yüzyıllar to centuries iSLAM-TÜRK MEDENiYETi VE...

10
Xl. ve XVIII. Xl. to XVIII. centuries iSLAM-TÜRK MEDENiYETi VE AVRUPA ISLAMIC-TURKISH CIVILIZATION AND EUROPE Sempozyum International Symposium iSAM Konferans Salonu !SAM Conference Hall

Transcript of yüzyıllar to centuries iSLAM-TÜRK MEDENiYETi VE...

  • Xl. ve XVIII. yüzyıllar Xl. to XVIII. centuries

    iSLAM-TÜRK MEDENiYETi VE AVRUPA ISLAMIC-TURKISH CIVILIZATION AND EUROPE

    Uluslararası Sempozyum International Symposium

    iSAM Konferans Salonu !SAM Conference Hall

  • fl,cm. No:

    Tas. No:

    Xl. ve XVIII. yüzyıllar

    islam-Türk Medaniyeti ve Avrupa

    ULUSLARARASISEMPOZYUM 24-26 Kas1m, 2006 ·

    • Felsefe - Bilim

    • Siyaset- Devlet

    • Dil - Edebiyat - Sanat

    • Askerlik

    • Sosyal Hayat

    •Imge

    Organizasyon: Türkiye Diyanet Vakfı islam Araştırmaları Merkezi (iSAM) T.C. Diyanet işleri Başkanlığı Marmara Üniversitesi ilahiyat Fakültesi

    © Kaynak göstermek için henüz hazır değildir. 1 Not for quotation.

    1' ,.

  • Xl. ve XVIII. yüzyıllar

    Uluslararası Sempozyum

    HJRISTIYANLICIN RASYONEL YORUMUNDA ISLAM DOŞONCESININ ETKISI: AZIZ THOMAS ÖRNECI

    Süleyman DÖNMEL

    Thomas Aquinas'ın hayatı boyunca İbn Rüşd'e ve İbn Rüşdcülüğe karşı olan bir düşünce çizgisine sahip olduğu kabul edilmiştir. Ancak Thomas bu çizgiye sürekli bağlı kalamamıştır. Öyle ki başta pek çok felsefi meselede İbn Rüşd'ü yanlış yorumlayan İbn Rüşdeülüğe, İbn Rüşd'e ait fikirlerle karşı çıkarak adeta gizli bir İbn Rüşdcü olınuştur.

    Savunduğu bazı görüşleri dolayısıyla kilise tarafından önce aforoz edilen Thomas, daha sonra "Aziz" ilan edilmiştir. Son yüzyılda ise, onun, imanın akılla çelişınediği varsayımına dayalı din yorumları, Katolik kilisesince resmi öğreti olarak benimsenmiştir.

    İslam felsefesi, Aziz Thomas'nın günümüz Katolik kilisesince ısrarla önemsenen Hıristiyanlığın rasyonel yorumunda hatırı sayılır bir paya sahiptir. Hatta Thomas Aquinas'ın Aziz Thomas alınasında müslüman filozofların etkisi, olınazsa olınaz bir unsurdur.

    Tebliğde İbn Rüşd'ün Thomas'ya olan olumlu etkisi orijinal kaynaklar ışığında tartışmaya açılınaktadır.

    Anahtar kavramlar: Thomas Aquinas, İbn Rüşd, İbn Rüşdcülük, Hıristiyanlık, İslam, Akıl, İslam felsefesi.

    Giriş

    Batı 'nın düşünce tarihinde kalıcı izler bırakan meşhur teolog Aziz Thomas (1224/25-1274), pek çok eserinde felsefenin yardımıyla Hıristiyan aleidesinin akılla çelişmediğini ispatlamaya çalışmaktadır. Bunu yaparken de Orta Çağ Latin Avrupa'sında ekolleşmiş olan İslam filozoflarından yoğun olarak faydalanmaktadır. Mesela meşhur eseri Summa Theologiae'da (Teoloji Külliyatı'nda) sadece Müslüman filozofİbn Sina'ya ismini anarak 400'den fazla müracaat edilmektedir.

    Thomas'ın İslam felsefesiyle olan irtibatı o kadar güçlüdür ki, o, Paris Üniversitesinde ders verirken, yasak olmasına rağmen Aristoteles 'in metafiziği ve tabiat felsefesi ile ilgili kitaplan; özellikle de bunların Müslüman filozoflarca yapılan şerhlerini okumaktan çekinmemektedir. Ancak o, İslam filozoflannın pek çok fikrini bütünüyle benimsemesine rağm_en, eserlerinqe ilginç bir tavır olarak; mesela Gazali 'nin ve Farabi'nin adını hemen hemen hiç zikretmemekte, sıkça yararlandığı İbn Rüşd'ten söz ederken de ona muarız görünen bir tavır sergilemektedir. Her fırsatta Müslümanlan ve İslam filozoflarını dinsiz sapkınlar olarak niteleyen Thomas, bu olumsuz yargısına rağmen, gerçekte Tann ispatlamalarında Farabi 'ye müracaat etmeden, teoloji ile

    Dr., Çukurova Üniversitesi.

  • 1 02 i s r r i r n - T u r k M e d e n i y e t i v e A v r u p a

    felsefenin arasm a y m a qabalannda Gazali'den yararlanmadan, Aristoteles yorum- lannda ise, ibn Riigd'en almtllar yapmadan m e r a m rasyonel bir mantikla izah etmekte giiqliikler qekmektedir.

    Thomas, inancl ve bak~g aqisi geregi Miisliiman ibn Riigd'e ve ibn Riipdqiiliige kargi olan bir diigiiniig qizgisine sahiptir. Ancak bizim kanaatirnize gore, bu qizgiyi sonuna kadar devam ettirememigtir. 0yle ki bagta pek qok felsefi meselede ibn Riigdqii1iiti;e kargi iken sonda adeta gizli bir ibn Riigdqii olmugtur. Bellci de bundan dolayl onun goriiglerinin pek $ow, daha yagadia donemde ciddi olarak elegtirilmigtir.

    Savundu$ju goriiglerden dolay~ once aforoz edilen Thomas'm birkaq asir soma Aziz olarak ilan edildi@ goriilmektedir. Giiniimiizde ise, onun imam &lla qeligmedigi varsaylma dayali din yorumlan, Diinya Katolik Kilisesince resd ogeti olarak kabul edilmektedir.

    1slam felsefesi, Aziz Thomas'm giiniimiiz Diinya Katolik Kilisesince israrla onemsenen Hnistiyanligin rasyonel yorumunda hatm saylln- bir paya sahiptir. Hatta Aquinali Thomas'm Aziz Thomas olmasinda Miisliiman filozoflam olumlu katlusi, olmazsa olmaz bir unsurdur.

    Tebligde son zamanlarda cilizda olsa seslerini yukselmeye qabalayan birkac; onyarglsiz aragtumaci dlgmda, gmemezlikten gelinen ya da gozden kaqmlan bu d m , ibn Riigd'iin Thomas'a olan etkisi baglammda dinin felsefeyle uzlagtmlmasi problemiyle suurlandmlarak orijinal kaynaklar lglmda tartlgmaya aqilmaktadir. Hedeflenen ise, Thomas'm ibn Riigd kargitli@m lusmen yapadla donemin siyasal ve bilimsel atmosferinden, lusmen eksik ve yanlig bilgilenmeden kaynakland~gna dikkatleri qekerek; Aziz Thornas'm Latin Ortaqag Avrupa'smda en qok taglgilan meselelerde ibn Riigd'ii yanlig yorumlayan Latin ibn Riigdqiilere kargi qlkarken farlunda olmadan "gizli bir ibn Riigdqii" olmup olabileceginin altm qizmektir.

    Ortaqag 1slam felsefesi aragtxmalamda sagduyu sahlbi bir bilim adam olan Alain de Libera, dilirnize de qevrilmig olan "Ortaqa$j Felsefesi", baplig~n~ tag~yan eserinde ibn Riigd'ten soz ederken "higbir Jilozof onun kadar yanby anla~zlmamzy ve zpiraya u@-amam~~tzr'~(Libera 2005, s: 155) der. Gerqekten de do@u bir tespittir bu; zira Ortaqag Latin Diinyasm qok yonlii olarak etkileyen ibn Riigd, bellu de ciddi anlamda hem takipqileri, hem de mumzlan olan tek Islam filozofudur. Oyle ki, orijin olarak ibn Riigd'e ait olmayan; ancak onun felsefesinin yanlig bir yorumundan kaynaklanan nefsin oliimsiizlii@ ya da &llam ebediligi ve birligi anlaylpnm Siger de Barabant gibi filozof ibn Riigdqiiler tarafmdan israrla sawnuldu$ju, Aziz Thomas gibi ibn Riigd ve ibn Riigdqiiliik karglh olarak bilinen teologlarca da piddetle reddedildig goriilmektedir.

    Aziz Thomas, her firsatta ibn Riipd'ii ve ibn Riigdqiiliigii elegtirdiginden giddetli bir ibn Riigd kargih olarak tan~nmigtn-. Hatta eserlerinden birine "De Unitate Intellectus

  • Süleyman Dön m ez 103

    contra Averroistas" (İbn Rüşdçülere Karşı Aklın Birliği Üzerine) adını vermiştir. Eserine de şu cüınlelerle başlamayı uygun bulmuştur:

    "İnsanın hakikati bilmek istemesi jıtrf bir istektir. Sap/anlıklardan sakınmak da içsel, doğal bir olgudur. Pek çok sapkın anlayışlar ortaya çıkmıştır. Hele hele bunlardan biri var ki, çok tehlikeli ve zihinleri allak bullak ediyor. Bizler aklımız aracılığıyla hakikati bilmek ve sap/anlıklardan korunmak için var olduk. {İşte) bu sap/anfikirlerden birinin (ana) kaynağı İbn Rüşd'tür." (c. Averro. Prooe., 173f).

    Bu ifadeler, Thomas 'ın İbn Rüşd hakkında nasıl bir algılayışa sahip olduğunu açıkça ortaya koyuyor görünmesine rağmen, esasen Thomas 'ın fikri bağlamda

    gerçekten İbn Rüşd'e mi, yoksa İbn Rüşd'ü yanlış yorumlayan İbni Rüşdçülere mi karşı olduğu, yoruma muhtaç bir meseledir. Zira sahnenin arkası, perdeye yansıyandan oldukça farklı görünmektedir. Bu nedenle sorunun bugüne kadar söylenen ve

    yazılanların fazla etkisinde kalmadan orijinal eserler ışığında dikkatlice yeniden

    tartışılmalıdır. Bizim kanaatimizce; sahne önünde katı· bir İbn Rüşd muanzı görünen Aziz Thomas, sahne arkasında sıkı bir İbn Rüşdçüdür.

    Savın geçerli olup olmadığı şu gerçekler ışığında sınamak olasıdır:

    Aquinalı Thomas, gerek yukanda adı geçen gerekse diğer eserlerinde İbn Rüşd'e değil, esasen İbn Rüşd'e ait olmayan; fakat İbn Rüşdçülerin İbn Rüşd'e atfettikleri Hıristiyanlık için tehlikeli bulduğu görüşlere itiraz etmektedir. Bunu yaparken de İbn Rüşd'le İbn Rüşdçüler arasında açık bir aynm yapmamaktadır. Hatta genel bir yargıyla

    bütün Müslümanlan, sapık ve bayağı duyguların esiri kişiler, onun yolunu takip eden Hıristiyanlan ise sapkın olarak nitelemektedir. Müslüman İbn Rüşd'ü de Aristoteles'i

    bozan ve düşünceleriyle Hıristiyanlığa büyük zarar veren zındık bir yorumcu olduğunu

    açıkça ifade etmektedir. Ancak, Thomas 'ın ilginç bir şekilde, itibar edilen bir Aristoteles yorumcusu olan muanzı İbn Rüşd'ün pek çok fık:rini tekrarlamaktan da uzak

    durmadığı dikkatlerden kaçmamaktadır. O Halde şöyle bir çıkanma gitmek mümkün

    görünmektedir: Thomas, ya İbn Rüşde mi, yoksa İbn Rüşd'ü yanlış yorumlayan Latin İbn Rüşdçülere mi karşı olduğunu ayırt edememekte, ya da dini inançlan ve sahip olduğu misyon gereği İbn Rüşdçülerin üzerinden İbn Rüşd'e karşı politik bir tavır takınarak bilinçli bir yönlendirme yapmaktadır.

    Bütüncül bir değerlendirme, onun karşı duruşunun fikri ihtilaflardan daha çok, siyasi endişelerden ileri geldiği çıkanmını destekler mahiyettedir. Çünkü Thomas'ın çağında bazı çevrelerce İslam, Hıristiyanlık için büyük bir tehlike olarak algılanmaktadır. Özellikle filozof İbn Rüşd'ün ve onu takip edenlerin sahip olduklan görüşlerin Batı'yı Doğu'dan

    ayıran temel değerleri yıkıcı bir mahiyette olduğuna inanılmaktadır.

    Hıristiyanlığın selameti adına tehlikeli bulunan bu durumun Skolastik

    düşünürlerce ~öğüslenmeye ve değiştirilmeye çalışıldığı, Thomas 'la da zirveye ulaştığı söylenebilir. Lakin onun rasyonel bir yorum metoduna dayalı açıklamalarında pek çok

    felsefi meselenin dinle uzlaştınlarak çözümlenmesinde sağlam deliliere sahip olan

    muarızı İbn Rüşd'ün katkılan da açıkça göze çarpar.

  • 104 ~ s , l r i m - T i i r k M e d e n i y e t i v e A v r u p a

    Thomas, Biiyiik bir ihtimalle as11 kargi durdugu ibn Riigdgiilere ibn Riigd'le cevap vermeyi denemektedir. Ciinkii Thomas, aynen b n Riigd gibi, oncekilerin diigiincelerine kapali bir anlayiga sahip degildir. Ancak a@rlikli olarak mevcut siyasi ortamla Thomas'm yuklendi@ misyon, lusmen de ya&g ve eksik bilgileme, perde arkasmm perdeye yanslyandan tamamen far& olmasm gerektirmigtir. Bu iki yiizlii gergekligi, Orta Cagda iizerinde durulan temel meselelerden hareketle gok yonlii ve genig olarak tarbgmak olasih. Ama biz burada, yukanda da ifade edildigi iizere, meseleyi din- felsefe iligkisi baglammda sllllrlandmlarak ozetlenmeyi yeterli bulmaktayiz.

    Din Felsefe hi~kisi

    Aziz Thomas, b i i w eseri Summa Teologiae'm 1.Quaestion'unu (sualini) teolojinin (dinin) ozii, metodu, degeri ve felsefeyle olan iligkisine aymaktadir. Aynca aym konuya ilk biiyiik eseri Sentezenkommentar'm (Sentez Serhi'nin) yine I. Quaestion'unda, Boethiusu 'un De Trinitate (Teslis iizerine) baglkh eserine yazdiii;l gerhte, De Veritate'de ve Summa contra Gentiles'in (Kafrrlere kargi Kiilliy2t7m - Kafirlere Reddiye'nin) birinci cildinin 1-9 boliimlerinde de yer vermektedir. Onun din- felsefe iligkisi gergevesinde inancm alulla aglManabilmesi problemine yaklagm ve ileri siirdii@ giiziim onerileri, 1slam filozofu ibn Riigd'iin yogun etkisi altlnda oldu@mu agrkga ortaya koymaktadir.

    Thomas, vahye dayanan din3 bilginin nigh gerekli o lduma yonelik ileri siirdiig delilleri ibn Riigd'ten alm~~tn-. Ancak o, goriiglerini benimsedigi Miisliiman diigiiniir ve filozoflann isimlerini genelde aglklamadi@ndan genelde bu durum, gozden kagmlrmgtn-. ElegtirdiB MMliiman filozoflam islmlerini srkqa tekrarlamg ohas1 da onun pek gok diigiinceyi Miisliiman diigiiniirlerden almig olduw gerqew somut olarak gormeyi engellemigtir (Bedevi 2002, s: 33).

    Thomas, dini felsefeyle 'uzlaghrmak isterken insanlam hakikati kavrama seviyeleri egit olmad~rndan hareketle dinin biitiin inanlan iqine alan sade aglklamalar y a p t i w ifade eder. Zira "biiyiik emek, sabzr ve dikkat isteyen felsefl ara~tznnalarla hakikate ulapnak, biitiin insanlar i ~ i n miimkiin olmayabilir. Hakikati bulmak, zorlu bir me~galedir. Bu nedenle ciddi zaman kaybz doarur. 0 halde din (vahiyl, hakikati dogizrdan alabilmenin en kolay yolu olarak gereklidir. Eger ilahi vahiy olmazsa, insanlardan sadece kiiqiik bir azznlzk kurtulu~a erebilir. " Dinin gerekligi yoniinde ileri siiriilen bu aglklamalarla ibn Riigd'iin Faslu '1 Makdl ve el-Kefu an Mendhici '1-Edille Ji AktiidiJl-Mille ad11 eserlerinde yer verdigi ccinsanlarzn tabiatznzn tasdik yoniinden birbirinden farklz old* ve dinin biitiin insanlara doniik bir iislupla insanlarr do@ yola ~agzrdzgz" anlayigi arasmdaki benzerlik, Thomas'm bir mirasyedi oldu@nu gostermektedir. Ancak Thomas, ibn Riigd'le aym goriigleri paylagtgmm farkmda degil gibidir. Bu d m , onun din-felsefe iligkisi baglammda yapha diger aglklamalannda da s%a k a r g m a ghaktadir .

  • Sül_eyman Dön m ez 105

    Thomas'ta İbn Rüşd'ün tekran mahiyetinde; ama ona müspet bir atıf yapılmadan,

    dinle felsefenin içsel bir ilişki içerisinde düzenlenmesi gayreti vardır. Mesela her iki düşünür için de felsefe, dinden (şeriattan) kopuk bir alan değildir. Esasen her ikisi de Tann'nın sonsuz hikmetinin iki ayn yansımasıdır. İkisi de haktır. Ama felsefe, öncelikle aklın doğal ışığı ile kamtlanabilenlerin meydana getirdiği alana; din ise, imana ve dini

    otoriteye dayanan hakikatierin sahasına tekabül eder. Dinin sunduğu ilahi bilgi (vahiy), felsefe aracılığıyla kazarnlan insani bilginin aklİliğine kesinlikle zarar verici bir içeriğe

    sahip değildir. Din, aklı desteklemek ve tamamlamak; felsefe de dini anlaınlandırmak

    durumundadır. Zira hakkın hakka zıt olması muhaldir .

    . İbn Rüşd ve Thomas, din ile felsefenin yönternce aynlan, ancak benzer konular

    üzerine düşünen ve ayın amax doğrultusunda hareket eden iki farklı bilim olduklannda

    hemfıkirdir. Dinin de felsefenin de asıl açıklamaya çalıştığı konu, Tann 'nın varlığıdır. Din, varlıkları akılla inceleyerek onlar hakkında bilgi edinmeye çağınr. Felsefe de ayın

    usulle varlığı Tann 'ya delaleti açısından inceler. Ancak felsefede daha ziyade olgulardan Tann'ya, dinde ise, Tann'dan olgulara ulaşılır. Her ikisinde de nihai gaye,

    insamn mutluluğudur. Bu da Tann 'yı doğru bir şekilde bilebilmekle gerçekleşir.

    Thomas'ın ''felsefenin de dinin de bilimsel bir disiplin olarak insana ahlaki erdemleri öğrettiği" (Sth. I, 1,7) tespiti, İbn Rüşd'ün ''felsefenin ahlak ve siyaset kanalıyla, dinin ise ilkeler ve ibadetler aracılığıyla kötülükleri ve hayasızlıkları engelleyerek insanların toplumda erdem/e yaşamayı öğüt/ediği" (Teha:füt, s.330), belirlemesinin özetlenmiş halidir.

    İbn Rüşd, aklın kavrayamadığı bazı konularda dinin uyan ve açıklamalanna başvurmak gerektiğini savunur. Thomas'ın nazannda da dinde aklı aşan; ama akla ters

    olamayan hakikatler vardır. Ama o, teslis gibi, aklı aştığını söylediği anlayışlarm akılla çelişik olmadığı konusunda suskundur. Bu tür iman esaslarını aklın kabul ettiğini; ancak

    anlatamadığını, yetersiz kaldığını kabul eder. İbn Rüşd ise, sonuna kadar realist ve

    rasyonalist (Sarıoğlu 2003 s: 132) görünür. Ama ruh meselesinde olduğu gibi, bazı konularda dine teslim olmanın gerekliliğine inanır. Fakat ona göre hakikati kavrayan

    insanlar muhakkak vardır (Sarıoğlu 2003 s: 136). Ama her hakikat herkese

    açıklanmamalıdır. Gerçekte dinle felsefe arasında kesinlikle bir uyuşmazlık yoktur.

    Çünkü din, insan içindir. Akıllı. bir varlık olan insanın ise, çelişkiler içinde yaşaması mümkün değildir; çelişki, aklı rahatsız eder; huzursuzluk doğurur.

    İbn Rüşd'e göre, akıl ve inanç fı.tri olgulardır. Doğal olarak bunlann çatışmaması gerekir. Zira çelişki üzerine kurulan mantıksal bir açılım, sorunlu bir kişilik ortaya

    çıkarır. Bu nedenle dinle felsefe arasında bir çelişki ortaya çıkarsa, ilirnde yetkin olanlar

    tevil yoluyla bunu gidennelidir. Thomas ise, dini felsefeyle uzlaştınnak isterken taviz vermeksizin önceden belirlemniş bir hakikat anlayışına bağlanır. Bu, bir noktadan sonra akılla açıklanamayan ve sadece inamlması gereken bir alandır. Din, iddia ettiği

    • hakikatıerin prensipte araştınlıp incelenmesine karşı değildir. Ancak bu araştinnanın neticesi, dinin iddialanın oluınlamalıdır. Eğer, beklenen pozitif destek açığa çıkmazsa,

  • 106 i s , l d m - T u r k M e d e n i y e t i v e A v r u p a

    felsefenin ulagt@ hatali sonuq, dinin denetimiyle tashih edilmeli yahut hatah kabul edilip ondan vazgeqilmelidir. Qinkii bazi hakikatler akli agmaktadu-.

    Goriildii@ iizere Thomas, din-felsefe iligkisini ele alu-ken sadece teslis, fsa 'm bedenlegmesi gibi iman esaslam alulla izah edemediwden ibn Riigd'en aynln. Aslmda onun akh agan hakikatler olarak sunduB Hlristiyanligm iman dogmalan, ozellikle de teslis, alul iistii bir hakikat degil, a k h qeligkili bularak iptal ettigi bir safsatadu-. Bu nedenle Thomas, ibn Riigd'iin goriiglerini Aristotelespi rasyonalizmin yardmiyla Hrristiyanliga uygulamak istemektedir. Ama mesele Hz. fsa'nm Tam lahmda bedenlegmesine gelince rasyonel bir tawla qoziimlenemeyecegi gerqegiyle yiizlegmektedir. Art& Thomas'in ibn Riigd'iin yolunda yiiriimesi imkansizdu-. Onu agacak kudreti de yoktur.Yapilmas1 gereken manmi tek hareket ise, aklln almadi@; sadece iman edilmesi gereken bir alarm savunmasm yapmaktx. Thomas'm ibn Riigd'ten belirgin olarak farkli tavu- sergiledig tek nokta budur. ibn Riigd de bazi konularda geraite tabi olmak gerektigi soyler. Lakin bunlann kavranmasmda aklln yetersiz oldu@ noktasmda Thomas gibi israrci degildir. Onu bu tiir meselelerde peygamberlere tabi olmamn en uygun yo1 oldu&nu soylemesi, sadece toplumda fikri kargagaya yo1 aqmamak iqin yap ihg bir tavsiyedir.

    Thomas'm gerqekte ibn Riigd kaynakli olmayan bazi diigiince ve yorumlara dayanarak muhalefet yapmasi dikkate deger bir noktadu-. Muhtemelen o, ibn Riigd haMunda yeterli bilgiye sahip degildi. Bu nedenle ibn RiigdGlerle ibn Riigd'ii ozdeglegtirdi. Boylece Thomas, Islam filozoflanndan derledigi pek qok goriigii, Hrristiyan bahg aq~slyla tadil edip Aristotelesqilige isnat ederek ibn Riigdcciiler iizerinden ibn Riigd'e kargi qlktr. Ama aslmda ibn Riigdqiiler tarafmdan israrla savunulan; Thomas'm da giddetle karg~ qiktrgl bazi diigiince ve savlarla ibn Rugd'iin pek alakasi yoktu. Onun Orta Gag skolastik felsefesine Aristoteles'ten miras kalan "ikili hakikatyy (Double Truth) kuramm ibn Rii~d kaynakli sanarak reddetmesi buna bariz bir ornektir.

    &I ve vahiy bilgisinin ayn olmasi gerektigini savunan "Mi hakikat" ofjretisini ibn Riigd'iin benimsedigi y o m a dayali bir husustur. Biitiinciil bir degerlendirme, onun bu teorinin geqerliligini Anstoteles gerhleri digma tagumadi&u hemen aqiga qlkaracaktu. Ancak Thomas, bu konuda da ibn Riigd'e atfedilmesi zor goriinen diigiincelerden dolayi acmanca saldmaktadlr. Esasen onun elegtirilerinin gerqek muhatabi ibn-~ugd degil, ibn RQdqiiler olmahdlr. Zira ibn Riigd, Thomas'm iddia ettig gibi, ikili hakikati degil, geriat olarak ifade ettigi vahyi esas alan dinle felsefenin dayanagl a h iq iqe olduklam savunur. Ona gore, "yalnzz akla dayalz bir geriat bulunabilecegini kabul eden kimsenin zorunlu olarak b6yle bir qeriatzn hem akla hem de vahye dayanan ~eriattan duha eksik oldu@nu kabul etmesi gerekir." (Tehafut, s. 330). Bu, Thomas'm rahathkla benimsedigi ve savundugu bir diigiincedir. Demek ki, onun ibn Riigd'e yonelttigi buyiik qogunlu@ tamamen mesnetsiz ve hakslz olan elegtirileri, ibn Riigd'le iligkisinin f%ri olmaktan daha qok siyasi ve din3 kayglar iizerine inga edi1diii;ini net olarak ortaya koymaktadlr. . .

  • Süleyman D önmez 107

    Sonuç

    Doğu'nun ve Batı'nın iki ayn dünya, uzlaştınlması kolay olmayan iki farklı kültür olduğundan kuşku duyıııayanlar vardır. Örneğin Rudyard K.ipling, bir şiirinde "Doğu Doğu 'dur. Batı da Batı ve bu ikisi hiçbir zaman birleşmeyecektir. Dünyanın iki ucundan, iki kuvvetli adam bir araya gelse, bu ayrılık ortadan kalkar." Demektedir. Kipiing'in doğrusal bir okumaya dayanan bu sanısının ilk cümlesini Thomas'ın İbn Rüşd'le olan ilişkisindeki siyasi ve dini kaygılarına; ikinci cümlesini ise, doğuyla batı arasındaki aynlığı kaldırmaya muktedir iki özne olarak İbn Rüşd'e ve Aziz Thomas'a hamletmek mümkündür. Zira Thomas 'ın muiınz belleyip kıyasıya eleştirdi ği İbn Rüşd eleştirilerinin arkaplanı, Goethe'nin ulvl bir sezişle dile getirdiği "kendini ve ötekini bilen(ler için), Doğu 'nun ve Batı 'nın birbirinden asla ayrılmadığının itiraf edilmesi gereken bir bütün" olduğu tespitini haklı kılan bir zemine sahiptir.

    Thomas, İbn Rüşd'ü ona ait olmayan düşüncelerden dolayı :fütursuzca eleştirmekte; fakat garip bir şekilde din-felsefe ilişkisi problemini ele alırken İbn Rüşd'ün dinin felsefeyle çelişik olmadığı bağlamında ileri sürdüğü argümanları, neredeyse harfi harfine tekrarlamaktadır. Hatta açıklamalarında İbn Rüşd'le aynı kaygılan taşımakta ve benzer sıkıntılardan bahsetmektedir. ifadeler arasındaki bu benzerliği, her iki düşünürün de aynı şeyleri düşünmüş olabilecekleri kabulünden hareketle açıklamak zor görünmektedir.

    Samimi bir Hıristiyan teologu olan Thomas, taşıdığı misyon gereği döneminde yaygınlık kazanan ve Hıristiyanlık için tehlikeli gördüğü İbn Rüşdçü görüşlere karşı çıkmıştır. Onun siyasi ve dini kaygılarından güç alan İbn Rüşd muhalefeti, gerek İbn Rüşdçülerin yanlış yorumlan gerekse İbn Rüşd hakkında yeterli bilgiye doğrudan ulaşamaması nedeniyle oldukça ilginç bir sonuç doğurmuştur. Pek çok meselenin çözüm önerilerinde İslam filozoflarının da yoğun katkıda bulunduğu bir birikime sahip olan Thomas, farkında olmadan İbn Rüşd'ün görüşlerini sıklıkla dile getirmiştir. Altı çizilmesi gereken en açık olgu, onun kesinlikle İbn Rüşd'ü değil, İbn Rüşd'ün sanılan görüşlere sahip çıkan İbn Rüşdçüleri eleştirmiş olduğudur.

    Thomas'ın, belki de farkında olmadan, İbn Rüşdçülerin tezlerini İbn Rüşd'ün fikirlerinden de faydalanarak çürütme girişimi, bizlere onu Orta Çağ Skolastik dönemin tek gerçek İbn Rüşdçüsü olarak yorumlama imkarn sunmaktadır.

    KAYNAKLAR

    İbn Rüşd'ün istifade edilen eserleri:

    Felsefe Din ilişkileri (Fas'u'l-Makal), (el-Keşfan Minhaci'l-Edille), (çev. Süleyman Uludağ),

    İstanbul1985. p

    Tutarsızlığın Tutarsızlığı (Tehafütü 't-Tehafüt), (çev. Kemal Işık, Mehmet Dağ), Samsun 1986.

    Fas lu 'l Makdl fi mii beyne 'l hikmeti ve 'ş Şeri 'ati mine 'l-ittisal (Türkçe çevirisyle birlikte nşr. Bekir Karlığa), İstanbull992.

  • 108 1 s 1 2 r n - T u r k M e d e n i y e t i v e A v r u p a I

    Thomas Aquinas'm istifade edilen eserleri:

    [Opusculaphilosophica.] Ed. Raymundo M. SPIAZZI. Turin/Rom 1954.

    [Opuscula theologica, vol. I: De re dogmatica et morali.] Ed. Raymundo A. VERARDO. Turin/Rom (1954)2 1975.

    [Opuscula theologica, vo1.V: De re spirituali.] Ed. Raymundo M. SPIAZZI. Turin/Rom (1954)2 1972.

    [Summa contra Gentiles] Liber de veritate catholicae fidei contra errores infidelium, seu Summa contra gentiles. Textus Leoninus diligenter recognitus. Ed. Ceslaus PERA collab.

    Petro MARC et Petro CARAMELLO (2. vol.). Turin/Rom 196 1.

    [Summa contra gentiles I, cap. 10-13. 151 Die Gottesbeweise in der ,,Summe gegen die Heidencc

    und der ,,Summe der Theologiecc. Text rnit ae r s . , Einl. U. Komm. von Horst SEIDL

    (PhB 330). Hamburg (1982) 21986, pp. 1-37.

    [Die Summe wider die Heiden.] Nach der Lat. Urschrifl dtsch v. H. Nachod u. P. Stem, erl. v. A. B m e r . I -N Leibzig 1935-1 937.

    [Summa theologiae], Editio Paulina. Rom (1964) 21988.

    [De unitate intellectus contra averroitas] ijber die Einheit des Geistes gegen die Averroisten von Thomas von Aquin, Thomas von Aquin, und WolfTJlrich Kliinker von Freies Geistesleben (Sondereinband - 1987).

    [Quaestiones disputatae De veritate] Untersuchungen iiber die Wahrheit, fhertr. v. Edith Stein. 2. Bde., 3. erw. Aufl. Lijweflreiburg 1964 (Edith Stein Werke 3,4).

    [Expositio super Librum Boethii de Trinitate.] Rec. B. Decker, Leiden 1965.

    [Scripfum super Libros Sententiarum 2Lfagistri Petri Lombardi.] Ed. P. Mandonnet u. F. Moss, 4 Bde, Paris 1929-1947.

    Diger istifade edeilen eserler:

    Kiiken, A. Giilnihfil, Do@-Batr. Felsefi Etkilegiminde Ibn Riigd ve St. Thomas Aquinas Felsefelerinin Kaqilagtmlmas~, Istanbul 1996.

    Bedevi, Abd al-Rahman, Bab Dugiincesinin Ol~umunda fslarn'm Rolii, (qev. Muharrem Tan), Istanbul 2002.

    Sanoglu, Hiiseyin. ibn Riigd Felsefesi, Istanbul 2003.

    Gilson, Etienne. Ortaqag Felsefesinin Ruhu, (qev. Samil bcal), Ocak 2003.

    Karlrga, Bekir, Islam Diigiincesi'nin Bat1 Diigiincesi'ne Etkileri, 1stanbul2004.

    De Libera, Alain, Ortaqag Felsefesi, (qev. Ayge Meral), fstanbul2005.