 27 ARALIK 2012 ZAMAN FRANCE

VeDaT BuluT Paris

-Aulnay Sous Bois bölgesinde faaliyet gösteren Fransız Türk Kültür Merkezi

Derneği kahvaltılı sağlık semineri düzenledi. Seminere katılan Türk doktorlar bölge halkı ve dernek üyeleri ile bir araya geldi.

Açılış konuşmasını dernek başkanı Ayşe Barışın yaptığı seminerde Fransız Türk Sağlık Vakfı Başkanı Jinekolog Dr. Serdar Dalkılıç, Diş Doktoru Gökhan çağrıcı, Kalp Cerrahi Uzmanı Mehmet çalışkan ve Dahi-liye Uzmanı Dr. Dilek Aşkın, katılımcıların sorularını yanıtladı.

Bu yılın son etkinliğini yaptıklarını be-lirten dernek başkanı Barış, konuşmasında derneklerinin faaliyetlerine ve gelecek yıl yapmayı planladıkları etkinliklere yer verdi.

“Bu TaBloDan Gurur DuYuYoruM”Seminerin ilk konuşmasını yapan Fransız Türk Sağlık Vakfı Başkanı Dr. Serdar Dal-kılıç, “Yanımda, sizlerin arasından çıkmış ve öğrenimlerinin tamamını Fransa’da ta-mamlamış olan genç Türk doktorlarımızı getirdim. Sayımız her geçen gün artıyor. Bu

tablodan gurur duyuyorum” dedi. Dalkılıç, dernekler aracılığı ile Türk toplumu ile bir araya gelmekten dolayı da memnun oldu-ğunu açıkladı.

“TürKİYe aŞI KonusunDa Fransa’Dan İlerİDe”Kalp ve Cerrahi Uzmanı Mehmet çalışkan’ın ‘Kalp Krizi’ konulu sunumunun ardından söz alan Dahiliye Uzmanı Dilek Aşkın’ın gündeminde ‘Aşı’ konusu vardı. Aşının hayati önem taşıdığını ifade eden Aş-kın, “Türkiye aşı konusunda Fransa’dan çok daha iyi bir konumda. Fransa’da bazı aşılar-dan kaçabilmeniz mümkün ama Türkiye’de birçok aşı zorunlu olarak uygulanıyor.” dedi.

“ne ZaMan İsTersenİZ hİZMeTİnİZDeYİM”Seminerin son konuşmacısı olan Diş Dokto-ru Gökhan çağrıcı samimi tavırları ile dikkat çekti. Diş konusunda çok sıkıntı çektiklerini belirten dinleyicilere seslenen çağrıcı, “24 saat telefonum açık. Ne zaman isterseniz hizmetinizdeyim.” dedi.

Seminer sonunda doktorlara ve davetli-lere çeşitli hediyeler takdim edildi.

Aulnay Sous Bois, Türk doktorları ağırladıİle de France Bölgesi’nde görev yapan Türk doktorlar, Paris’teki Türkler ile bir araya geldi. aulnay sous Bois Fransız-Türk Kültür Merkezi Derneği’nin düzenlediği sağlık seminerine Fransız-Türk sağlık Vakfı Başkanı Jinekolog Dr. serdar Dalkı-lıç, Diş Doktoru Gökhan Çağrıcı, Kalp Cerrahi Uzmanı Mehmet Çalışkan ve Dahiliye Uzmanı Dr. Dilek aşkın katıldı.

VeYsel YaVuZ CLErMoNT FErraND

-Lyon Din İşleri Ataşeliği’nin Clermont Ferrand’da düzenledi-

ği aile semineri, bölgede yaşayan Türk aileleri tarafından yoğun ilgi gördü.

Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nın orga-nizasyonunda gerçekleşen programa Ankara Müftülüğü Uzman Vaizi ve Aile İrşad Bürosu Rehberlik Görevlisi Ayşe Akkoç, Uzman Vaiz Betül Altın Erincik ve Uzman Halime Özkul katıldı.

Programda konuşma yapan uz-manlar, eş seçimi, ailede mutlu olma kriterleri ve çocuklara kültür öğretimi konularından bahsetti.

Uzman Vaiz Betül Altın Erincik, eş seçiminde göz önünde bulundurula-cak kriterlerin önem sırasına değindi. Evlilikte mutlu olmanın yollarından

biri olarak da tartışmadan uzak dur-manın önemine değinen Ankara Müf-tülüğü Uzman Vaizi ve Aile İrşad Bü-rosu Rehberlik Görevlisi Ayşe Akkoç, tartışmadan ziyade tartışmaya kapı açacak sebeplerden uzak durmanın gerektiğine vurgu yaptı.

Göç başlıklı konuşmasında gur-bette yetişen çocukların kendi ana-dillerini yanı sıra yaşadıkları ülkelerin dillerini de iyi konuşmaları gerektiğine değinen Halime Özkul, kültürün akta-rılmasının ancak dil ile olduğunu söz-lerine ekledi.

Dernek başkanı Gazi Keser prog-ram ile ilgili olarak “Böyle bir progra-ma ev sahipliği yapmak bizi mutlu etti. Halkımıza faydalı olmak tek temenni-miz. Umarım maksat yerini bulmuş-tur.” ifadelerini kullandı.

Clermont Ferrand’da aile seminerine büyük ilgi

Clermont Ferrand halkı, Türkiye’den gelen uzmanla-rın aile konulu açıklamalarını ilgi ile takip etti.

sağlık semineri-ne Fransız-Türk sağlık Vakfı Baş-kanı Jinekolog Dr. serdar Dalkı-lıç, Diş Doktoru Gökhan Çağrıcı, Kalp Cerrahi Uzmanı Meh-met Çalışkan ve Dahiliye Uzmanı Dr. Dilek aşkın, katıldı.

TOPLUM15 21 - 27 ARALIK 2012 ZAMAN FRANCE

VeYsel YaVuZ ThiErs

-Hicri takvimde muharrem ayının 10. günü ve önemli olayların dönüm noktası olan Aşure Günü değişik yer-

lerde halka açık yerlerde dağıtılarak Fransızlara tanıtıldı.Auvergne Bölgesi’nde faaliyet gösteren Thiers Türk Birliği

Derneği de, aşure tanıtımı yaptı. Thiers için bunun bir ilk oldu-ğunu ifade eden dernek başkanı Selahattin Avcı, vatandaşların katılımından memnun olduklarını ifade etti.

VeDaT BuluT Paris

- Sarcelle Okul Aile Birliği Derneği (UPES) Goussainville’deki ilk şubesini açtı. Açılış

töreninde eğitim gönüllerine maklube ikram edildi. Türk toplumunun sosyal ve kültürel hayatına katkıda bulunmayı amaçladıklarını açıklayan Osman Polat, “Başarıyı hedeflemiş gençlerin hizmetindeyiz” dedi.

Önceki yıllarda Sarcelle semtinde çok başarılı faaliyetlere imza attıklarını belir-ten UPES Dernek Başkanı Osman Polat, Goussainville’de de aynı başarıyı yakalamak ve Türk toplumuna faydalı etkinlikler düzen-lemek istediklerini açıkladı.

Polat, Türk toplumunun Fransa’da hak et-tiği yere gelmesi için gayret göstereceklerini de dile getirdi.

Geçtiğimiz yıl düzenlediği Türkiye Festi-vali ile adından başarıyla söz ettiren Merkezi UPES’in Goussainville Şubesi’nin açılışına çok sayıda eğitim gönüllüsü katıldı.

-CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Te-

kin, 1. Halk Şöleni'nde Ale-vilerle buluştu.

Etkinlik çerçevesinde düzenlenen panelde konu-şan Gürsel Tekin, Avrupa'da yaşayan Alevilerin sorun-larını çok iyi bildiklerini ve CHP'nin bu sorunları yakın-dan takip ettiğini söyledi.

Tekin, yurttaşların eşit vergi ödemesine karşın, hiz-metten eşit olarak faydala-namadığını savunarak, “En

acısı da eşit hizmeti, Alevi vatandaşlarımızın almama-sıdır.'' dedi.

CHP Genel Başkan Yar-dımcısı Gürsel Tekin, CHP Adana Milletvekili Ali De-mirçalı ve CHP'li Metin Kaya panel sonrası vatandaşlarla akşam yemeğinde bir araya geldi. Fransa'da Türk kökenli STK'lar ve Fransalı siyasetçi-leri ziyaret eden Gürsel Te-kin, Ali Demirçalı ve Metin Kaya programın ardından yurda döndü.

uPes Goussainville’den maklubeli açılış

Diyaloğun harcı aşure

Gürsel Tekin, Paris’te Alevilerle buluştuCumhuriyet halk Partisi (ChP) Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, Paris’te '1. halk Şöleni'nde Fransa’da yaşayan alevilerle bir araya geldi.

ChP Genel Baş-kan Yardımcısı

Gürsel Tekin, avrupa'da

yaşayan alevi-lerin sorunla-

rının çözümü için çalışma

yapacaklarını açıkladı.

sarcelle okul aile Birliği Derneği’nin açılışına katılan eğitim gönüllü-lerine maklube ikram edildi.

FRANSA

MARSiLYA TURK iSADAMLARI DERNEGi

ANA SPONSOR

UDEF

ADRES : SALON ESPACE 96 , Avenue Lino Ventura 13180 GIGNAC -la-Nerthe (point p gignac 'a 200 metre) Irtibat : 06 98 40 13 13

ZAMAN FRANSA'nin Destegiyle organize ettigimiz,ZAMAN KARDESLiK ZAMANI Şenligine herkesi bekliyoruz.

***10 yasindan kücük cocuklarin getirilmemesini rica ederiz.

GiRiS üCRETSiZDiR

6 OCAK 2013

SAAT 14:00

6 OCAK 2013

SAAT 14:00

ABONE KAMPANYASI16 21 - 27 ARALIK 2012 ZAMAN FRANCE

M.FATİH KILIÇ

Geçtiğimiz günlerde eskimeyen dost-lardan bir arkadaşımız birdenbire bana dönerek “Zamanınız var mı?” diye sor-du. Bir an durakladıktan sonra, şu an çok zamanımın olmadığını söyledim, daha devamını getirmeden kendisi “O zaman size zaman verelim” dedi, ince ve zekice kurgulanmış bir cümleydi…

Evet, arkadaş bana eğer zama-nınız yoksa sizi Zaman’a abone ya-parak kendinize zaman ayırmanızın yolunu açalım demek istemişti.

Her birimizin günlük hayatta kullandığı ifade değil miydi “Zama-nım yok” cümlesi,

Eşimizin “Bir oturup konuşabilir miyiz?” sorusuna “Zamanım yok”, çocuğumuzun “Benimle biraz oynar mısın?” veya “Bir şey soracaktım” sorusuna, “Zamanım yok”...

Anne babamızla ilgi alaka mev-zu olunca “Zamanım yok”, mesele milli ve manevi değerlerimize sahip çıkma olunca “Zamanım yok”, en önemlisi kendimizle alakalı, kitap okuma, kendini geliştirme, kültür dünyamızı zenginleştirme ve daha birçok mevzuda “Zamanım yok”…

Ancak televizyonun başında za-manı pühür pühür eritmeye zama-nımız var, kahvehane veya lokallerde zamanımızı geçirmeye zamanımız var, oyun salonlarında, internet ba-şında vs. dünyevi ve nefsani birçok mevzuda zamanımız var.

Hepimizin hayatında az çok var olan bu gibi problemi nasıl çözebiliriz? Öncelikle problemi çözme adına yol haritasını ortaya koymalı ve navigas-yona adres girme kolaylığında bize yol gösteren, haftalık bizim ayarımızı yapa-cak, unuttuğumuzda bize hatırlatacak, evimize her hafta misafi r olduğunda ev halkının tamamını uyandıracak, uyara-cak bir mecmua, gazete vs. lazım.

Misyonu ve vizyonu, insanlığın gelecekte daha da baş gösterecek bu gibi problemlerine çözüm bulma olan, bunun yanı sıra içinde yaşadığı toplumun değerleriyle ters düşmeyen adıyla, sesiyle soluğuyla bize bizi ha-tırlatacak bir gazete.

Her bir sayfasında eşimizi, ço-cuğumuzu, ailemizi bulabileceği-miz, kültür dünyamızı anlatırken başka kültürlerden haberdar eden, Fransa’nın her köşesinde yapılan ak-tiviteleri ayağımıza getirip, sosyal bir toplumun haberciliğini yapan, eğitim, spor , ruh ve mana köklerimize inip bize bizden haberler veren bir gazete.

Böyle bir gazete olmazsa bu kadar şumüllü mevzulara başka yerlerden ulaşmak da tabii ki mümkün. Ancak dağınık mevzular ve zamanın yetersiz-liği söz konusu olunca ihtiyacın farkın-dalığına varıyorsunuz.

Şimdi başa dönerek aynı soruyu bende sorayım: Zamanınızı değerlen-dirmek ve zamanı doğru okumak için, “Zamanınız var mı?” [email protected]

‘Zaman’ınız var mı?

ZAMAN aNNEMassE

-Annecy ve Annemasse şehirlerinde yaşayan gazete gönüllülerinin ka-

tılımı ile gerçekleşen programda Zaman France’ın Fransa’da yaşayan Türk toplumu için taşıdığı önem anlatıldı.

Türk toplumunun kendisini ifade edebi-leceği en etkili alanların başında medyanın geldiğine dikkat çekilen seminerde, gönül-lülerden gazetenin daha geniş kesimlere ulaştırılması talep edildi.

Seminere katılan gönüllülerden Adem Kartal, Zaman France’ın Fransa’da yaşa-yan Türk toplumuna rehberlik yaptığını ve Türk toplumunun bu gazeteye ekmek gibi su gibi ihtiyacı olduğunu söyledi. Yıllardır içinde yaşadıkları Fransa’yı, Zaman Fran-ce gazetesi sayesinde daha iyi tanımaya başladıklarını söyleyen Kartal, toplumun her kesimini kucaklayan bir anlayışla yayın yapan bu gazeteye daha fazla okurun sahip çıkması gerektiğini söyledi.

Zaman France Rhone Alpes Temsilcisi

İsmail çıtak, gerçekleştirilen seminerlerle ilgili olarak “Bölgemizde yaşayan Türk top-lumunun gazetemize yönelik ilgisinin gün geçtikçe arttığını bu seminerler vesilesi ile daha iyi görüyoruz” dedi.

Zaman France’ı daha geniş bir okur kit-

lesine ulaştırmak istediklerini belirten çı-tak, “Toplumun her kesimini kucaklayan gazetemizin yeni abonelik döneminde daha çok sahiplenilmesi için çalışmalara başladık. Gazetemize destek olan tüm okurlarımıza minnettarız” ifadelerini kullandı.

Annecy ve Annemasse Zaman gönüllüleri abone kampanyasına hazırZaman France’ın yeni yıla yönelik abonelik kampanyası hazırlıkları tüm hızıyla devam ediyor. Gazetenin rhone alpes Temsilciliği tarafından başlatılan gazete kampanya seminerleri, gazete okurlarının katılımı ile gerçekleşiyor.

Zaman France’ın 2012 yılında yayınladığı haberlerin değerlendirildiği seminerlerde okurların gazete ile ilgili merak ettiği sorulara da cevap veriliyor.

-Etude Plus Marseille Şubesi “Beslenme-nin önemi ve dikkat edilmesi gereken-

ler” konulu seminer düzenledi.Seminere konuşmacı olarak çocuk

Doktoru Omar Tizeggaghin katıldı. Doktor Tizeggaghin, çocuk gelişiminde beslenme, beslenme çeşitliliği ve önemi konularında istatistiki bilgiler verdi. Etude Plus yetkilileri, ilerleyen günlerde de farklı aktiviteler dü-zenleyeceklerini söyledi.

Etude Plus Marseille Şubesi sağlık semineri düzenledi

-UDEF Paca İş Adamları Derneği, ‘İş dünyamızda sigortanın önemi' başlıklı

bir seminer düzenledi.Seminerde iş adamlarına sigortanın öne-

mi anlatıldı. Sigorta Uzmanı Fatih Demiray, seminerde katılımcılara, sigorta işlemleri hakkında bilgi verdi.

Sigortaya risk yönetimi olarak bakılması gerektiğini belirten Demiray, “Sigorta ifl a-sın eşiğinden döndürüyorsa, iş adamları her türlü yatırımı yapabilirler. Risk altında olsa-lar da hepsinin sigortası olmalı. Sigorta sek-töründe yapılabilecek hukuki çalışmaların hepsine dikkat edilmeli.” şeklinde konuştu

Seminere çok sayıda iş adamı katıldı.

İş adamlarına sigortanın önemi anlatıldı

İkindi SohbetleriKürsü

B U S A Y F A M . F E T H U L L A H G Ü L E N H O C A E F E N D İ ’ N İ N S O H B E T V E Y A Z I L A R I E S A S A L I N A R A K H A Z I R L A N M A K T A D I R .

Kadının gerçek değeri-

İslâm’da kadın, aynen erkek

gibi cemiyetin bir parçası ola-

rak kabul edilir. Birçok nok-

tada onun da görüşü alınır

ve kendisiyle istişare edilir.

Bunun pratikte en güzel örneğini yine Fahr-i

Kâinat Efendimiz’de görürüz. O ki, vahiy ile

müeyyet Nebiler Sultanı’dır. Önüne gelen

bütün problemlerin çözümü doğrudan doğ-

ruya Arş-ı Âzam’dan halledilmiş ve çözeme-

diği hiçbir problem, halledemediği hiçbir me-

sele kalmamıştır.Evet, üst üste yığılmış müşküller, prob-

lemler çözüm bekliyor. Yağdan kıl çeker gibi

müşkülleri çözüveren O Fahr-i Kâinat Efen-

dimiz mübarek nazarıyla bir kere bakıverse,

yani şahs-ı mânevînin teşekkülü ile o büyük

mana ve ruhtan istimdat edenler arz-ı dîdâr

ediverse, insanlığın içinde bulunduğu bütün

müşküller âdeta kendi kendine çözülüve-

recek ve yollar gidip düzlüğe erecektir. İşte

Fahr-i Kâinat Efendimiz budur.

Bununla beraber O, çok defa hanımlarıyla

oturur, bir arkadaş gibi onlarla bazı meselele-

rin müzakeresini yapardı. Vahiy ile müeyyet

olan O zâtın (sallallâhu aleyhi ve sellem) böy-

le bir şeye ihtiyacı yoktu ama ümmetine bir

şey öğretmek istiyordu: Kadın, o güne kadar

olduğundan çok farklı bir yere oturtulacaktı

ve işte O, bu önemli vazifeyi bilfiil temsil edi-

yor ve gösteriyordu.Hudeybiye Antlaşması Müslümanla-

ra çok ağır gelmişti. Öyle ki, herkes öldüren

bir gerginlik içine girmişti. Bu arada Allah

Resûlü, kendisiyle umreye gelenlere, kurban-

larını kesmelerini ve ihramdan çıkmalarını

emretmişti. Ancak sahabe, “Acaba verilen

kararda bir değişiklik olur mu?” diye, mesele-

yi biraz ağırdan alıyordu. Allah Resûlü, emrini

bir kere daha tekrarladı. Ancak, sahabedeki o

ümitli bekleyiş tavrı değişmedi.Aslında bu ağırdan alma, Allah Resûlü’ne

karşı asla bir muhalefet değildi; sadece başka

bir alternatifin olup olmadığını öğrenmekti.

Zira Kâbe’yi tavaf etmek üzere yola çıkmış-

lardı ve bu mülâhaza ile Hudeybiye Antlaş-

ması’ndaki şartlarda bir değişiklik beklentisi

içinde bulunuyorlardı.İki Cihan Serveri, sahabedeki bu duru-

mu sezince hemen çadırına girdi ve hanımı

Ümmü Seleme Validemizle istişarede bulun-

du. Bu ufku geniş kadın, istişarenin hakkını

vermek için fikrini beyan etti. Çünkü o da

biliyordu ki Allah Resûlü onun diyeceklerine

muhtaç değildi. Ne ki, Allah Resûlü böyle bir

istişare ile bize içtimaî bir ders veriyordu.

Validemiz, Allah Resûlü’ne şu mealde

sözler söyledi: Yâ Resûlallah! Emrini bir daha

tekrar etme. Belki muhalefet eder ve mahvo-

lurlar. Fakat sen, kendi kurbanlarını kes ve

onlara bir şey demeden ihramdan çık. Onlar

verdiğin emrin kesinliğini anlayınca, ister is-

temez sana itaat edeceklerdir.Allah Resûlü de zaten böyle düşünüyor-

du. Hemen bıçağını eline aldı ve çadırından

çıkarak kendine ait kurbanları kesmeye baş-

ladı. O daha birkaç kurban kesmişti ki, saha-

be de kendi kurbanlarını kesmeye koyuldu.

Çünkü artık verilen karardan dönüş olmadı-

ğını anlamışlardı.Şimdi acaba hangimiz, kadınlara bu denli

değer veriyoruz? Bir aile reisi olarak kaç kişi

aile hayatında hanımıyla istişareye yer ver-

mektedir? İslâm’ın kadını esir ettiğini söy-

leyenlerin kulakları çınlasın! Acaba O Zât’ın

asırlar evvel yapıp ortaya koyduğu bu harika

icraatın, aradan bu kadar zaman geçmiş ol-

masına rağmen onda birini yapabiliyorlar mı?

Bir Bütünün YarısıKadın haklarını müdafaa edenlerin düşün-

celerinde bile kadın hâlâ ikinci dereceden bir

varlık olmaktan kurtulmuş değildir. Oysa biz,

kadına bir vâhidin yarısı nazarıyla bakıyoruz.

O, öyle bir bütünün parçasıdır ki, diğer parça-

nın işe yaraması için onun mevcudiyeti şart-

tır. Öyle ki, bu parçalardan her biri, diğerinin

gerçek değerini bulması bakımından önemli

bir esastır. Elverir ki, Allah’ın (celle celâluhu)

vaz’ettiği ölçülere riayet edilsin ve denge için

yaratılan bir şey dengenin aleyhinde istismar

edilmesin...Ayrıca, Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve

sellem) hareketleriyle kadınlara karşı lütufkâr

davrandığı gibi, sözleriyle de hep bu şekil-

de davranmayı teşvik etmiştir. O (sallallâhu

aleyhi ve sellem) bir hadislerinde şöyle bu-

yururlar: “Mü’minlerin iman bakımından en

kusursuzu, ahlâkı en güzel olanıdır. Ahlâkı en

güzel olanınız da, kadınlarınıza en güzel dav-

rananınızdır.” (Ebû Dâvûd, Sünnet, 15)

Evet, ahlâk ile insan öyle ulaşılmaz zirve-

leri tutar, öyle insanî semalara yükselir ki, hiç-

bir ibadetle o makamları elde etmek müm-

kün değildir.Görülüyor ki kadınlık, O’nun nurlu be-

yanlarıyla kendi şeref ve haysiyetini garanti

altına almış; o güne kadar ayaklar altında çiğ-

nenen, hor ve hakir bir varlık olarak görülen

o, dünya ve ukbâ saltanatını elde etmiştir.

Allah (celle celâluhû) mucizbeyan ferma-

nında kadın-erkek tefrik etmeden, “Kasem

olsun ki, insanı ahsen-i takvîme mazhar ya-

rattık.” (Tîn Sûresi, 95/4) demektedir. Evet,

insan, kadını ve erkeğiyle kâinatın bir fihristi

olarak yaratılmıştır.Yine Allah (celle celâluhû) “Biz

âdemoğullarını tekrim ettik (şerefli kıldık)”

(İsrâ, 17/70) buyuruyor. Kadın-erkek, beyaz-

siyah herkes Allah’ın bu kasemi altında öyle

muallâ bir pâyeye sahiptir ki, artık bunun

ötesinde insanlar tarafından verilecek bütün

pâyeler buna nispeten çok düşük ve çok sö-

nük kalır.

Ana gibi yâr olmaz

Yâ İlâhenâ ve Yâ Rabbenâ! Sen’den zahirimizi tertemiz hale getirmeni ve batı-nımızı da nuranilerin içleri gibi tenvîr buyurmanı diliyoruz.

Bizim yanımızda ol, aleyhimizde olma… İşlerimizi yoluna koy… Sevip hoşnut olmadığın ne kadar kötü haslet ve ne kadar çirkin davranış varsa onların

hepsiyle bizim aramızı doğu-batı arası kadar uzak tut. Âmin. {haftanın Duası

Bediüzzaman Hazretleri bir yerde hizmet edenlerin teminat altında olduk-larını söyler. Burada hizmet erlerinden maksat, kendilerinden bekleneni yerine getirenlerdir. Bu işin asgarî şartı, insan duygu ve düşüncesinin hep Allah’a ve Resûlü’ne hizmet etrafında dönüp durmasıdır. Zaten bu genel düşünce korunduktan sonra, onun hayata yansıması gayet kolay olacak-tır. Aksi hâlde, teminat altında olmayı beklemek bence hayaldir.{Sözün Özü

İslâm’da kadın, aynen erkek gibi

cemiyetin bir parçası olarak kabul edilir. Birçok noktada onun da görüşü alınır ve kendisiyle istişare edilir.

1 Kadın, öyle bir bütünün par-

çasıdır ki, bu par-çalardan her biri, diğerinin gerçek değerini bulması bakımından önemli bir yer teşkil eder.

2 Kadınlık, Efendimiz’in

nurlu beyanlarıyla, o güne kadar ayak-lar altında çiğne-nen kendi şeref ve haysiyetini garanti altına almıştır.

3

Anne inleyen bir ney, anne hicrandan yumak, Gözleri buğulu, nemli ve her zaman zâr zâr..

Kaderidir annenin ocaklar gibi yanmak,Hep hüzünle eser onun ikliminde rüzgâr.

Kuşlar gibi titrer hep o ay yüzlü nevhayâl,

***Simasında sürekli yarınlar endişesi..

Her mevsim ayrı bir ızdırap, ayrı bir melâl;Nağmeleri tıpkı hasret-iştiyak bestesi...

***Nûru öteden pırıl pırıl sîmân,

Ukbâ derinlikleriyle büyülü;Tülleniyor hülyalarımda her an,

Ölümsüz ruhunun bembeyaz tülü.Bir yâd-ı cemilsin, kabrin sîneler,

Hep hazan yaşadın; ölüm baharın..Duayla gerilmiş bütün gönüller,Sen’in arkandaki vefâdarların...

M. Fethullah Gülen

his dünyasıAnne

Fasıldan Fasıla

-Sahabi, Allah Resûlü’nün huzuruna geliyor ve soruyor: “Benim iyiliğime en lâyık olan kimdir?” Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem), “An-

nen!” cevabını veriyor. O, bu sorusunu üç kere tekrar edi-yor ve hepsinde aynı cevabı alıyor. Dördüncüde ise Allah Resûlü, “Baban!” buyuruyordu. (Buhârî, Edeb, 2)

Kadın o dönemde o kadar yüceliyordu ki, Hz. Ebû Bekir, Resûl-i Ekrem’in zevcelerinden biri olan kendi öz kızı Âişe’ye “Anam” diye hitap ediyordu. Efendimiz de, “Cennet, anaların ayaklarının altındadır.” (Nesâî, Ci-had, 6) buyuruyordu.

Evet, seni yetiştiren ananın ayağının altına yüzü-nü sürebilir ve onu hoşnut edebilirsen, rahmetinden

ümit edilir ki, Allah o yüze Cehennem’i göstermez. Evden ayrılırken ve eve döndüğünde, ananın

buruşmuş ayaklarına dudaklarını sür, duasını almaya çalış ki, fert, cemiyet ve millet olarak

mutlu olmanın yolu bundan geçer.Ana deyip geçme; yerinde o seni sırtında taşır; an olur ve dem gelir,

silah kullanmasını da bilir; gere-kirse silahını omuzuna alır

ve Palandöken’e tır-manıverir.

Kurt Paşa’nın ordularının bozulduğu yerde, Rus orduları-na karşı savaşır; ırz, namus ve evlâdını korumasını da bilir.

Siz, kaideler üzerinde âbideler yaparsınız. Sizin o âbideleriniz, onun ayağının altında toz bile olamaz. İslâm, ananın âbidesini kurbet zirvelerinde çoktan kurmuştur. İslâm sayesinde ana o kadar yükseltilmiştir ki, sadece Allah’a karşı eğilmesi gereken baş, bir de ananın ayakla-rı için eğilmiş ve “Cennet, anaların ayakları altındadır.” (Nesâî, Cihad, 6) denilmiştir.

Arş, Cennet’in tavanıdır. Ananın ayağı ise, Cennet’in üst katındadır; zira fâniler arasında en muazzez varlık-tır ana. O, yeryüzünde dolaşırken gökteki bir baştır ve bütün başlar onun ayaklarının altındadır. Onun pa-bucunun tozu, gözlere sürme kadar aziz ve ayak-larına sürülen yüzler, Arş eşiğindeki başlar kadar yücedir.

Ana inleyen bir varlıktır. Bütün bir hayat boyu inleyen ve sızlayan... Onun ana-lığı evlâtla kaimdir; “Anam!” diyen bir evlâtla.. evlât olmayınca ana ana değildir. Bilmem ki, anaya “Anam!” demeyen evlâda ne demeli?

AiLEM20 21 - 27 araLık 2012 ZAMAN FRANCE

-Üzüm ve üzüm suyunun kan yapı-cı ve antioksidan özelliklerinin yanı

sıra bilinmeyen bir çok özelliği bulunu-yor. Uzmanlar vitamin ve mineral bakı-mından oldukça zengin olan üzüm su-yunun kanser ve kalp hastalıklarına karşı koruyucu etkisi olduğunu belirtiyor.

Bilinen özelliklerinin yanı sıra içeriğindeki antioksidan birleşik-ler sayesinde kanser hücrelerinin oluşumuna engel olduğunu ifade eden Erciyes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç, üzüm suyu-nun kan sulandırıcı özelliği ile de kalp krizi riskini azalttığını söyledi.

Üzüm suyunun içeriğindeki antioksidanlar cildin yaşlanma-sını geciktirdiğini belirten İnanç, “Halk arasında bitkisel süt olarak da bilinen üzüm suyunun faydaları say-makla bitmiyor. Kanda oksijen taşıyan hemoglobin hücrelerinin oluşumunda gerekli olan demir ve potasyum açısın-dan zengin olan üzüm suyu, toksit mad-

delerin atılmasına yardımcı olur. Ayrıca bu özellikleri vücudu enfeksiyonlara karşı korur ve bağışıklık sisteminin güç-lenmesini sağlar” dedi.

Ayrıca üzüm suyunun içinde bulu-nan doğal şekerlerin çabuk çözünmesi nedeniyle iyi bir enerji kaynağı olduğu-nu da kaydeden İnanç şöyle konuştu: İçeriğindeki maddeler sayesinde kanı sulandırıyor, kalp hastalıklarından, yük-sek tansiyona, varisten, emboliye kadar birçok hastalığa karşı korunma sağlıyor. Özellikle kan pıhtılaşması ve damar hastalıkları konusunda problem yaşayan hastalara günde en az bir bardak üzüm suyu içmesini öneriyoruz.

OrHan Fırat İSTANBUL

-Havaların soğumasıyla birlikte artan ya-ğışlı havaların mantarların üremesinde

etkili olduğunu belirten uzmanlar, özellikle orman ve arazilerden toplanan zehirli man-tarlara karşı vatandaşları uyarıyor.

Mantarın on binlerce türünün olduğunu hatırlatan uzmanlar, vatandaşa kültür man-tarını tercih etmesini öneriyor. Mantar tüke-timinde ve seçiminde rengine bakmanın tek başına yeterli olmayacağı ifade edilerek, on binlerce türü bulunan mantarda kültür man-tarının tercih edilmesi isteniyor. Uzmanlar, mantarların yoğurtla birlikte tüketilmesinin, pişirilmesinin, sirkeli veya tuzlu suda bekletil-mesinin ya da kaynatılmasının, taze, konserve veya kurutulmuş olmasının, zehir etkisini yok etmede yeterli olmayacağına dikkat çekiyor. Zehirlenme durumlarında ortaya çıkan belir-tilerin genel olarak sersemlik, uykuya meyil, bulantı, kusma, ateş, terleme, bulanık gör-me, yüz ve boyunda kızarıklık, ağızda metalik tat, karın ağrısı ve ishal olduğu ifade ediliyor. Zehirlenmelerin daha ileriki safhalarında ka-raciğer, böbrek ve diğer organlarda işlev bo-zuklukları görüldüğü ve koma haline yol aça-bileceği belirtiliyor.

Sirke, mantarın zehrini gidermiyor

21 - 27 araLık 2012 ZAMAN FRANCE

Üzüm suyu her derde devakan yapıcı ve antioksidan özelliğinin yanı sıra vücudun birçok hastalığa karşı kalkan oluşturulmasına da yardımcı olan üzüm suyu, özellikle kalp hastalıkları-na iyi gelirken kişiyi kanser riskine karşı da koruyor.

a, B ve C vitaminleri, potasyum ve demir açısın-dan oldukça zengin olan üzüm suyu, vücudun has-talıklara karşı direncini arttırıyor.

AHMED ŞAHİN

Halk arasında İbrahim Etem diye söylenen İbrahim’in babası Ethem, Belh sultanıydı. Sul-tan babasının yerine geçerek Belh hükümdarı olmuştu İbrahim.

Bir gün bir meçhul adamın teklifsizce sa-rayına girip kapının yanına oturduğunu görüp “Burası han değil, ne işin var burada?” diye çıkışınca meçhul adamın düşündüren cevap-larıyla karşılaştı.

- Senden evvel burada baban Etem vardı, ondan önce de öteki hükümdar oturuyordu. Ondan önce de bir başkası vardı. Bunların hepsi de burada bir müddet kalıp gittiler, şim-di de bir müddet kalma sırası sana geldi. Söy-ler misin burası yolcuların bir müddet dinlenip de gittiği han değil de nedir? Meçhul adam, “İşte benim istirahat müddetim de bitti, ben de gidiyorum.” diyerek çıkıp gözlerden kay-boldu. Belh hükümdarı İbrahim Etem, Hızır diye kabul ettiği bu meçhul zatın uyarısından sonra artık sarayını da, tahtını da terk ederek kendini tümüyle İslami hizmete verir. İmam-ı Azam gibi büyüklerden ders alarak kendini iyice yetiştirir, gençleri de yetiştirmeye başlar. İşte bu sırada gelen gencin biri İbrahim Etem’e sorularını şöyle sorar:

– Nefsim beni günaha girmeye zorluyor, nefsime nasıl karşılık vereceğimi bilemiyorum, ne tavsiye edersiniz bana? der.

İbrahim Etem de kendine mahsus üslu-buyla cevap verip açıklama yaparak der ki:

– Önce günaha girmenin şartlarını hatırlat nefsine. Günaha girme şartlarını yerine getire-bilirse günaha girebileceğini söyle, der. Genç heyecanlanır.

- Günaha girmenin şartları da mı var? Öyle ise o şartları söyle de hemen yerine ge-tireyim, der.

İbrahim Etem de anlatır günaha girmek için yerine getirilmesi gereken üç şartı.

- Birincisi der, içinde günaha girme duy-gusu başlayınca kendisine karşı günah işleye-ceğin Zat’ın mülkünden dışarıya çık, günahı orada işle! Sonra geri dönüp gel!

- Bu mümkün mü, der genç. Her yer O’nun mülküdür. Mülkü olmayan yer yoktur ki, oraya gideyim de günahı orada işleyip dö-neyim!

- Öyle ise der İbrahim, hem mülkünde oturacaksın hem de mülkün sahibine karşı gelmekten utanmayacaksın; senin gibi civan-

mert bir gence yakışır mı böyle saygısızlık? - Genç, sen ikinci şartı söyle, der. Onun

mülkünün dışına çıkmam mümkün değildir.İbrahim Etem de ikinci şartı anlatır:- Öyle ise der, kendisine karşı günah işle-

yeceğin zatın verdiği rızkı da yememeye karar ver, ondan sonra ona isyana niyetlen!.. Genç, düşünmeye başlar:

– Bu da mümkün değil der. Ben Allah’ın verdiği rızkı yemeden yaşayamam ki?

– Öyleyse der İbrahim Etem, hem mül-künde oturacaksın, hem verdiği rızkı yiye-ceksin hem de O’na karşı günah işlemekten utanmayacaksın, buna akıllı, insafl ı civanmert bir gencin vicdanı razı olur mu?

– Olmaz, der genç. Sen üçüncü şartı söyle de bir de ona bakalım. İbrahim Etem de günah işlemenin üçüncü şartını söyler:

– İçinde günah arzusu kıpırdayınca hemen O’nun görmediği gizli bir yere git, günahı gör-mediği gizli bir yerde işle. Sonra geriye dönüp gel!..

– Genç, bu şartta der, öteki şartlar gibi imkânsız. O’nun görmediği bir yer var mı ki gidip günahı orada gizlice işleyeyim de sonra dönüp geleyim?.. İbrahim Etem de sözlerini şöyle bağlar:

– Öyle ise der, benim civanmert evladım, hem mülkünde oturacaksın, hem verdiği rızkı yiyeceksin hem de görmediği gizli bir yer bula-mayacaksın, yine de ona karşı günah işlemeyi göze alacaksın, imanlı, insafl ı, civanmert bir gence yakışır mı böylesine isyan ve itaatsizlik?

Genç, daha fazla dayanamaz, iki elini bir-den kaldırarak bağırmaya başlar:

– Teslim oldum ey İbrahim teslim! der. Bundan sonra nefsim beni günaha zorlayınca haykırarak diyeceğim ki:

- Ey nankör nefi s, utanmıyor musun, mül-künde oturduğun, verdiği rızkı yediğin, gör-mediği gizli bir yeri bulamadığın Zat’a karşı açıkça, alenen isyan bayrağı çekip de nankörce günah işlemeye?

– Ne dersiniz? Gencin bu şartları bizim için de geçerli mi? Biz de Allah’ın mülkünde otu-ruyor, verdiği rızkı yiyor, günah için görmediği gizli bir yer bulamıyor muyuz? Öyle ise biz de bu genç gibi içimizden gelen bir feryatla bizi günaha zorlayan nefsimize, “utanmıyor mu-sun” diye itiraz ederek üzerimizdeki baskısını yok etmeye çalışmalı mıyız? [email protected]

ibrahim ethem’den gençlere günaha girme şartları

AiLEM21 21 - 27 araLık 2012 ZAMAN FRANCE

DERELİ KADASTRO MAHKEMESİNDENİLAN

ESAS NO : 1968/191

Davacý Dereli Orman Ýþl. Müd. tarafýndan mahkememize açýlan Kadastro Tespitine Ýtiraz Davasýnýn yapýlan yargýlamasýsonunda:

Mahkememizin 1968/191 Esas 1970/144 Karar sayýlý ilamý ile Dereli Ýlçesi Akkaya Köyünde kain 879 parsel nolu taþýn-mazýn tespit harici býrakýlmasýna karar verilmiþ olup bu karar aþaðýda isimleri yazýlý davalýlar ve dahili davalýlara tebliðedilemediðinden adý geçenlere kararýn ilanen tebliðine karar verilmiþ olmakla bu ilanýn yayýmlanmasýndan itibaren 15 günsonra karar teblið edilmiþ sayýlacaðý hususu ilanen teblig olunur.

DAHÝLÝ DAVALILAR:

1-ABDULLAH SARI- Ömer ve Türkan oðlu, 1961 D.lu,

2-ÞENOL DURMUÞ- Dursun Ali ve Selime oðlu, 1972 D.lu,

3-EMÝNE KILIÇÇETÝN- Dursun Ali ve Selime kýzý, 1973 D.lu,

4-SÜLEYMAN DURMUÞ- Dursun Ali ve Selime oðlu, 1980 D.lu,

5-REYHAN DURMUÞ- Temür ve Emine kýzý, 1969 D.lu,

6-MUAMMER DURMUÞ- Dursun Ali ve Selime oðlu, 1970 D.lu,B: 67677

DERELİ KADASTRO MAHKEMESİNDENİLAN

ESAS NO : 1968/406Davacý Dereli Orman Ýþl. Müd. tarafýndan mahkememize açýlan Kadastro Tespitine Ýtiraz Davasýnýn yapýlan yargýlamasý

sonunda:Mahkememizin 1968/406 Esas 1970/247 Karar sayýlý ilamý ile Dereli Ýlçesi Akkaya Köyünde kain 1235 parsel nolu

taþýnmazýn tespit harici býrakýlmasýna karar verilmiþ olup bu karar aþaðýda isimleri yazýlý davalýlar ve dahili davalýlara tebliðedilemediðinden adý geçenlere kararýn ilanen tebliðine karar verilmiþ olmakla bu ilanýn yayýmlanmasýndan itibaren 15 günsonra karar teblið edilmiþ sayýlacaðý hususu ilanen teblið olunur.

DAHÝLÝ DAVALILAR:1-DURSUN ALÝ DURMUÞ- Þükrü ve Meyse'den olma, 1939 D.lu,2-SÜLEYMAN DURMUÞ- Dursun Ali ve Selime'den olma, 1980 D.lu,3-ÞENOL DURMUÞ- Dursun Ali ve Selime'den olma, 1972 D.lu,4-EMÝNE DURMUÞ- Mustafa ve Emiþ'den olma, 1965 D.lu,5-MUAMMER DURMUÞ- Dursun Ali ve Selime'den olma, 1970 D.lu,6-KÖKSAL DURMUÞ- Dursun Ali ve Selime'den olma, 1964 D.lu,7-KADÝR BOZAT- Ýsmail ve Hava'dan olma, 1943 D.lu,8-EMÝNE KILIÇÇETÝN- Dursun Ali ve Selime'den olma, 1973 D.lu,

B: 67678

İ L A NT.C. KÖRFEZ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNDEN

ESAS NO : 2012/388 EsasDAVALI : SELMA ÞUBATDavacý tarafýndan aleyhinize açýlan Nüfus (Yabancý Mahkeme Kararlarýnýn Tenfizi-Tanýnmasý Ýstemli) davasýnýn yapýlan

yargýlamasýnda;Mahkemenizce dava dilekçesinde belirtilen adresinize duruþma gününü bildirir davetiye çýkarýlmýþ olup, adresinizden

ayrýldýðýnýz gerekçesiyle tebligat yapýlamamýþtýr. Adres araþtýrmasýndan da bir netice alýnamadýðýndan dava dilekçesi veduruþma gününün ilanen tebliðine karar verilmiþtir.

Durusma Günü: 16/01/2013 günü saat: 09:30'da duruþmada bizzat hazýr bulunmanýz, veya kendinizi bir vekille temsilettirmeniz, Aksi taktirde H.U.M.K.'nun 3156 sayýlý yasa ile deðiþik 213/2 maddesi uyarýnca yargýlamaya yokluðunuzdadevam olunacaðý hususu, Dava Dilekçesi ve duruþma günü yerine geçerli olmak üzere ilanen teblið olunur.

B: 79210

T.C. EMİRDAĞ SULH HUKUK MAHKEMESİ İLANSayý : 2012/41 Esas 28/11/2012Davacý vekili tarafýndan 09/02/2012 tarihinde mahkememizde açýlan Ortaklýðýn Giderilmesi davasýnýn duruþmasý

15/01/2013 günü saat: 09:55'e býrakýlmýþtýr.Mirasçýlardan Cevahir GÖKTEPE'nýn adresi tespit edilemediðinden duruþma gün ve saati mirasçýya teblið edilememiþ olup,

duruþma gün ve saatinin adýna yurtiçi ve yurtdýþý Fransa Ülkesinde yayýnlanan gazetelerden birisinde ilanen tebliðine kararverilmiþtir.

Ýlanýn yayýnlandýðý tarihten itibaren 7. gün teblið edilmiþ sayýlacaktýr. B: 79292

-Çocukların her istediklerinin alındığına işa-ret eden Psikolog Ümran Akıncı, anne ça-

lıştığı için çocuğun kreşe ya da başka bir ablaya, teyzeye bırakıldığını, bu sebeple annelerin vicdan azabı duydukları için daha çok taviz vermeye baş-ladıklarını söyledi. Her çocuğun doğduktan sonra, eğer özel bir gereksinimi yoksa bazen hızlı bazen yavaş da olsa hepsi aynı gelişim basamaklarından geçtiğini belirten Akıncı şunları kaydetti: Bireysel farkları vardır ve buna saygı gösterip birbiriyle kar-şılaştırmamak gerekir. Bir çocuk 11 aylıkken bir başkası 13-14 aylıkken yürüyebilir. Birisi 1 yaşında anlaşılır kelimeler çıkartırken bir diğeri 2 yaşınday-ken ‘anne-baba' diyebilir. Köydeki bir çocuk ailesi ile tarlaya, bahçeye gider. Ailesine her türlü işinde gücü yettiği kadar yardımcı olur. Üstüne üstlük de anne baba çok yoğun olduğu için onunla ilgi-lenen ve övgü yağdıran da olmaz. Okula gitmesi, sınavlarına girmesi ve başarılı olması çok sıradan

ve normal karşılanır. Ödevlerini yapmak ve öğ-rencilikle ilgili sorumluluğunu almak onun göre-vidir. Şehirdeki çocukların okula gidip, ödevlerini yapmak, sınavlara çalışmak, ders tekrar etmek gibi öğrencilikten başka sorumlulukları hemen hemen hiç yok gibidir. Anneler hiçbir iş için onları meşgul etmek istemez. ‘Aman çocuğum dersini yapsın, sınavına çalışsın, ben çamaşır, bulaşık hiçbir şey istemem' derler. Bir gün anne hasta olsa, bir bar-dak su istese çocuk kırk nazla, kaprisle getirir. Aile ve ev ile ilgili hiçbir sorumluluk verilmemiştir daha önce. Çocuğun en temel ihtiyacı olan, yemeğini yemesi bile büyük bir sevinç ve alkışla karşılanır aileler tarafından.

Akıncı, egosu şişirilen çocukların ellerinde-ki nimetler için şükretmeleri de öğretilmemişse, her istediklerine çok kolay sahip oluyorlarsa ileri ki hayatlarında ya da daha çocukken doyumsuz, mutsuz olmaya teşvik edilmiş olduklarını söyledi.

Her istediğine kolay sahip olan çocuklar mutsuzluğa itiliyorZekai tahir Burak kadın sağ-

lığı eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden Psikolog Ümran Akıncı; egosu şi-

şirilen, elindeki nimetler için şükretmesi gerektiği

öğretilmeyen, her istediği-ne kolay sahip olan çocuk-

ların gelecekteki yaşam-larında ya da çocukken

doyumsuz, mutsuz olmaya teşvik edildiğini söyledi.

Psikolog ümran akıncı, çocukların, kendi öğrencilik sorum-luluğunu yerine getirdiği için ya da gelişimsel bir özelliği or-taya çıktığı için alkışlanmasının yanlışlığına dikkat çekiyor.

nuriYe akman

-Sanıyorlar ki, düğün sahibi 17 Aralık’ta

öldü. Ölmeden çok evvel öldüğünü hatır-

lamıyorlar, yaşarken kavuştuğunu sevgilisine...

Can kuşu ten kafesini kırdığında, som aşkla de-

kore edilen bir saraya taşındığını... “Kutladıkla-

rı” günün hicret olduğunu bilmiyorlar... Çünkü

oturup zevk etmiyorlar yazdıklarını, verdiği şif-

releri çözmeye çalışmıyorlar. Hakkında yazılan

romanlarla eğlenip, aşkla hallenmemişlerin sof-

rasına oturuyorlar. Akılları hep başlarında kalı-

yor; o yüzden kulakları da “Gönlümde öyle ga-

rip şeyler var ki, deli olduğum için çıldırmıyorum.

Eğer aklım olsaydı gönlümdeki tuhaf şeylerden

kesinlikle çıldırırdım.” sözlerine kapalı kalıyor.

Ölmeyene aşk yok!Acaba aşksızlığı ölüm saydığından haberle-

ri var mı? Ölümün gelip kendisini kokladığını,

ab-ı hayat kokusunu aldığında ecelin ümidini

kestiğini okudular mı? Sevgiliye sormuş Hazret,

“Söyle ne yapayım?” Sevgili “Öl” demiş. “Ya-

ğım eridi, su oldu” diye cevap verince sevgili yine

ölmesini istemiş. Bu kez “Ey parlak yüzü benim

ışığım olan aziz dost! Ben senin ışığına pervane

olayım.” diye devam etmiş. Sevgilinin son sözleri

yine “Öl” olmuş.Mevlânâ gibi “Şaşı gözden güzel dilbere ne

zarar gelir? Biz aşk yolunda çevik olalım, hızlı yü-

rüyelim. Herhangi biri bu yolda topal olursa bize

ne?” deyip geçelim. Bırakalım ölemeyenleri de,

kendisini “düğün davulcusu” olarak tanımlayan

ustanın rübailerine biraz daha dalalım. Davulu-

nun “Bana tek veya çift olmaktan hangisini is-

tersin diye sorduğu zaman, ‘Seninle çift, bütün

alemden tek ve ayrı olmak isterim’ dedim” diyen

sesi uzaktan hoş geliyor. Ama bu sözlerin kulak-

larımızın zarını patlatması lazım ki İlahi sesleri

duyabilecek başka bir zar takılsın içine. O zar titreşirse “Sana çok yakınlığımdan

ötürü uzağa düşmüşüm. Seninle son derece içli

dışlı olmamdan dolayı senden ayrıyım. Sana ol-

duğum gibi apaçık göründüğüm için örtülüyüm,

gizlenmişim. Seninle çok görüşüp konuştuğum

için dertliyim, hastayım” dizelerindeki ikilem

belki ürpertir bizi. Ama böyle verimli bir kuyu-

nun başına vardık diye hemen sevinmeyelim,

su çekmeye ipimiz var mı diye düşünelim. Ara-

mızda “Var benim ipim” diye öne atılanlar varsa

soralım: “Peki ya kovan var mı?” Kovanın da içi

boş olacak ha! Bu şart da tamamsa, kendini ken-

dinden boşalttıysan, üstad müjdeyi verecektir:

“Ey yolun başında oturup da yol arayan! Ayın

halesi içine düşmüşsün de ay arıyorsun. Çene

çukurunda böyle bir güzellik Yusuf’u dururken

sen kalkmış kuyuya düşen Yusuf’u arıyorsun.

Yusuf’u kuyudan çıkaracak kova sensin.”Lakin kuyu çok derin. Suya talip olanlar

dünyayla aralarına mesafe koyamamışsa davul

bu kez “İster meze ye, kebap ye, ister halis şarap

iç. Bil ki bütün bunları sen rüyada yiyor içiyorsun.

Uykudan uyanınca gene kendini susamış bulur-

sun. Rüyada içtiğin su sana yarar vermez.” diye

gümleyecek. Sonra sesini biraz daha yükseltip

“Senin bedenin hırsızdır, çaldığı malı saklamış-

tır. Ey şehri koruyan polis, neden hırsızı yakala-

mıyorsun?” sorusuyla dikkatimizi çalınan malın

gizemine yöneltecek.Aşkın piriyle yürümek hiç kolay değil. Her

an “Bazı insanlar gamlıdırlar, bu gamın nere-

den geldiğini bilmezler. Bazı insanlar da vardır

ki neşelidirler, onlar da bu neşenin Hak’tan

geldiğini bilmezler. Ne kadar solda sağda bu-

lunanlar, eğri doğru yolda yürüyenler vardır ki

soldan, sağdan, eğriden, doğrudan haberleri

yoktur. Ne kadar ‘ben ve biz’ diyenler vardır

ki, onların da ‘ben ve bizden’ haberleri yok-

tur.” diye cehaletimizi yüzümüze vurmaktan

çekinmez. Kem küm edecek olsak, “Sende

asla sevgini yükseltmek meyli yok. Sen sev-

diğin kişiyi alçaltıyorsun. Bismillah demeden

elhamı okumaya başlıyorsun. Daha sabah

olmadan kuşluk vaktini umuyorsun” diye kö-

pürür. Adı üstünde, Celaleddin’dir...

f22AiLEM

ŞeB-i arus’un sözlük anlamıyla yetinenler...

konya’ya ekonomik Şeb-i arus turları düzenleyen-

ler... Şenliğe katılmak için karaborsadan bilet

alanlar... Parayla girilen bir düğün gecesine asso-listler misali teşrif eden siyasiler, bürokratlar ve

onların yüce nutukla-rı... semazenleri folklor

gösterisi gibi izleyen misafirler...

Mevlana’nın Düğün Gecesi:

ŞEB-İ ARUS

Mevlâna, ölüm gününü yeniden doğuş günü olarak kabul edi-

yordu. Onun için Mevlâna ölüm gününe düğün günü veya gelin

gecesi manasına gelen “Şeb-i Arûs” diyordu.

21 - 27 araLık 2012 ZAMAN FRANCE

• Detaylı namaz vakitleri için http://www.zaman.com.tr/namaz.do/ • Bulunduğunuz yerin kıblesini öğrenmek için http://www.qiblalocator.com/

NA

MA

Z V

AK

İTL

ER

İ

Paris imsak GüneŞ ÖĞLen ikinDi akŞam Yatsı k. saati

21.12.2012 6 40 8 36 12 56 14 43 17 03 18 23 0 00 22.12.2012 6 40 8 37 12 56 14 44 17 03 18 23 0 00 23.12.2012 6 41 8 37 12 57 14 44 17 04 18 24 0 00 24.12.2012 6 41 8 38 12 57 14 45 17 04 18 24 0 00 25.12.2012 6 42 8 38 12 58 14 46 17 05 18 25 0 00 26.12.2012 6 42 8 38 12 58 14 46 17 06 18 26 0 00 27.12.2012 6 42 8 39 12 59 14 47 17 06 18 26 0 00

BOrDeauX imsak GüneŞ ÖĞLen ikinDi akŞam Yatsı k. saati

21.12.2012 6 45 8 32 13 07 15 11 17 31 19 06 0 00 22.12.2012 6 46 8 33 13 08 15 11 17 31 19 07 0 00 23.12.2012 6 46 8 33 13 08 15 12 17 32 19 07 0 00 24.12.2012 6 47 8 33 13 09 15 12 17 32 19 08 0 00 25.12.2012 6 47 8 34 13 09 15 13 17 33 19 09 0 00 26.12.2012 6 47 8 34 13 10 15 14 17 34 19 09 0 00 27.12.2012 6 48 8 34 13 10 15 14 17 34 19 10 0 00

OrLeans imsak GüneŞ ÖĞLen ikinDi akŞam Yatsı k. saati

21.12.2012 6 40 8 34 12 57 14 49 17 09 18 29 0 00 22.12.2012 6 41 8 35 12 58 14 50 17 09 18 29 0 00 23.12.2012 6 41 8 35 12 58 14 50 17 10 18 30 0 00 24.12.2012 6 42 8 35 12 59 14 51 17 10 18 30 0 00 25.12.2012 6 42 8 36 12 59 14 51 17 11 18 31 0 00 26.12.2012 6 42 8 36 13 00 14 52 17 12 18 32 0 00 27.12.2012 6 43 8 36 13 00 14 53 17 12 18 32 0 00

Caen imsak GüneŞ ÖĞLen ikinDi akŞam Yatsı k. saati

21.12.2012 6 51 8 49 13 07 14 53 17 12 18 32 0 00 22.12.2012 6 52 8 49 13 07 14 53 17 13 18 33 0 00 23.12.2012 6 52 8 50 13 08 14 54 17 13 18 33 0 00 24.12.2012 6 53 8 50 13 08 14 55 17 14 18 34 0 00 25.12.2012 6 53 8 50 13 09 14 55 17 14 18 34 0 00 26.12.2012 6 53 8 51 13 09 14 56 17 15 18 35 0 00 27.12.2012 6 54 8 51 13 10 14 57 17 16 18 36 0 00

strasBOurG imsak GüneŞ ÖĞLen ikinDi akŞam Yatsı k. saati

21.12.2012 6 18 8 14 12 34 14 23 16 42 18 02 8 16 22.12.2012 6 18 8 14 12 35 14 23 16 43 18 03 8 16 23.12.2012 6 19 8 14 12 35 14 24 16 43 18 03 8 17 24.12.2012 6 19 8 15 12 36 14 25 16 44 18 04 8 18 25.12.2012 6 20 8 15 12 36 14 25 16 45 18 05 8 18 26.12.2012 6 20 8 16 12 37 14 26 16 45 18 05 8 19 27.12.2012 6 20 8 16 12 37 14 26 16 46 18 06 8 19

anneCY imsak GüneŞ ÖĞLen ikinDi akŞam Yatsı k. saati

21.12.2012 6 20 8 09 12 41 14 40 17 00 18 20 0 00 22.12.2012 6 21 8 10 12 41 14 40 17 00 18 20 0 00 23.12.2012 6 21 8 10 12 42 14 41 17 01 18 21 0 00 24.12.2012 6 22 8 11 12 42 14 42 17 01 18 21 0 00 25.12.2012 6 22 8 11 12 43 14 42 17 02 18 22 0 00 26.12.2012 6 22 8 11 12 43 14 43 17 03 18 23 0 00 27.12.2012 6 23 8 12 12 44 14 43 17 03 18 23 0 00

LımOGes imsak GüneŞ ÖĞLen ikinDi akŞam Yatsı k. saati

21.12.2012 6 39 8 28 13 00 15 00 17 20 18 40 0 00 22.12.2012 6 40 8 29 13 01 15 00 17 20 18 40 0 00 23.12.2012 6 40 8 29 13 01 15 01 17 21 18 41 0 00 24.12.2012 6 41 8 30 13 02 15 01 17 21 18 41 0 00 25.12.2012 6 41 8 30 13 02 15 02 17 22 18 42 0 00 26.12.2012 6 42 8 30 13 03 15 03 17 23 18 43 0 00 27.12.2012 6 42 8 31 13 03 15 03 17 23 18 43 0 00

marseıLLe imsak GüneŞ ÖĞLen ikinDi akŞam Yatsı k. saati

21.12.2012 6 19 8 03 12 44 14 52 17 12 18 45 0 00 22.12.2012 6 20 8 03 12 44 14 53 17 13 18 46 0 00 23.12.2012 6 20 8 04 12 45 14 53 17 13 18 46 0 00 24.12.2012 6 20 8 04 12 45 14 54 17 14 18 47 0 00 25.12.2012 6 21 8 04 12 46 14 55 17 15 18 47 0 00 26.12.2012 6 21 8 05 12 46 14 55 17 15 18 48 0 00 27.12.2012 6 22 8 05 12 47 14 56 17 16 18 49 0 00

LYOn imsak GüneŞ ÖĞLen ikinDi akŞam Yatsı k. saati

21.12.2012 6 25 8 14 12 46 14 46 17 06 18 26 0 00 22.12.2012 6 25 8 14 12 46 14 46 17 06 18 26 0 00 23.12.2012 6 26 8 15 12 47 14 47 17 07 18 27 0 00 24.12.2012 6 26 8 15 12 47 14 47 17 07 18 27 0 00 25.12.2012 6 27 8 15 12 48 14 48 17 08 18 28 0 00 26.12.2012 6 27 8 16 12 48 14 49 17 09 18 29 0 00 27.12.2012 6 27 8 16 12 49 14 49 17 09 18 29 0 00

metZ imsak GüneŞ ÖĞLen ikinDi akŞam Yatsı k. saati

21.12.2012 6 25 8 22 12 40 14 27 16 46 18 06 0 00 22.12.2012 6 26 8 23 12 41 14 28 16 47 18 07 0 00 23.12.2012 6 26 8 23 12 41 14 28 16 47 18 07 0 00 24.12.2012 6 26 8 24 12 42 14 29 16 48 18 08 0 00 25.12.2012 6 27 8 24 12 42 14 29 16 49 18 09 0 00 26.12.2012 6 27 8 24 12 43 14 30 16 49 18 09 0 00 27.12.2012 6 28 8 24 12 43 14 31 16 50 18 10 0 00

rennes imsak GüneŞ ÖĞLen ikinDi akŞam Yatsı k. saati

21.12.2012 6 55 8 49 13 12 15 03 17 22 18 42 0 00 22.12.2012 6 55 8 50 13 12 15 03 17 23 18 43 0 00 23.12.2012 6 56 8 50 13 13 15 04 17 23 18 43 0 00 24.12.2012 6 56 8 51 13 13 15 04 17 24 18 44 0 00 25.12.2012 6 57 8 51 13 14 15 05 17 24 18 44 0 00 26.12.2012 6 57 8 51 13 14 15 05 17 25 18 45 0 00 27.12.2012 6 57 8 52 13 15 15 06 17 26 18 46 0 00

muLHOuse imsak GüneŞ ÖĞLen ikinDi akŞam Yatsı k. saati

21.12.2012 6 18 8 12 12 36 14 28 16 48 18 08 0 00 22.12.2012 6 19 8 12 12 36 14 29 16 48 18 08 0 00 23.12.2012 6 19 8 13 12 37 14 29 16 49 18 09 0 00 24.12.2012 6 20 8 13 12 37 14 30 16 49 18 09 0 00 25.12.2012 6 20 8 13 12 38 14 30 16 50 18 10 0 00 26.12.2012 6 20 8 14 12 38 14 31 16 51 18 11 0 00 27.12.2012 6 21 8 14 12 39 14 32 16 51 18 11 0 00

LıLLe imsak GüneŞ ÖĞLen ikinDi akŞam Yatsı k. saati

21.12.2012 6 40 8 42 12 53 14 33 16 52 18 12 0 00 22.12.2012 6 41 8 42 12 53 14 33 16 52 18 12 0 00 23.12.2012 6 41 8 43 12 54 14 34 16 53 18 13 0 00 24.12.2012 6 42 8 43 12 54 14 35 16 53 18 13 0 00 25.12.2012 6 42 8 43 12 55 14 35 16 54 18 14 0 00 26.12.2012 6 42 8 44 12 55 14 36 16 55 18 15 0 00 27.12.2012 6 43 8 44 12 56 14 37 16 55 18 15 0 00

VaLenCe imsak GüneŞ ÖĞLen ikinDi akŞam Yatsı k. saati

21.12.2012 6 24 8 10 12 46 14 49 17 08 18 44 0 00 22.12.2012 6 24 8 11 12 46 14 49 17 09 18 45 0 00 23.12.2012 6 24 8 11 12 47 14 50 17 10 18 45 0 00 24.12.2012 6 25 8 12 12 47 14 50 17 10 18 46 0 00 25.12.2012 6 25 8 12 12 48 14 51 17 11 18 47 0 00 26.12.2012 6 26 8 13 12 48 14 51 17 11 18 47 0 00 27.12.2012 6 26 8 13 12 49 14 52 17 12 18 48 0 00

maCOn imsak GüneŞ ÖĞLen ikinDi akŞam Yatsı k. saati

21.12.2012 6 26 8 16 12 46 14 44 17 03 18 23 0 00 22.12.2012 6 26 8 16 12 46 14 44 17 04 18 24 0 00 23.12.2012 6 27 8 17 12 47 14 45 17 05 18 25 0 00 24.12.2012 6 27 8 17 12 47 14 45 17 05 18 25 0 00 25.12.2012 6 28 8 18 12 48 14 46 17 06 18 26 0 00 26.12.2012 6 28 8 18 12 48 14 47 17 06 18 26 0 00 27.12.2012 6 28 8 18 12 49 14 47 17 07 18 27 0 00

BeZıers imsak GüneŞ ÖĞLen ikinDi akŞam Yatsı k. saati

21.12.2012 6 28 8 11 12 52 15 01 17 21 18 54 0 00 22.12.2012 6 28 8 12 12 53 15 01 17 21 18 54 0 00 23.12.2012 6 29 8 12 12 53 15 02 17 22 18 55 0 00 24.12.2012 6 29 8 13 12 54 15 02 17 22 18 55 0 00 25.12.2012 6 30 8 13 12 54 15 03 17 23 18 56 0 00 26.12.2012 6 30 8 14 12 55 15 04 17 24 18 56 0 00 27.12.2012 6 30 8 14 12 55 15 04 17 24 18 57 0 00

AiLEM23 21 - 27 araLık 2012 ZAMAN FRANCE

Maden suyuyla temizlikMaden suyuyla temizlikmaden suyundan ocak, lavabo ve mutfak tezgahlarınızın, demir tencerelerinizin temizliğinde ya da vida ve civatalardaki pasla-rı sökmede yararlanabilirsiniz. Saç spreyi de pratik bir temizlik malzemesi olarak pek çok yerde imdadınıza yetişebilir.

Değerli taşla-rınızı temizle-mek, sebze ve çiçeklerinizin daha güzel yetişmesi için maden suyunu kullanabilir-siniz.

neŞe kutLutaŞ

-Ocak, lavabo ve mutfak tez-gâhlarınız çelikten mamulse, üzer-

lerine maden suyunu dökerek harika bir temizlik yapabilirsiniz. Bunun için, önce maden suyunu dökün, ardından bir sün-gerle silin, ılık suyla duruladıktan sonra da pamuklu kuru bir bezle kurulayın. Aynı temizliği porselen eşyalarınız ve buzdo-labınız için de tatbik edebilirsiniz. Yalnız buzdolabınızın içini temizlerken maden suyuna bir parça da tuz eklemelisiniz.

seBZe Ve ÇiÇekLer De maDen suYu seVerBalkonunuzda yetiştirdiğiniz sebze ve çi-çeklere haftada bir kere maden suyu verir-seniz, onların çok daha çabuk yetişmesini sağlayacak, ayrıca daha yeşil ve gür olduk-larını göreceksiniz. Bunu düzenli yapma-sanız bile, yarım kalan maden suyunu bit-kilerinize dökmeniz bile işe yarar.

Demir taVaLar iÇinEğer siz de lezzetli yemek pişirdiğini bil-diğimiz dökme demir tencerelerden kul-lanıyorsanız, kolay temizlemenin yolunu da bilmelisiniz. Dökme demir tava ve tencerelerinizdeki yemeği boşalttıktan hemen sonra içine bir şişe ma-den suyu dökerseniz, maden suyu yemek artıkları-nı kolayca çıkarmanızı sağlar.

DeĞerLi taŞLara saHiPseniZ...Değerli taşları nasıl temizle-yeceğinizi bilemiyorsanız, cam bir kâsenin içine bir şişe maden suyunu boşaltın. Sa-fi r, elmas, yakut gibi değerli taşlarınızı kâsenin içine koyup 12 saat kadar bekle-

tin. Bu sürenin sonunda taşlarınızın yeni gibi parladıklarını göreceksiniz.

Pas GiDeriCiEvinizin herhangi bir yerinde kullandı-ğınız somun, vida ve cıvatalarınızı çıkar-mak için, üzerlerine birazcık maden suyu dökün. Maden suyu anında köpürecek ve pası söküp çıkaracaktır.

aYakkaBı CiLasıAyakkabılarınızı cilaladıktan sonra üzeri-ne hafi fçe saç spreyi sıkın. Ayakkabılarınız çok daha yeni görünecek.

kaÇık ÇOraP mı?Yeni aldığınız naylon çoraplar burun kısmından kaçmaya başlar. Kullanma-dan burun ve taban kısmına saç spreyi sıkın. Bu uzun ömürlü olmasını sağlar.

mürekkeP LekeLerini saÇ sPreYi iLe ÇıkarınKüçük çocuğunuz varsa eline geçirdiği tükenmez kalemleri kâğıda yazmak dışında her şey için kulla-nabilir. Bunların başında da giysiler ve kumaşla kap-lı mobilyalar gelir. Üzerine ilk anda saç spreyi sıkarsa-nız lekenin çıkması gerekir. Aynı yöntemi giysinizde olu-

şan ruj lekeleri için de uygu-layabilirsiniz. Giysinize saç spreyi sıkıp birkaç dakika bekleyin. Spre-yi sildiğinizde leke de çıkar. Daha sonra giysinizi normal bir şekilde yıkarsınız olur biter.

ÇiÇekLeriniZ HiÇ sOLmasınYeni aldığınız çiçek-lerin vazoda daha uzun süre kalmasını istiyorsanız, çiçekten 30-40 santim kadar uzaktan saç spreyi sıkın. Bu yöntemi canlı renkleriyle kurutmak istediğiniz çiçekler için de kullanabilirsiniz.

BULMACA24 21 - 27 araLık 2012 ZAMAN FRANCE

Karebulmaca

Çengelbulmaca4

321 EKİM 2012 PAZAR

fi‹FRE KEL‹ME 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16

Bir yerelyönetim

Orta resim-deki bozlak

ustası

Esas,asıl

Bir tahıl ölçeği

Neşeli

Borç veyaalacak

Dolama,kırlağan

İleri gelenler

Avrupa Eko-nomik Toplu-

luğu (kısa)

KutluBal gömeci

Şaşma ünlemi

Yabani masalhayvanı

Kumaş kesme aracı

Hangi kişi

Bir ilimiz

Müddet

Soy, sülaleOnarım

Aza

Deride oluşan kızartı

Ayaküstü,şipşak

Hile, dolap

Gemi barınağı

Çam su testisi

İstanbul’datarihi sarnıç

Üstün göste-ren nitelik

Resim çekme aracı

Bilme isteği

Askerin su kabı

Kentin dışmahalleleri

Bezginlikbildiren söz

Yerfıstığı

Zehir

Eski İtalyan parası

Yiğit delikanlı

Bir sinirhastalığı

Ayrılık Üstat, şeyh Belirti

Bakış

Sıcakta deri-den sızan sıvı

Bir maymuntürü

Sıkı

Kısa yazı

Ardınasaklanacak

yer

Canlı

Pasta

İnce yapılı

Bozlakustasının

doğduğu kent

Yer

Kötülük

Uçak tespitcihazı

Mevcut

Su

Bir yumurtapişirilişi

Küçük körfez

Arap alfabe-sinde bir harf

Suriyebaşkenti

Baryumunsimgesi

Gösteri

Galyumunsimgesi

Bir bağlaç

Bir nota

Erler

Mehil, süre

Aşırıya kaçma

Sahip

İde, düşünce

Bir maymuncinsi

Küçük birsinek, yakarca

Kitara Gecikme Teniste devre

Tasavvuf yolu

Olgunlaş-mamış

Tutu, ipotekEski bir serpuş

Beyin

Yemek yemeisteği

Yaşlı, kart

Tavır

Dönmeli cetvel

Lokanta

Uzaklık anlatır

Hac giysisi

Bir ırkAldatma

Küçük börülce

Yaşam

Kur’an-ıkerimin

64. suresi

Bir yerdeoturma

İlim irfansahibi

Trabzon’da bir ilçe

Dilek

Erdem

File

Uydumuz

Bir bağlaç

Lityumunsimgesi

Kent dışıpiknik alanı

Son

Takımlarkümesi

Kütahya’da bir ilçe

Havadansudan

Zorluklarıyenme gücü

Hatay’da bir nehir

HititTahlil

Zorlu, müşkül

Avrupa Birliği(kısa)

Dağ kırlangıcı

Jeolojideçukur

CüzamDüzen Gaziantep’te

bir ilçe

Yemek listesi

Bir üzüm türü

Tutmaorganımız

Hayvansal bir besin

Titanınsimgesi

İstekli

Bir tür kefillik

KüçümenZiyan

İnce, yüksekses

Bir sebze

Işık

Gece denizdeoluşan

parıltılar

Geçmiş tarihanlatır

Mafsal

Nazi hücumkıtası

Vilayet

Faal

Cet

Ekmek işiniyapma

EhilÇoğul birinci

kişi

Füze

MercanadaEndüstri

Alantopu

Vücudumuzunkemik bölümü

Gelir

Farzlar

Demiryolu

Sıvı

Sıva aracı

Aşağı taraf

Enenmişheyven

Polis binası Varsayım

Meyil

Sermaye

Dördül

Tehlike

Onuncu ay

Ahlaksal

Zayıf, hastalıklı

Ün

Kabaca evet

Çok direkligemide arka

direk

Kansızlık

Giderme, yok etme

Şeyler,nesneler

Bir pamuktürü

Buyruk

Apansız

Kovuk

Merkez

Bir şirket türü

İleri karşıtı

Olumsuzluköneki

Saçtutturacağı

At binmeliğiYazman

Kral başlığı

Bir sayatabitkisi

Gazlı biriçecek

Gizli yer

Kamu İktisadiTeşekkülleri (kısa)

Japontiyatrosu

Şehir

Arnavutlukparası

RutubetGüç

Efendi,kumandan

Alçak tabureMühendis

cetveli

Boru sesiAnlayış

Zor karşıtı

Arjantinplakası

Müzikte canlıanlamında

Panamaplakası

Bir tür peynirSuçlunun

bileklerinetakılır

Dişi sığır

Kayınbirader İspanyol nidası Kıta Kavga,

patırtı

NEŞET ERTAŞ

1

2

3

4

5

6

7

8 910

11

12

13

14

15

16

BULMACA25 21 - 27 araLık 2012 ZAMAN FRANCEpazar bulmaca 21 EKİM 2012 PAZAR 3

KARE BULMACA

ÇÖZÜMLER SÖZCÜK AVI

Afla€›da ki söz cük le ri bul ma ca ka re le rin de aray›n ve bul duk lar›n›z›n üze -ri ni ka ra lay›n. Ge ri de ka lan harf ler, He ec kel’in bir sö zü nü olufltu ra cakt›r.

AKSON

BOHÇA

CEMİL

ÇITAK

DAVUT

EZBER

FİRUZ

GOTİK

HALKİ

IŞKIN

İHZAR

JAKET

KISKA

LOTUS

MODEM

NİNJA

ORFOZ

ÖLGÜN

PERİZAT

SOL DAN SA⁄A1. Geçtiğimiz günlerde 54 yaşında vefat eden dünyaca ünlü resimdeki kanunsanatçımız – Kur’an-ı Kerim’in 28. Suresi. 2. Suçu bağışlama – 1930 – 1987arasında yaşamış tiyatro ve sinema sanatçımız – Kimi yörelerde kadınların giy-dikleri çarşaf. 3. En gelişmiş röntgen tekniği – Bir kimsenin daimi ikametgâhı– Evrenpulu – Bir yerde çalışan kimselerden her biri. 4. Hayvanın başı ile yap-tığı vuruş – Lezzet – Geçerli olan, yürürlükte olan – Zonguldak yöresi halkoyunu. 5. Çok iri, zehirli örümcek – Romatizma ağrısı – Gemi barınağı. 6.Büsbütün, toptan – Kurtuluş, selâmet – İstanbul’un bir ilçesi. 7. Kireç, sönme-miş kireç – Hollanda’nın plâka işareti – Koruyan, himaye eden – İlkel silâh. 8.Mersin yakınlarında Akdeniz’e dökülen bir çay – Anlamlı işaret, parola –Tekerlekler ile direksiyon arasındaki bağlantıyı sağlayan demir çubuk. 9.Mikroskop camı – Bir şeyin doğru olduğunu kabul etmek için yanına yapılan işa-ret – Güneş doğmadan az önce beliren aydınlık. 10. İçinde Kur’an-ı Kerimdenbazı ayet ve surelerin bulunduğu dua kitabı – Üstünde safran renginde nakışlarbulunan ipek kumaş. 11. Bir nota – Açıklama – Ziyafet – Ham ipekten yapılmışastarlık kumaş. 12. Koruma, esirgeme – Şenliklerde kurulan süslü kemer –Şaşma ünlemi. 13. Besinlerden alınan enerji değeri – Değiş tokuş. 14. Kurusoğuk – Bir gösterme sözü – Küçük mağara – Bir tür başlık. 15. Hayırlı bir dav-ranış karşısında Allah (cc) tarafından verileceğine inanılan ödül – PeygamberEfendimizin (sas) sohbetinde, yanında bulunan kimseler – Başkanlık. 16. Milli– İyice dövülmüş buğday ve etle yapılan bir yemek. 17. Bir nota – Gürbüz bebek– Hak aşığı – Ateş olan yerden çıkar. 18. İtikat – Kırgızistan’ın başkenti –İmparator karısı. 19. Karışık renkli – Tembih sözü – Ordu görevlisi – Uçmaorganı. 20. Ateş – Dünyanın en hızlı koşan hayvanı – Gelecek, istikbal – Tanelimeyve – Judodan önce yapılan hareketlerin genel adı.

YU KA RI DAN AfiA⁄IYA1. Allah’a (cc) şükretme – Yedi Osmanlı saltanat sancağından biri – Bir kim-senin niteliklerini övmek için yazılan şiir. 2. Satrançta özel bir hareket –Sonsuza kadar – İsim. 3. Bir nota – Gizleme – Ek – Vilâyet. 4. Görevi yerinegetirme – Musikimizde bir makam – Bir süs bitkisi – Erek, maksat. 5. Trajedi– Favori – İnce deri – Geminin arka tarafı. 6. Bir yağış şekli – Allah’a (cc) ina-nış yolu – Güvenlik – Allah (cc) ve insan sevgisinden yoksunluk. 7. Allah’ın(cc)kanunu, sünnet – Helyumun simgesi – Musikimizde tempo – Su. 8. Küçükkitap, broşür – Sinirli. 9. Alüminyumun simgesi – bir renk. 10. Çayın kıvamı –Bir renk – Sığ sularda işleyen altı düz tekne. 11. Birleşmiş MilletlerÇocuklara Yardım Fonu – Negatif. 12. Belli bir köşede, bilimsel, ekonomik,politik, sanatsal konularda yayınlanan gazete yazısı – Başlıca yiyeceğimiz. 13.Eskiden toprak ürünlerinden onda bir oranında alınan vergi – Vaktinden önce.14. Nikelin simgesi – Din bilimi – Yeşil ile mavi arasındaki renk – Radyumunsimgesi. 15. Mühendis cetveli – Kuruntuya düşürme anlamında eski sözcük– Bitkibilim. 16. Arap alfabesinde bir harf – Kaba dokunmuş yün kumaş –Gereğinde kullanmak üzere fazladan bulundurulan. 17. Musikimizde birmakam – Bulaşıcı bir hastalık. 18. Açık sarı – İşyeri, büro – Kulağın duyabil-diği titreşim – Hac ibadeti sırasında şeytan taşlanan kutsal dağ. 19. Tütünkurutma sergisi – Gelincik balığı türü – Rey – Eşlik etme. 20. Küçük mızrak –Yeterlilik – Durgun, temiz su anlamında kullanılan denizcilik terimi.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

12

13

14

15

16

17

18

19

20

T U T L T U Ğ U A Ç İ K L A H

N D N U İ Z B Ç K I E N İ N M

S A İ Ü Z M H İ İ T T U O T I

A V T N G O E B T A E S N A Ş

İ U M A B L S C O K K A Y J K

F T A L Z A Ö R G A J D A N I

S U T O L İ R E B Z E A N İ N

M O D E M R R Ç I K I K K N P

K O L L A A R E I N I I Z E A

A T I Z L I Y O P S R U M Ö T

L Ü H O R F O Z K M Z U R İ F

B İ E N İ Ç A A Ğ I R I Y O R

KARE BULMACASOLDAN SAĞA1. Halil Karaduman – Kasas. 2. Af – Adile Naşit – Car. 3. MR – Adres – Mika– Eleman. 4. Tos – Tat – Cari – Amani. 5. Karadul – Yel – Liman. 6. Kâmilen-Felah – Şile. 7. Kils – NL – Hami – Ok. 8. Alata – İm – Rot. 9. Lam – Sah –Şafak. 10. Enam – Abani. 11. Mi – İzah – Toy – Sof. 12. Himaye – Tak – Ya.13. Kalori – Takas. 14. Ayaz – Şu – İn – Bere. 15. Sevap – Sahabe – Riyaset.16. Ulusal – Keşkek. 17. Do – Apalak – Emre – Duman. 18. İman – Bişkek –Melike. 19. Ala – Emi – Asker – Kanat. 20. Od – Çita – Ati – Nar – Kata. YUKARIDAN AŞAĞIYA1. Hamt – Akalem – Kaside. 2. Rok – İlânihaye – Ad. 3. La – Saklama – İlâve– İl. 4. İfa – Rast – Mimoza – Amaç. 5. Dram – As – Zar – Pupa. 6. Kar – Din– Asayiş – Lanet. 7. Adetullah – He – Usul – Ma. 8. Risale – Asabi. 9. Al –Haki. 10. Dem – Al – Şat. 11. UNİCEF – Eksi. 12. Makale – Ekmek. 13. Aşar– Erken. 14. Ni – İlâhiyat – Tirşe – Ra. 15. TE – İham – Botanik. 16. Lam –şayak – Yedek. 17. Acemaşiran – Kabakulak. 18. Samani – Ofis – Ses –Mina. 19. Aran – Lota – Oy – Refakat. 20. Nizek – Kifayet - Neta

ANAGRAM BULMACAAkıl para ilen satılmaz.

PETEK BULMACA1. Ekabir. 2. Revani. 3. Atamak. 4. Maraba. 5. Lahana. 6. Tereke. 7. Necati. 8.Karate. 9. Rabıta. 10. Hatalı. 11. Reklam. 12. Acımak. 13. Tasarı. 14. Esatir.15. Pilaki. 16. Yalnız. 17. Morina. 18. Anafor 19. Rafine. 20. Piyasa. 21.Zırnık 22. Takrir. 23. Mutfak. 24. Fiziki. 25. İsabet. 26. Yalçın. 27. Baykal. 28.Mazlum. 29. Tilmiz. 30. Tespit.

SÖZCÜK AVITuttuğunuz benim, sizi tutan benim / Sayfalardan çıkıp kollarınızaatılıyorum / Ölüm beni çağırıyor

SÖZCÜK MERDİVENİHAMAL - HAYAL - HAYAT - BAYAT - BAYAN - BEYAN - BEY‹N - BEY‹T

SARMAL BULMACAİÇE DOĞRUEdik – Rotil – Otokar – İftira – Nispet – Na – İz – Agraf – Nafiz – Retime –Garaz – Namert – İktidar – Apranti – Malakit – Fitil – Laktoz – İpeka – La –KakDIŞA DOĞRUKakalak – Epizot – Kalli – Tiftik – Alamit – Nar – Parad – İt – Kitre –Manzara – Gemi – Terzi – Fanfar – Gaziantep – Sinarit – Firak – Otolit -Orkide

SUDOKU ÇÖZÜMLER‹

HALİL KARADUMAN

5 9 3

7 2 1

6 4 8

8 7 1

5 4 6

9 2 3

4 2 6

3 8 9

7 1 5

3 5 2

8 1 7

9 6 4

7 6 9

4 3 5

1 8 2

8 4 1

6 9 2

5 7 3

2 7 6

4 3 9

1 8 5

3 1 8

2 5 7

6 9 4

9 5 4

1 6 8

2 3 7

3 5 8

9 4 6

1 7 2

6 1 4

5 2 7

8 3 9

7 2 9

3 8 1

5 6 4

8 6 5

4 2 9

7 3 1

9 4 3

7 5 1

2 6 8

2 1 7

6 3 8

9 4 5

2 1 7

6 9 3

5 8 4

4 9 6

1 8 5

3 7 2

8 5 3

4 7 2

1 9 6

‹ki ülkeparas›n›nkarfl›l›kl›de€eri

Yalan, dolan, hile

Kum fal›

Ama, fakat

Özel gezintigemisi

Kopça

K›sa k›r fliiri

Ses

Bahçeyeflillendiren

ot

Tiyatro yazar›

Renklikelebek türü

Becerikli,usta

‹htiyar karfl›t›

Zay›f, c›l›z

Sa€a yat›kharf

Dü€me deli€i

Japon intihar uça€›

Zulmeden

Tabaklanm›flceylan derisi

Kumafl›n altdokusu

Kahvekremas›

Tüketmek ifli

Üstresimdeki

aktör

Fener bah -çe'nin lakab›

Müspet ilim

Yar›fl›n bitifl yeri

Silahla at›l›r

Hane

Pem be renk lisüs ta fl›

Atefl (Eski dil)

Suriyebaflkenti

At›n a€z›natak›lan demir

S›n›flama

Seslenmeünlemi

Bir börülceçeflidi

Cami nin ezanoku nan ye ri

Güney Afrikaplakas›

Japonya para birimi

Ekmek

‹ç Ege'de bir göl

Nüktedan

Ülke, yurt

Bir yerdeoturma

S›k do kun -mufl pa tis ka

Bir arayagelmifl

Güdülenme

Bir nota

Yank›

Civar

Çiftlik iflçisi

‹n gi liz uzun -luk öl çü sü

Mahkememkarar›

Neonelementinin

simgesi

Japon çiçekdüzenleme

sanat›

Art›rma

Ad

Voleyboldasert vurufl

‹stemeyeistemeye

Ülkemizde›rmak

Köy oyun la r› n›yö ne ten kim se

Zamkl› cila

Mangan›nsimgesi

Tayinedilmek

Maç›n herbölümü

Panamaplakas›

Satrançtaözel hareket

Bir ilimiz

Samsun'unilçesi

Kara Kuv vet -le ri Ko mu -

tan l› €› (k› sa)

Yeflil abanoz

ToprakMahsulleriOfisi (k›sa)

Yündenyap›lm›fl

üst giysisi

Gerçeklik

Okyanus

Günahtansak›nma

Lahza

Tabur (k›sa)

Küçük kanal

Tak›m (k›sa)

Trabzon'unilçesi

Budala, aptal

Japon Budarahibi

Soru sözü

K›sa ökçeli,ba€s›z

ayakkab›

Kaside

De€erli birsüs tafl›

Küçükma€ara

Ha va da bu lu -nan bir gaz

AlttakiBefliktafll›futbolcu

Kalça kemi€i

Emir veren, üst

Davetiye

Garsonyard›mc›s›

Salata bitkisi

‹terbiyumunsimgesi

Omurgakemiklerinden

her biri

Geliflme,ürem

Kökten,köktenci

Bir türgiyecek

Masallardaad› geçen

da€

Yanl›fl

Evrenpulu

Uzakl›kanlat›r

‹flletmeninani bat›fl›

Hayvan› i€difl etmek

Bez üzerineyap›lm›flya€l›boya

resim

Nitelik

Türkü, flark›

Büyük bilye

Kalsiyumunsimgesi

Ses yitimi

Nota durakiflareti

De€iflikkimse

G. Ame ri kas› ra da€ lar›

Tenisoynama arac›

Duvaraçak›lan tahta

Hayatarkadafl›

Sergen

Paylama

Besinmaddesi

Tiyatrodauzun

konuflma

Ceviz

Ölümlü,kal›ms›z

Zeybek

Çokbilmifl

fiart edat›

Peru'nunplaka iflareti

Köpek

Tespih,a€›zl›k

yap›lan tafl

Bulaflma

Kuran'da bir sure

Danan›ns›rt›ndanç›kan et

Çabuk,süratli

CÜNEYT ARKIN

HOLOSKO

T Y E A P H H C K S

C Ü N E Y T A R K I N O M A A F O N ‹

K A N A R Y A R E A L ‹ T E A Z A R

F E N N A N S U K M O K A S E N S A

T B A F A M A N ‹ S A T ‹ P Y

F ‹ N ‹ fi Z A M A R K T A E F E

D ‹ M E R M ‹ L A K A O K U N T U ‹ T

P A R ‹ T E K L A S M A N T K R A D ‹ K A L

D A L A V E R E ‹ N Ç M O P A L R A K E T

R E M ‹ L Y E fi ‹ M A T A N M A K K A L ‹ T E

L A K ‹ N ‹ L S M A Ç ‹ N I T A K O Z

Y A T K A M ‹ K A Z E K K K T E R E

U Z R A K M O T ‹ V A S Y O N fi

A G R A F fi A M R P A E B L E H

E G L O G M ‹ N A R E A N O M U R

Ü N ‹ N E Z E E K O T M O N E M A

Ç ‹ M M A T E ‹ K E B A N A K A F

fi‹FRE KEL‹ME 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16

Bir yerelyönetim

Orta resim-deki bozlak

ustası

Esas,asıl

Bir tahıl ölçeği

Neşeli

Borç veyaalacak

Dolama,kırlağan

İleri gelenler

Avrupa Eko-nomik Toplu-

luğu (kısa)

KutluBal gömeci

Şaşma ünlemi

Yabani masalhayvanı

Kumaş kesme aracı

Hangi kişi

Bir ilimiz

Müddet

Soy, sülaleOnarım

Aza

Deride oluşan kızartı

Ayaküstü,şipşak

Hile, dolap

Gemi barınağı

Çam su testisi

İstanbul’datarihi sarnıç

Üstün göste-ren nitelik

Resim çekme aracı

Bilme isteği

Askerin su kabı

Kentin dışmahalleleri

Bezginlikbildiren söz

Yerfıstığı

Zehir

Eski İtalyan parası

Yiğit delikanlı

Bir sinirhastalığı

Ayrılık Üstat, şeyh Belirti

Bakış

Sıcakta deri-den sızan sıvı

Bir maymuntürü

Sıkı

Kısa yazı

Ardınasaklanacak

yer

Canlı

Pasta

İnce yapılı

Bozlakustasının

doğduğu kent

Yer

Kötülük

Uçak tespitcihazı

Mevcut

Su

Bir yumurtapişirilişi

Küçük körfez

Arap alfabe-sinde bir harf

Suriyebaşkenti

Baryumunsimgesi

Gösteri

Galyumunsimgesi

Bir bağlaç

Bir nota

Erler

Mehil, süre

Aşırıya kaçma

Sahip

İde, düşünce

Bir maymuncinsi

Küçük birsinek, yakarca

Kitara Gecikme Teniste devre

Tasavvuf yolu

Olgunlaş-mamış

Tutu, ipotekEski bir serpuş

Beyin

Yemek yemeisteği

Yaşlı, kart

Tavır

Dönmeli cetvel

Lokanta

Uzaklık anlatır

Hac giysisi

Bir ırkAldatma

Küçük börülce

Yaşam

Kur’an-ıkerimin

64. suresi

Bir yerdeoturma

İlim irfansahibi

Trabzon’da bir ilçe

Dilek

Erdem

File

Uydumuz

Bir bağlaç

Lityumunsimgesi

Kent dışıpiknik alanı

Son

Takımlarkümesi

Kütahya’da bir ilçe

Havadansudan

Zorluklarıyenme gücü

Hatay’da bir nehir

HititTahlil

Zorlu, müşkül

Avrupa Birliği(kısa)

Dağ kırlangıcı

Jeolojideçukur

CüzamDüzen Gaziantep’te

bir ilçe

Yemek listesi

Bir üzüm türü

Tutmaorganımız

Hayvansal bir besin

Titanınsimgesi

İstekli

Bir tür kefillik

KüçümenZiyan

İnce, yüksekses

Bir sebze

Işık

Gece denizdeoluşan

parıltılar

Geçmiş tarihanlatır

Mafsal

Nazi hücumkıtası

Vilayet

Faal

Cet

Ekmek işiniyapma

EhilÇoğul birinci

kişi

Füze

MercanadaEndüstri

Alantopu

Vücudumuzunkemik bölümü

Gelir

Farzlar

Demiryolu

Sıvı

Sıva aracı

Aşağı taraf

Enenmişheyven

Polis binası Varsayım

Meyil

Sermaye

Dördül

Tehlike

Onuncu ay

Ahlaksal

Zayıf, hastalıklı

Ün

Kabaca evet

Çok direkligemide arka

direk

Kansızlık

Giderme, yok etme

Şeyler,nesneler

Bir pamuktürü

Buyruk

Apansız

Kovuk

Merkez

Bir şirket türü

İleri karşıtı

Olumsuzluköneki

Saçtutturacağı

At binmeliğiYazman

Kral başlığı

Bir sayatabitkisi

Gazlı biriçecek

Gizli yer

Kamu İktisadiTeşekkülleri (kısa)

Japontiyatrosu

Şehir

Arnavutlukparası

RutubetGüç

Efendi,kumandan

Alçak tabureMühendis

cetveli

Boru sesiAnlayış

Zor karşıtı

Arjantinplakası

Müzikte canlıanlamında

Panamaplakası

Bir tür peynirSuçlunun

bileklerinetakılır

Dişi sığır

Kayınbirader İspanyol nidası Kıta Kavga,

patırtı

B O Z K I R I N T E Z E N E S İ

NEŞET ERTAŞ

B T Ş E E M P C M K S

N E Ş E T E R T A Ş Ü Y E A L A M İ N Ü T

L İ M A N Y E R E B A T A N K A M E R A

S E N E K M A T A R A E L A M A N S E M

D İ L A V E R F İ R A K V E S İ L E İ

T İ K N A Z A R T E R D A R S İ P E R

Y N A R İ N M E K A N R A D A R M A

K E K K O Y Ş A M Ş O V K İ E R A T

I S Ş E B E K G İ T A R R Ö T A R

İ F R A T T A R İ K A T R E H İ N F E S

İ Ş T A H E D A E

E K E T A A L İ D A T

İ H R A M M A Ş

A R İ R İ H A N E T

R İ C A A Ğ V E

O F K I R A Y L İ G

A F A K İ A S İ A

A Z İ M F E T İ A B

İ N E Ç M E N Ü

A L A T E N A R A B A N

E L T İ A V A L

E T T İ Z Z F E İ A U Z B İ Z

S A N A Y İ İ S K E L E T F A R İ Z A

A T O L M A Y İ A L T K A R A K O L R

E Ğ İ M K A R E E K İ M A R I K H A

A N A P A R A A N E M İ E Ş Y A E M İ R

İ N L İ M İ T E T N A A K A T İ P

Ü S G A Z O Z K İ T K E N T N E R K

T E İ Z A N K O L A Y A N İ M A T O

O T U R A K L O R K E L E P Ç E İ N E K

İ N İ O L E A N A K A R A M A R A Z A

1

2

3

4

5

6

7

8 910

11

12

13

14

15

16

BULMACA26 21 - 27 araLık 2012 ZAMAN FRANCE

SARMAL SUDOKU

SÖZCÜK MERD‹VEN‹

PUZZLE BULMACA

‹ÇE DO⁄RU1-4 Kısa çizme 5-9 Arabanın üzerinde gittiği, teker-lerin merkezden üzerine oturduğu parça 10-15 Büyükgezi otobüsü 16-21 Kara çalma 22-27 Oran 28-29Sodyumun simgesi 30-31 Belirti 32-36 Kanca, kopça37-41 Sözü geçen, etkili olan 42-47 Bir şeyi unutma-mak için parmağa bağlanan iplik 48-52 Kin 53-58Mert olmayan 59-65 Güç, erk 66-72 Jokey yamağı 73-79 Bakırtaşı 80-84 Lambada, kandilde ve mumdayağın, çakmakta benzinin yanmasını sağlayan, türlübiçimlerde bükülmüş pamuktan yapılan genellike yağçekici madde 85-90 Süt şekeri 91-95 Altınkökü 96-97Bir nota 98-100 Elma, armut kurusu

‹ki sudoku bul ma cam›zda ki her sat›r, her sü tun ve 3x3’lük her ku tu ya, 1’den 9’a ka dar ra kam lar yer leflti ri -le cek tir. Her sat›r, her sü tun ve 3x3’lük ku tu bö lüm le rin de 1’den 9’a ka dar say›lar bir kez kul lan›la cakt›r.

Merdivenin ilk basama€›ndaki HAMAL sözcü€ününü son basamaktaki BEY‹T sözcü€üne ulaflmak için birer harf de€ifltirin DIfiA DO⁄RU

100-94 Hamamböceği 93-88 Epik tiyatrodadaki bağım-sız oyun bölümleri 87-83 Sincap 82-77 Bir keçi türü 76-71 Pamuk ipliğini sarmaya yarayan el çıkrığı 70-68 Birmeyve 67-63 Eskrimde bir savunma biçimi 62-61Köpek 60-56 Gevenden çıkarılan bir tür zamk 55-49Genel görünüm 48-45 Bir deniz taşıtı 44-40 Giysi dikenkimse 39-34 Üflemeli bakır çalgılardan oluşanorkestra 33-25 Bir ilimiz 24-18 Bir balık türü 17-13Ayrılış, ayrılık 12-7 İşitme taşı 6-1 Değerli bir çiçek türü

A Ş İ K A R

K U Z E Y

O N A R I M

Afla€›daki sözcükleri birer puzzle parças› gibi yerlerine yerlefltireceksiniz.

2 HARFLİAV AY BA CE

DA KU NA OMOZ PA ŞU TUUN UR UT VE

3 HARFLİADA BİT DALETİ GAG HAM

KOK MOL NUHOBA OKA OTOOYA PUS RUHUDİ ULA ZAM

4 HARFLİAGAH AJANSAKOR AKUTASES ATIKAVAM DEYİEREK FAVA

FEDA FOYAGAYE HİBEİTAP İZAH KOLİ NURİOCAK OVAL

PURO SUMOTOTO YOGA

5 HARFLİADETA AURUM ASABİ AVARE BALET FİDAN İHATA

KUZEYMOREN NANİK OKUMA

OMEGA PAZAR PİPET

SAHAN SİHİR

VUZUH

6 HARFLİARADANAŞİKARDEFİLE GALETA

HARNUP İZAFET

KURADA ONARIMOTONOM PİRİNA ŞAMATAULUSAL

HAMAL

BEY‹T

ÇEM‹fiYEM‹fi

YEM‹NYEMEN

YEMEKYELEK

YEDEK

ÖRNEKT‹

R

‹ki ülkeparas›n›nkarfl›l›kl›de€eri

Yalan, dolan, hile

Kum fal›

Ama, fakat

Özel gezintigemisi

Kopça

K›sa k›r fliiri

Ses

Bahçeyeflillendiren

ot

Tiyatro yazar›

Renklikelebek türü

Becerikli,usta

‹htiyar karfl›t›

Zay›f, c›l›z

Sa€a yat›kharf

Dü€me deli€i

Japon intihar uça€›

Zulmeden

Tabaklanm›flceylan derisi

Kumafl›n altdokusu

Kahvekremas›

Tüketmek ifli

Üstresimdeki

aktör

Fener bah -çe'nin lakab›

Müspet ilim

Yar›fl›n bitifl yeri

Silahla at›l›r

Hane

Pem be renk lisüs ta fl›

Atefl (Eski dil)

Suriyebaflkenti

At›n a€z›natak›lan demir

S›n›flama

Seslenmeünlemi

Bir börülceçeflidi

Cami nin ezanoku nan ye ri

Güney Afrikaplakas›

Japonya para birimi

Ekmek

‹ç Ege'de bir göl

Nüktedan

Ülke, yurt

Bir yerdeoturma

S›k do kun -mufl pa tis ka

Bir arayagelmifl

Güdülenme

Bir nota

Yank›

Civar

Çiftlik iflçisi

‹n gi liz uzun -luk öl çü sü

Mahkememkarar›

Neonelementinin

simgesi

Japon çiçekdüzenleme

sanat›

Art›rma

Ad

Voleyboldasert vurufl

‹stemeyeistemeye

Ülkemizde›rmak

Köy oyun la r› n›yö ne ten kim se

Zamkl› cila

Mangan›nsimgesi

Tayinedilmek

Maç›n herbölümü

Panamaplakas›

Satrançtaözel hareket

Bir ilimiz

Samsun'unilçesi

Kara Kuv vet -le ri Ko mu -

tan l› €› (k› sa)

Yeflil abanoz

ToprakMahsulleriOfisi (k›sa)

Yündenyap›lm›fl

üst giysisi

Gerçeklik

Okyanus

Günahtansak›nma

Lahza

Tabur (k›sa)

Küçük kanal

Tak›m (k›sa)

Trabzon'unilçesi

Budala, aptal

Japon Budarahibi

Soru sözü

K›sa ökçeli,ba€s›z

ayakkab›

Kaside

De€erli birsüs tafl›

Küçükma€ara

Ha va da bu lu -nan bir gaz

AlttakiBefliktafll›futbolcu

Kalça kemi€i

Emir veren, üst

Davetiye

Garsonyard›mc›s›

Salata bitkisi

‹terbiyumunsimgesi

Omurgakemiklerinden

her biri

Geliflme,ürem

Kökten,köktenci

Bir türgiyecek

Masallardaad› geçen

da€

Yanl›fl

Evrenpulu

Uzakl›kanlat›r

‹flletmeninani bat›fl›

Hayvan› i€difl etmek

Bez üzerineyap›lm›flya€l›boya

resim

Nitelik

Türkü, flark›

Büyük bilye

Kalsiyumunsimgesi

Ses yitimi

Nota durakiflareti

De€iflikkimse

G. Ame ri kas› ra da€ lar›

Tenisoynama arac›

Duvaraçak›lan tahta

Hayatarkadafl›

Sergen

Paylama

Besinmaddesi

Tiyatrodauzun

konuflma

Ceviz

Ölümlü,kal›ms›z

Zeybek

Çokbilmifl

fiart edat›

Peru'nunplaka iflareti

Köpek

Tespih,a€›zl›k

yap›lan tafl

Bulaflma

Kuran'da bir sure

Danan›ns›rt›ndanç›kan et

Çabuk,süratli

CÜNEYT ARKIN

HOLOSKO

5 3

2

8

1

5

2

KO

LAY

ZOR

4

9

7

2

8 7

6 4

6

8

8 4

6 2

5

6

4

5

1

7

6

9

6

2 7

8

9

1

6

2 7

5 6 4

5

2 9

9 4

5

6

6 3

8 9

1 8

2

3

2

1

2 1 7

pazar bulmaca21 EKİM 2012 PAZAR4

Projet1_260 06/12/12 10:54 Page1

traBZOn, ÇareYi GUrBetÇiDe BUlDU

f28spor

21 - 27 ARALIK 2012 ZAMAN FRANCE

NURİ’NİN ADA’DA KAFASI KARIŞTIİngiliz devi Liverpool’da forma giyen milli futbolcumuz Nuri Şahin, oynadığı mevki hakkında açıklamalarda bulundu. Sezon başında 1

yıllığına Real Madrid’den Liverpool’a kiralık giden genç oyuncu, “Kariyerim boyunca savunma önünde oynadım. Fakat Liverpool’da

klasik 10 numaralar gibi forvet arkasında mücadele ediyorum. Kafam karışıyor. Benim yerim defans önü. Oyun kurucu olarak çok

daha rahat futbol sergiliyorum.” ifadelerini kullandı.

28spor

-Bordo-Mavili kulübün Ge-nel Menajeri Giray Bulak,

takımın istenilen seviyede olma-dığını ancak iyi yolda ilerlediğini söyledi. Ocak ayında kadrodaki yabancı futbolcu sayısını azalta-caklarını belirten Bulak, “Transfer her zaman yapılabilir. Yabancı futbolcu sayımız fazla, bunu dü-şürmeyi planlıyoruz. Bunun ya-nında bulabildiğimiz kadar Türk futbolcu almak istiyoruz. Bunu yaptığımız zaman daha başarılı olabilecek bir Trabzonspor ortaya çıkacak.” dedi.

“aLmanYa ÇOk BüYük Bir kaYnak”Kendisinin yakın zamanda Almanya’ya giderek daha önce izlenen futbolcular ve aileleri ile görüştüğünü dile getiren dene-yimli futbol adamı, “Sercan Sara-rer ilgilendiğimiz bir oyuncu. Ser-can, Ömer Toprak, Eren Derdiyok gibi oyuncuları zaten izlemeye

gerek yok. Biz Almanya’da daha hiç gündeme çıkmamış futbol-cuları izliyoruz. Görüşmelerimize devam ediyoruz. Almanya çok büyük bir kaynaktır. Devre arasın-da Almanya’dan kadroya oyuncu gelebilir.” diye konuştu.

Volkan Şen’in şu anda bir dal-galanma yaşasa da kadrolarındaki bir isim olduğunu kaydeden Giray Bulak, 1461 Trabzon’dan da fut-bolcu alabileceklerini vurguladı.

Kupada Galatasaray’ı eleyen pilot takımlarıyla ilgili önemli açık-lamalarda bulunan Genel Menajer Bulak, “Her yönü ile Trabzon’dan oluşan bir takım. Hem ligde hem kupada iyi yol aldılar. Bunun dı-şında Trabzonspor’a oyuncu ve-recek durumdalar. Bu bakımdan 1461’in durumundan memnunuz. Eğer Süper Lig’e çıkarlarsa onunla ilgili planlamaları yaptık. Zaman içinde bunu açıklayacağız.” ifade-lerini kullandı.

traBZOn, ÇareYi GUrBetÇiDe BUlDU

21 - 27 ARALIK 2012 ZAMAN FRANCE

NURİ’NİN ADA’DA KAFASI KARIŞTIİngiliz devi Liverpool’da forma giyen milli futbolcumuz Nuri Şahin, oynadığı mevki hakkında açıklamalarda bulundu. Sezon başında 1

yıllığına Real Madrid’den Liverpool’a kiralık giden genç oyuncu, “Kariyerim boyunca savunma önünde oynadım. Fakat Liverpool’da

klasik 10 numaralar gibi forvet arkasında mücadele ediyorum. Kafam karışıyor. Benim yerim defans önü. Oyun kurucu olarak çok

daha rahat futbol sergiliyorum.” ifadelerini kullandı.

süper Lig’in devre arasında köklü bir kadro değişikliğine git-meye hazırlanan Trabzonspor’da rota Almanya’ya çevrildi.

kadrosunu güç-lendirmek isteyen trabzonspor, Almanya’daki Türk kökenli fut-bolcuları yakın takibe aldı.

serCan sararer

Ömer tOPrakeren DerDiYOk

-Fenerbahçeli futbolcu Bekir İrtegün, UEFA Av-rupa Ligi'nde grup maçlarında öne çıkan yıl-

dızlar arasında yer aldı. Avrupa Futbol Federasyon-ları Birliği'nin (UEFA) internet sitesi Uefa.com'daki,

''UEFA Avrupa Ligi'nde grup maçlarının yıldızları'' başlıklı haberde, ilk 11 arasında Be-kir İrtegün de yer aldı. Defans oyuncuları arasında yer alan İrtegün için ''Uzun yıllardır Türkiye'de oynuyor, ancak iki sezondur gözle görülür bir gelişme gösterdi'' denildi.

İrtegün'ün, Fenerbah-çe Teknik Direktörü Aykut

Kocaman'ın bu sezon değişmez ilk 11'inde yer aldığı vurgulanan haberde, futbolcunun Marsilya maçında attığı rövaşata golü hatırlatıldı.

ueFa aVruPa LiGi'nin iLk 11'i Şu isimLerDen OLuŞtu: Hugo Lloris (Tottenham Hotspur), Benoit Tre-moulinas (Bordeaux), Aleksandar Dragovic (Ba-sel), Bekir İrtegün (Fenerbahçe), Pavel Horvath (Viktoria Plzen), Yevhen Konoplyanka (Dnipro Dnipropetrovsk), Alexandru Bourceanu (Steaua Bükreş), Taison (Metalist Kharkiv), Jelle Vossen (Genk), Edinson Cavani (Napoli), Raul Bobadil-la (BSC Young Boys).

ueFa’nın yıldızları arasında erHan GüVen İSTANBUL

-Kupada Göztepe’yi 4-0 mağlup edip gruplara kalan F.Bahçe’de

gözler derbiye çevrilirken yedek oyun-cuların formu teknik heyeti sevindirdi. Özellikle Alex’in veliahtı olarak gösteri-len Sezer Öztürk’le kendini toparlayan Milos Krasiç’in ilk 11’i zorlaması Aykut Kocaman’ı memnun etti. Genç Recep Niyaz da attığı golle ‘Beni de unutmayın’ mesajı verdi.

Fenerbahçe, Göztepe’yi 4-0 yenerek Ziraat Türkiye Kupası’nda gruplara ka-lırken bu galibiyet Galatasaray’la oyna-nacak maç öncesi Sarı-Lacivertli ekibe büyük moral oldu.

Teknik Direktör Aykut Kocaman’ı sevindiren bir başka gelişme de form du-rumunu yükselten bazı futbolcuların ilk 11’i zorlayacak seviyeye ulaşması. Tec-rübeli çalıştırıcının alternatifl erinin ço-ğalması ve kulübenin güçlenmesinden memnuniyet duyduğu, derbide bu isim-lere görev vermeyi düşündüğü belirtildi.

Yeni aLeX: seZerKanarya’da son haftalarda öne çıkan oyuncu ise hiç şüphesiz ki Sezer Öztürk. Göztepe önünde 2 gol, bir asistle yıldızı-nı biraz daha parlatan yetenekli futbolcu,

artık Süper Lig’de de takımda yer bul-mayı hedefl iyor. Kocaman da Sezer’i, takımdan ayrılan Alex gibi ofansif orta saha olarak kullanmayı planlıyor.

sırP YıLDıZ PatLamaYa HaZırDeneyimli hocanın gözüne girmeyi ba-şaran bir diğer oyuncu Milos Krasiç. Sa-rı-Lacivertli formayla ilk golünü atan Sırp futbolcunun, sezonun ikinci yarısında patlama yapacağı ifade ediliyor. Göztepe karşılaşmasında şans yakalayan 17 ya-

şındaki Recep Niyaz da Sezer ile Krasiç gibi Fenerbahçe’nin yeni kazanımların-dan birisi. A Takımda ilk kez ağları ha-valandıran genç yetenek, bundan sonra daha fazla süre alacağa benziyor.

HüCum Hattı BeLLiÖte yandan, Aykut Kocaman’ın derbide görev vereceği kadroyu kafasında netleş-tirdiği öğrenildi. Defansta Gökhan, Be-kir, Yobo ve Hasan Ali’den vazgeçmeyen deneyimli hoca, Mehmet Topal, Meireles ile Cristian üçlüsünü bozmayı da düşün-müyor. Hücum hattında Kuyt, Caner ve Sow’u kullanacak olan Kocaman, Stoch, Krasiç ile Sezer’den de maçın gidişatına göre yararlanmayı planlıyor.

reCeP, 6 aYDır Bu anı BekLiYOrmuŞFenerbahçe’nin gelecek vaat eden oyun-cularından Recep Niyaz, Türkiye Kupa-sı’ndaki Göztepe maçında Sarı-Lacivertli formayla ilk golünü attı. Büyük sevinç yaşayan 17 yaşındaki futbolcu, koşarak yedek kulübesinin olduğu bölüme git-ti ve teknik direktör Aykut Kocaman’a sarıldı. 6 aydan beri takım arkadaşları ve kulüp çalışanlarına ağları havalandırdı-ğında hocasına koşacağını söyleyen Re-cep Niyaz, sonunda amacına ulaştı.

Fener’de alternatifl er artıyor

Fenerbahçe’de form grafi ği

yükselen milos krasiç, Sezer

Öztürk ve Recep Niyaz

Teknik Di-rektör Aykut

Kocaman’ı sevindiriyor.

reCeP niYaZ

SPOR29 21 - 27 araLık 2012 ZAMAN FRANCE

-Son olarak Galatasaray ile Fenerbahçe arasında

oynanan derbide sarı-lacivertli futbolcu Bekir İrtegün'ün ken-di kalesine gol atmasıyla, son 2 sezonda derbilerde kalesini şaşıran futbolcu ve gol sayısı 6'ya ulaştı.

Galatasaraylı futbolcular 3 kez kendi kalesine gol atıp, bu alanda başı çekti. Beşik-taşlı futbolcular da 2 kez topu kendi kalelerine gönderirken, Fenerbahçe bu süre içinde sadece son Galatasaray der-bisinde Bekir İrtegün ile kendi kalesine gol attı.

GaLatasaraY YeniLmeDi Sarı-kırmızılılar, kendi kale-lerine gol attıkları 3 maçta da yenilgi yüzü görmedi. Ga-

latasaraylı futbolcular, son 2 sezonda hep Beşiktaş derbile-rinde kalelerini şaşırdı ve bu 3 maçın birini kazandı, ikisinde ise berabere kaldı.

Beşiktaş ise futbolcuları-nın kendi kalesine gol attığı iki maçın birini yitirdi, birinde de berabere kaldı. Fenerbahçe ise bu süreçte sadece bir kez kendi kalesine gol attı ve son Galatasaray derbisinde saha-dan yenilgiyle ayrıldı.

spor toto süper Lig'de son 2 sezonda oynanan derbi maçlarda kendi kalelerine gol atan futbolcuların sayısında artış gözlendi.

2011-2012 sezonu: Galatasaray-Beşiktaş..: 3-2 Semih Kaya (Galatasaray) Galatasaray-Beşiktaş..: 2-2 Hugo Almeida (Beşiktaş), Tomas Ujfalusi (Galatasaray) Fenerbahçe-Beşiktaş...: 2-1 Egemen Korkmaz (Beşiktaş) 2012-2013 sezonu: Beşiktaş-Galatasaray..: 3-3 Felipe Melo (Galatasaray) Galatasaray-Fenerbahçe: 2-1 Bekir İrtegün (Fenerbahçe)

kalelerin şaştığı derbiler

DerBilerDe kaleleri şaşırıYOrlar

-Bu sezonki performansıyla övgü alan Beşiktaş’ın Slovak forveti Filip Ho-

losko, bireyselden çok takım başarısını önemsediğini söyledi.

Kupa da dahil olmak üzere 8 gole ulaşan 28 yaşındaki deneyim, Siyah-Beyazlı camiayı çok sevdiği için sene başında ücretinde ‘Feda’ dediğini anlattı. Beşiktaş’ın Slovak forveti Filip Holosko, hedefl eri arasında gol krallığının yer almadığını söyledi.

Ziraat Türkiye Kupası olmak üzere bu yıl 15 maçta rakip fi leleri 8 kez sarsan 28 yaşındaki deneyim, “Sezonu krallıkla bitirirsem muhte-şem olur; ancak böyle bir amacım yok. Takımım için mücadele ediyorum ve kafamdan geçen tek şey, elimden gelenin en iyisini ortaya koymak. Bireysel başarı çok önemli değil.” diye konuştu. Kariyerinin en iyi başlangıcını yapan tecrübe-li futbolcu, gollerden sonraki Gangnam Style dansına da değindi: “İlk izlediğimde hoşuma gitmedi; ancak sonrasında eğlenceli geldi. Evde çocuklarla ve eşimle beraber dans ediyoruz.”

Filip Holosko, bu yıl 15 maçta rakip fi leleri 8 kez sarstı.

Gol krallığında gözüm yok

SPOR30 21 - 27 araLık 2012 ZAMAN FRANCE

-Beşiktaş’ta 14 yıl futbol oynadıktan son-ra teknik direktörlük yapmaya başlayan

Mehmet Özdilek, Medical Park Antalyaspor’un başında 5. sezonunu geçiriyor. Süper Lig’de zirveye oynayan, Türkiye Kupası’nda da grup-lara kalan Kırmızı-Beyazlı ekipte kariyerinin en başarılı günlerini yaşayan tecrübeli çalıştırıcı, in-sanların kendisini Beşiktaş’la anmasından gurur duyduğunu söylüyor. 10 maç sonra Siyah-Be-yazlı ekibi yenerek kupanın dışına iten Mehmet Özdilek, Zaman’a samimi açıklamalar yaptı.

m.P. antalyaspor’da yaşadığınız büyük çıkışı nelere bağlı-yorsunuz?

Burada 5’inci sezonumu geçiriyorum. Hede-fimiz, ayakları yere basan, kurumsallaşmış bir kulüptü. 4 yıllık süreçte bu hususta büyük iler-leme kaydettik. Geçen yıl ders niteliğindeydi. 28. haftada, ilk 8’in en iddialı takımıyken son altı maçta kendimizi bir anda düşme potasında bulduk. 14 futbolcuyla yollarımızı ayırdık. 32 yaş

ortalamasını 23’lere çektik. Kaliteli yerli oyun-cularla yabancıları harmanladık. Şimdi meyve-lerini topluyoruz. Transferde de öncelikle kişili-ğe önem veriyoruz. Açıkçası bu çıkışı bu kadar çabuk beklemiyordum. Ancak hiçbir şey başar-madık, sadece doğruların peşinde koşuyoruz.

Futbolcu ‘Şifo mehmet’ ile antrenör mehmet Özdilek arasın-daki farklar neler?

İşimdeki başarının en önemli sebebi Beşiktaş kültürü. İngiltere’de kaldığım 7 ay kendimi ge-liştirme adına bana çok şeyler kattı. En büyük destekçim eski hocam İngiliz Gordon Milne’ydi. Bobby Robson’un da üzerimde çok büyük eme-ği vardır. Alex Ferguson’la ciddi bir çalışmamız oldu. Oyunculuk kariyerimde dünyanın önemli teknik adamlarıyla birlikteydim. Ortaya çıkan profil, Mehmet Özdilek’in kendisiydi. Doğrular benim doğrularım.

Beşiktaş’ı 10 maç sonra ilk kez üzdünüz. Hep, “Fenerbahçe, Galatasaray ve trabzon’a Beşiktaş’tan daha iyi hazırlanı-

yor.” deniyordu…

Beşiktaş’a karşı kazanamama sıkıntım vardı. Medical Park Antalyaspor da Beşiktaş’ı 16 yıldır mağlup edemiyordu. En azından bu şanssızlığı camia olarak kırdık. Hep kaybedemezsiniz, bir gün mutlaka bir şeyler değişecektir. Haklı ola-rak kupada son 8 ekip arasına girdik.

ağzınıza ne zaman, ‘Beşiktaş’ kelimesini alsanız, “siyah-Beyazlılara gelmeyi isterim.” diye yazılıyor. ileride böyle bir hedefiniz var mı?

Profesyonelim, bulunduğum konumu iyi yerlere getirme gayesindeyim. Burada olmaktan da çok mutluyum. Anadolu takımlarında 4-5 yıl uzun bir süreçtir. Beşiktaş, Mehmet Özdilek’in pişme-sinde büyük bir etkendir. 14 senede Beşiktaş’a saha içi ve dışında ciddi emek verenlerden biriy-dim. Beşiktaş benim için hayatımın mihenk taşı. İnsanların beni Beşiktaş’la anması gurur verici.

Beşiktaş sizden sonra ‘10 numara’sını bulamadı. sebep; transferdeki yanlışlar mı, yoksa oyun sistemlerinin değişik-liğe uğraması mı?

Önemli olan, takım olgusunu yansıtabilmek. Elbet bireyler ve yetenekleri önemli; ancak siz iyi bir ekip değilseniz bunun faydası yok. İyi bir takım olursak çok fazla kahramanımız olur, tek başına kahramanlık hayal. Zaten şahıslara yöne-lik oyun düşüncesi yavaş yavaş tarihe karışıyor.

mehmet Özdilek denince akla maalesef milli takım’ın o kötü isviçre maçı da geliyor. Özür dilemekle kalmadınız, görevi bıraktınız. istifa erdemine nasıl bakıyorsunuz?

Kendime yakıştıramadığım bir davranıştı. Ben, her şerden bir hayrın doğacağına inanıyorum. O gün onları yaşamasaydım, bugün bu şekil-de karşınızda olmayabilirdim. Alnıma yazılmış bir süreçti. İnsanlar hata yapabilir, benim için de böyle bir geceydi. Ama aynı hatayı iki kere yapmam. O günden çok ders çıkarttım. Gö-nül ister ki herkes aynı dersleri alsın. Ben isti-fa ettiğim günden bu yana toplumdan büyük bir sevgi seli gördüm. Bu da doğru davranışta bulunduğumun ispatı. 16 ay boyunca futbolun dışında kalmak zordu. Ama dirayetli durdum. Tabiri caizse kimseye eyvallah etmedim, etmem de. Hayat, kendi ayaklarımın üzerinde durmayı öğretti bana. Bugünkü konuma da tırnaklarımla kazıyarak geldim. O yaşanmışlıklar, bugünkü Mehmet Özdilek’i ortaya çıkardı.

16 kasım 1991’deki Fenerbahçe derbisinde, topun çizgiyi geçip geçmediği hâlâ konuşuluyor. O anı hatırlayınca heye-canlanıyor musunuz?

Ölçüm aleti piero pozisyona ‘gol’ dedi. İçeride ve dışarıda 49 maçta mağlubiyet yüzü görme-diğimiz serinin önemli bir yapı taşıydı. Geçmi-şe dönüp bunu hatırladığımda keyif alıyorum, ‘Ehh, ben de fena değilmişim.’ diyorum.

antalyaspor teknik Direktörü mehmet Özdilek, hayatının

dönüm noktalarından birisi olarak A Milli Takım’ımızın,

İsviçre’yle oynadığı olaylı maçı gösteriyor. 2006 Dünya Kupası baraj karşılaşmasının ardından yardımcı antrenör-lük görevinden istifa ettiğini

ve hatalarından ders çıkardı-ğını belirten tecrübeli çalış-tırıcı, “Gönül ister ki herkes

aynı dersleri alsın.” diyor.

ismi Beşiktaş’la özdeşleşen ‘Şifo’ lakaplı mehmet Özdilek, teknik direktörlüğünü yaptığı medical Park antalyaspor ile Beşiktaş’ı 16 yıl sonra mağlup etti ve Ziraat Türkiye Kupası’nın dışına itti.

Başarımın sırrı Beşiktaş kültürü

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

Basel-zaman gazetesi.pdf 1 17.12.2012 14:30